Yeni Şafak neden ‘Türkiye’nin Birikimi’dir?

04:0010/10/2024, Perşembe
G: 9/10/2024, Çarşamba
Ömer Lekesiz

Çok değil bundan on beş öncesine kadar, Albayrak Grubu denildiğinde, onun hareketini ve istikametini de kapsayan bir sıfat olarak Yeni Şafak adına başvurulur; kuruluşu ’50’li yıllara dayandığı ve ana damarı inşaat-gayrimenkul, sanayi, lojistik, atık yönetimi, tarım, turizm ve eğitim… faaliyetlerinden oluştuğu halde bunlar bile Yeni Şafak sıfatıyla ifade edilirdi. Öyle ki grubun 1992 İstanbul’unda oluşan çöp dağlarını ortadan kaldırmak için başlattığı ‘Yeşil Adamlar’ hareketi bile Yeni Şafak’la anılır

Çok değil bundan on beş öncesine kadar,
Albayrak Grubu
denildiğinde, onun hareketini ve istikametini de kapsayan bir sıfat olarak
Yeni Şafak
adına başvurulur; kuruluşu ’50’li yıllara dayandığı ve ana damarı inşaat-gayrimenkul, sanayi, lojistik, atık yönetimi, tarım, turizm ve eğitim… faaliyetlerinden oluştuğu halde bunlar bile Yeni Şafak sıfatıyla ifade edilirdi. Öyle ki grubun 1992 İstanbul’unda oluşan çöp dağlarını ortadan kaldırmak için başlattığı ‘Yeşil Adamlar’ hareketi bile Yeni Şafak’la anılır olmuştu.

Oysaki, Yeni Şafak 1995 yılında Albayrak Grubu’na katılmış günlük bir gazeteden ibarettir ama 2007 yılında kurulan TVNET, 2012 yılından itibaren peş peşe yayımlanan ya da gruba alınan Derin Tarih, Nihayet, Gerçek Hayat, Z Raporu, Lokma, Cins, Skyroad, Bilge Çocuk, Bilge Minik ve Post Öykü dergilerinin tanım ve tanıtımında da öncelikli bir sıfat haline gelmiştir.

Bunun nedenleri üzerinde uzun uzun düşünmeye gerek yoktur çünkü o Yeni Şafak’ın içini gerçekten çok iyi doldurduğu “Türkiye’nin Birikimi” mottosu kapsamında sağlanmıştır. Buradan bakıldığında temsil ettiği faaliyetin hakikatine son derece uygun olarak kullanılan bu tek bir mottonun kendi ticari ve medyatik ilk anlamlarını da aşıp, milli bir mahiyeti ve baskıcı sisteme karşı onurlu bir muhalefeti peşinen yüklenmesi ise Türkiye tarihinde halen tekrarlanabilmiş bir şey değildir.

Bu nedenle “Yeni Şafak: Türkiye’nin Birikimi” mottosu Türkiye’nin yakın tarihini sosyolojisi, kültürü, siyaseti ve ticaretiyle birlikte ele alacak her akademik ve sivil çalışmanın zorunlu adresi olacaktır.

Zira Yeni şafak her şeyden önce sosyo-kültürel açıdan, Müslümanların yayım/yayın (neşir ve mevkute) geleneğinin taşıyıcısıdır. II. Meşrutiyet’in ve tek parti sultasına dönüştürülen Cumhuriyet’in, fikir sahiplerini sürgünlüğe, suskunluğa ve hatta ölüme mahkum ettiği bir zamanda eski adıyla matbuat, yeni adıyla gazete/dergi yayıncılığı, hak edilmiş haklı sözleri söylemede bir bungunluk yaşayanların nefes alabilecekleri bir pencere işlevini yüklenmiş;
Sırât-ı Müstakîm
(1908)
Sebilürreşad
(1912),
Büyük Doğu
(1943),
Diriliş
(1966) ve
Mavera
(1976)… da o pencerenin adı olmuştur.

Sırât-ı Müstakîm’in yazı kadrosundan Mehmed Âkif, Babanzâde Ahmed Naim, İzmirli İsmail Hakkı, Ebül‘ulâ Mardin, Bereketzâde İsmâil Hakkı, Mûsâ Kâzım, Manastırlı İsmâil Hakkı, Mithat Cemal Kuntay, Bursalı Mehmed Tâhir, Ahmet Ağaoğlu, Ömer Ferit Kam, Tâhirülmevlevî, Yusuf Akçura, Şemsettin Günaltay, Aksekili Ahmet Hamdi, Şerefüddin Yaltkaya, İbrahim Alâeddin Gövsa… adlarını zikrettiğimizde aynı zamanda Büyük Doğu, Diriliş ve Mavera’da bunların fikir ve edebiyat mirasını bihakkın taşıyan varislerin adlarını zımnen söylemiş oluruz.

İşte bu zikredilen isimlerin tefekkürlerini de yayarak yaşatan vârislerin tamamı Yeni Şafak’ta toplanmakla kalmamış, o aynı zamanda kendi özünü her zaman muhafaza ederek- daralan siyasî şartlarda yazma hakları gasp edilmiş Marksist, sol-Kemalist ve liberal kalemlere de konuşma alanı açmıştır.

Siyaset cihetinden Yeni Şafak, her zaman insan hak ve özgürlüklerinin savunucusu olarak, askeri muhtıraları, örtülü ve açık darbeleri, laikçi baskıları reddederek yol almış ve bu uğurda fiziki saldırıları da göğüslemekten geri kalmamıştır.

Ticaret yönüne gelince. İşte bu İslam ahlakının canlı bir örneği olması bakımından aslında ilk zikredilmesi gereken husustur. Zira Yeni Şafak, Allah için verdiğinin artırılarak kendisine döndürüleceğini müdrik olan bir ailenin sahipliğinde yayın hayatını sürdürmüş, maddi bir kâr sağlamadığı halde yürüyüşü onlar tarafından ısrarla desteklenmiştir.

Yukarıda zikrettiklerimize yaslanarak tekrarlayacak olursak, “Yeni Şafak: Türkiye’nin Birikimi” mottosu rastgele söylenmiş bir söz değildir, bilakis sorumluluk, doğru aktivite ve entelektüel faaliyetler toplamı olarak içi gereğince doldurulmuş bir sözdür. Bu sebeple o motto Yeni Şafak’ın hak ettiği bir sıfat olarak geçerliliğini aynı güçlü etkiyle sürdürmektedir.

Albayrak Grubu’nda 2007 yılından itibaren medya, Yeni Şafak adının doğurduğu sinerjiye tabi olarak ana damarlardan biri haline gelerek, grup içinde müstakil isimle yeni bir yapılanmaya muhatap olmuştur:
Albayrak Medya
!
Ama bununla da kalınmamış, dijital uygulamaların sektörü belirlemeye başlamasıyla Albayrak Medya içinde üretilen
Piri Medya
markası yenisafak.com, gzt.com (Arkitekt, Mecra, Zpor, Gazete Manşet, GZTMZT, Jurnal.ist… gibi takibi yüksek platformlarla, sosyal medya aktiviteleriyle güçlendirilmiştir.
“Türkiye’nin Birikimi” mottosuyla doğrudan ilgili bulunan
Ketebe Yayınları
’nı zikretmeden geçmek istemem. 2018 yılının Mart ayında ilk kitaplarını yayımlayan ve bugün itibarıyla yayımlanan Kitap sayısı 1200’ü aşan Ketebe, İbnülemin’in Son Hattatlar’ı, Bedreddin Yazır’ın Kalem Güzeli, M. Asım Köksal’ın İslam Tarihi, Tehânevî’nin Keşşaf’ı, Halebî’nin Elfâz’ı, el-Fâkihî’nin Menâhic’i, Said Halim Paşa Külliyâtı, İzetbegovic, Aytmatov, Kemal Tahir, Cahit Zarifoğlu’nun tüm eserleri başta gelmek üzere Türk-İslam irfanıyla Batı irfanına mensup birçok felsefecinin ve edebiyatçının eserlerini özenle okurlarına sunmuştur. Bu yanıyla Ketebe milli bir şuurun münevverâne bir resmi olarak “Türkiye’nin Birikimi” mottosunu tahkim eden bir faaliyete de dönüşmüştür.

Kırk Köşe yazılarıyla 1995’in Ağustos ayından itibaren Yeni Şafak yazı ailesine katılma şerefine erişen bu fakirin temennisi Yeni Şafak’ın, Albayrak ve Piri Medya’nın -zikrettiğimiz özü ve emaneti koruyarak- yeni zamanları da Allah’ın rızasına uygun bir şekilde de kat etmesidir.

#Yeni Şafak
#Türkiye'nin Birikimi
#Ömer Lekesiz