Önder Sav vaktiyle, Hacc''a gitmeye niyetlendiğini söyleyen bir partiliyi, “Boşver Araplara kaptırma paranı. Bakarsın Muhammet bırakmaz seni, kalırsın oralarda” şeklinde, Peygamber''e okey arkadaşı muamelesi çekerek sarakaya aldığında, mütedeyyin kesimde orta çapta bir infial oluşmuş ama bu, CHP Genel Sekreteri''nin kellesini almaya yetmemişti.
Görünen o ki, geçtiğimiz Cuma, TBMM''de yaptığı konuşmada Dersim katliamını onaylıyor görüntüsü veren Onur Öymen, o kadar şanslı olamayacak. CHP''lilerin klasik pot kırma sonrası rutini “bir süre ortalıkta görünmeyerek meseleyi unutturma ve yırtma” taktiği sökmeyecek gibi bu sefer. Çünkü istifa çağrıları ve çeşitli illerde düzenlenen Alevi gösterileri sönümleneceğe benzemiyor. Sönümlenmesin de zaten...
Kimsenin kellesinin peşinde değiliz elbette… Ama, memleketin imtiyaz istihkakının tamamına sahip olduğunu vehmeden ve “Atatürk''ün partisi, devrimlerin emanetçisi” etiketi altında eylediklerinin, söylediklerinin sorumluluğunu üstlenmeyi bırakın, her kabahatlerini laiklikle meşrulaştırarak işin içinden çıkan ''übermensch''lerin ayrıcalığı da bir zahmet son bulsun artık…
Neden mi? Çünkü bunlar münferit saçmalamalar değildi.
Birincisi, bu kademelerdeki isimlerin ifadelerinin genel itibariyle partinin resmi görüşü olarak kabul görmesi usuldendir. İkincisi, ne aleviler, ne Kürtler, ne dindarlar, ne azınlıklar rejimin “makbul” addettiği vatandaş tiplemeleri arasında hiçbir zaman olmadı ve CHP''den çıkan çatlak seslerin hedefinin de aynı kesimler olması, sadece minik bir tesadüf değildi..
CHP''li kadınların Kur''an ve ezandan duydukları rahatsızlıkları dile getirdiği video görüntülerinin üzerinden çok geçmedi. Keza, 2007''deki muhtıranın her satırına katıldıklarını beyan eden parti yetkililerinin cümleleri de daha hafızalarda çok yeni. CHP''li ağızların TC ideolojisinin resmi söylemiyle birebir örtüşen bu ifadelerine, bir dil sürçmesidir deyip geçmek için fazlasıyla klişe herşey.
Yani ki; Alevi kesimin tepkisinin birazı Onur Öymen''e ise, bir kısmı da şimdiye dek kafalarına yedikleri topuzlara hiç itiraz etmeden sevdikleri, devlet ideolojisine bence. Ama geçtiğimiz yıl Cumhuriyet tarihinde ilk kez olarak geniş katılımlarla meydanlara dökülen Alevi kesimin, Öymen''e olan bu büyük tepkisi de, gösteriyor ki Stokholm Sendromu bitmek üzere.
Peki ama, Dersim''in yarası 70 yılda bile kabuk bağlamadıysa, o yaranın cerahati kendi içine akıp durduysa, Alevilerin Cumhuriyet idelolojisine ve bu ideolojinin taşıyıcısı olan CHP''ye yıllar yılı süren bu derin aşkının sebebi neydi?
O Aleviler ki, Mustafa Kemal Atatürk''ün 01 Kasım 1936''daki Meclis Açılış Konuşması''nda Dersim üzerine söylediklerinden, “çıban” benzetmesinden pekala haberdar olup, haberdar değilmiş gibi yaptı. Cumhuriyet tarihi boyunca, hatta tarihi tarihince 1924''teki Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Hakkındaki Kanun''dan bu yana resmi ideolojinin tanıdığı bir ibadet mekanları olmadı. Hepsi, kimliğini her daim saklamak gibi bir korunma kalkanı geliştirmek zorunda kalıp, Dersim''de Sabiha Gökçen''in bombalarıyla paramparça olup, Cumhuriyet tarihi boyunca bir başağrısı olarak görülmüş bir kesimin mensuplarıydı.
Ve her seçim dönemi de, gidip oylarını CHP''ye atarlardı.
Bu manzaradan benim anladığım şu:
Kemalist ideolojinin belli bir dönemden sonra “madem bu ülkede dindarlık olgusu eprimedi, bari yerine suya sabuna dokunmayan bir dini yani, Aleviliği ikame edelim” şeklinde bir tez ortaya sürmesi, hiçbir din ve hiçbir dindarla hiçbir işi olmadığı bilinen CHP''nin iddiasız inançları nedeniyle devletçi görüşe en yakın kesim olarak Alevileri görmesi ve “oy deposu” olarak kullanması, Alevileri Dersim gibi zulümlerle bir daha karşılaşmayacaklarına ikna etmişti. Onlar, acı dolu ortak hafızaları sayesinde rejimle savaşmayı değil barışı seçmişti.
Alevilerin sünni kesimle olan sürtüşmesi de bu saf değiştirmenin dinamosuydu elbette. Ve Aleviler CHP''li oldu.
Gelgelelim, bu Alevilere özgürlük ya da daha iyi hayat şartları getirmedi, olsa olsa onları kullanılmış bir mendilin serencamına sürükledi. Çünkü, Aleviler de referanslarını ''inanç''tan alan bir cemaatti ve iman ettiklerinin tüm gösterenleri referanslarını kutsaldan alıyordu. Bu ise, laikliğe aykırıydı.
CHP için aleviler en fazla oy hesabına vurulacak birer kelleydi.
Bu ortaya çıktı ve Aleviler''in de tarihlerinde ilk kez sesi çıktı. Sıra, Alevilikle Sünni inancını karşı karşıya getiren ve haniyse “mezhep ayrışması”na zemin hazırlayan “Alevilik İslam dışıdır” söyleminde… Umalım da Aleviler bu numarayı da fark etsinler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.