Kasımda enflasyon başkadır

04:007/12/2024, Cumartesi
G: 7/12/2024, Cumartesi
Özgür Bayram Soylu

TÜİK Kasım 2024 için TÜFE’nin aylık %2,24 yıllık ise %47,09 oranında arttığını açıkladı. Her ne kadar son 17 ayın en düşük enflasyon seviyesi yakalanmış olsa da halen daha yüksek seyreden enflasyonun hem ekonomi hem toplum üzerindeki baskısı hissediliyor. Özellikle çekirdek ve hizmet enflasyonundaki yavaşlamanın etkisi ile yıllık bazdaki düşüş eğilimi gerçek manada enflasyonun kontrol altına alındığına işaret etmemekle birlikte yapısal adımlara olan ihtiyacın gerekliliğine göz kırpıyor. Gıda fiyatlarındaki

TÜİK Kasım 2024 için TÜFE’nin aylık %2,24 yıllık ise %47,09 oranında arttığını açıkladı. Her ne kadar son 17 ayın en düşük enflasyon seviyesi yakalanmış olsa da halen daha yüksek seyreden enflasyonun hem ekonomi hem toplum üzerindeki baskısı hissediliyor. Özellikle çekirdek ve hizmet enflasyonundaki yavaşlamanın etkisi ile yıllık bazdaki düşüş eğilimi gerçek manada enflasyonun kontrol altına alındığına işaret etmemekle birlikte yapısal adımlara olan ihtiyacın gerekliliğine göz kırpıyor. Gıda fiyatlarındaki artışın gölgesinde geçen kasım ayında Cemal Süreya’nın “sonbahar sanattır, diğerleri mevsim” dizelerine eşlik eden bir başka enflasyon ile baş başa iken buluyoruz kendimizi.

Gıda fiyatlarındaki aylık %5,10, yıllık %48,57 artışa eşlik eden taze sebze fiyatlarında %126’lık artış gıda ile olan aşkımızı sarsıyor. Her ne kadar mevsimsel geçişler ve öncül asgari ücret fiyatlama davranışları etkisi olsa da tarım sektörü ile karar verici mekanizma arasında onarılması gereken duygusal bağların olduğu gerçeği kendini bir kez daha gösteriyor. Gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklıklar, planlama eksiklikleri, üretim maliyetleri artışları, tarımsal üretimde bağımlılıktan kaynaklı bir sorun mu var sorusu tencerede kaynamaya devam ediyor.
Özellikle dar gelirli kesimler için ciddi bir baskı unsuru olan gıda fiyatlarındaki oynaklıklar aşk bir mevsim acısı dört mevsim orta oyununun başrolünü tayin ediyor.

SANCI KAPIDA
Kasım ayı enflasyonunun bir diğer dikkat çeken kalemi ise konut fiyatları ve kiralardaki artış oranında dikkat çekiyor. TÜİK verilerine göre, konut harcama kaleminde yıllık artış %74,45 seviyesinde gerçekleşti. Kasım ayı kira artış oranı ise %60,45 gibi yüksek bir oranla karşımızda. Aylardır ev sahibi ve kiracılar arasında süren kıyasıya mücadele başka bir boyuta taşınıyor. Hem konut sahipleri hem de kiracıları derinden etkileyen bu mesele, on iki aylık ortalama değişimdeki katılık devam ettikçe süreceğe benziyor. Enflasyonda normalleşme umuduyla %25’lik artış sınırının temmuz ayında kaldırılmasıyla ev sahipleri ve kiracılar arasındaki kafes dövüşleri hız kazanıyor, daha küçük metrekareye daha yüksek kira kampanyaları dikkat çekiyor.
Vicdanlarla on iki aylık ortalama değişim arasına sıkışmış kira artış oranları modern zamanın Romeo ve Juliet’lerini “Kasım’da enflasyon başkadır” mottosunun aşkın zor halinde buluşturuyor.

SESSİZ KAHRAMAN: ÇEKİRDEK ENFLASYON

Kasım enflasyon verisi hem kısa hem de uzun vadeli risklerin şekillenmesi açısından da önemli bir noktaya işaret ediyor. Döviz piyasasında yerli yatırımcının dövize halen daha göz kırpıyor olması ve Merkez Bankasının faiz indirim kıskacında olması enflasyonun kontrol altına alınacağına dair olan güveni biraz kırıyor gibi. Ayrıca geldiğimiz noktada enflasyonun temel dinamiğinde aşır kar arzusu ve arz kaynaklı baskıların yer aldığının belirginleşmesi faiz politikasının enflasyon üzerindeki etkisini sınırlıyor. Meali faiz enflasyondan ziyade doğrudan kur üzerinde etkisini gösteriyor. Bununla beraber çekirdek enflasyonun 1,53 seviyesi ile umut verici bir noktaya gelmesi Merkez Bankasından olan beklentiyi giderek artırıyor. Kullanması kolay faydası bu noktada sınırlı olan çekirdek enflasyonun fiyat oynaklığının azaldığına işaret ediyor olması sofradaki sorunları çözmek için henüz yeterli değil gibi duruyor. Çekirdek enflasyon masadaki tuzluk ise eğer, tuzluğun dolu olması ana menüdeki eksikliği bu mevsimde telafi etmiyor.


2025 VE ÖTESİ: ENFLASYONDA DENGELENME Mİ, YÜKSEK SEYİR Mİ?
2025 yılına dair enflasyon beklentileri, Merkez Bankası ve piyasa aktörleri arasında farklılık gösteriyor. Merkez, 2025 sonu için enflasyon tahminini %21 olarak belirlerken, piyasa beklentisi %25 seviyesinde. Hane halkının beklentisinin halen daha katılığını koruduğu bu ortamda bu tahminleri iyimser olarak nitelendirebiliriz.
Döviz kuru üzerindeki baskının halen daha sürüyor olması, iç talebin tek başına baskılanmasının yol açacağı belirsizlikler, maliye politikasının para politikasını beklenilen desteği verememiş olması enflasyonun yıllık %30’un altına düşmesini önleyen faktörler olarak öne çıkıyor.

Enflasyon ile büyüme arasında büyülü bir denge kurmak zorunda olan Türkiye ekonomisi kalıcı bir başarıyı yakalama baskısını üzerinde hissediyor. Bu nedenle Kasım ayı enflasyon verilerini sadece bir veri olarak değil, bir uyarı niteliğinde değerlendirmek gerekiyor. Adeta aşkın ilkbaharından çıkıp kışına düştüğümüzü hissettiren bir tabloyu bizimle paylaşıyor. Sezon finaline giderken bazı sorunlar çözüldü gibi duruyor belki ama asıl meseleler bir sonraki sezona kalmış gibi bir izlenim veriyor. Gıda fiyatları, konut ve döviz baskısı, 2024’ün sonunda da 2025’in başında da gündemde olacağa benziyor.

Bizde “sonbahar bir sanattır diğerleri mevsim.”
#Ekonomi
#enflasyon
#Özgür Bayram Soylu