ABD’nin başkanlık devir-teslim törenindeki konuşmalarda ABD-İsraili’nin Gazze’deki soykırımı vurgulansaydı; diğer din ve mezhep temsilcilerine verilen konuşma hakkı Müslüman birine de verilseydi; yeni başkan ilk iş olarak, önceki başkanın ‘Batı Şeria’da güvenliği zedeleyen aşırılıkçı Yahudi yerleşimcilere yaptırım’ kararnamesini iptal etmeseydi; yeni başkanın BM Daimi Temsilciliğine aday gösterdiği kadın, İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’da ‘İncil’den doğan bir hakkı’ olduğunu söylemeseydi… ABD’yi dost mu bilecektik?
Elbette ki hayır! Sadece Batı Şeria’daki işgalci Yahudilerin azgınlıklarını şeklen de olsa engelliyor gibi görünen söz konusu kararnamenin iptali bile, yakın geçmişte Kudüs’ü SiyoNazilere peşkeş çeken Trump’ın yeni başkanlık döneminde de ABD-İsraili lehine işleyebileceği bir dizi cürmün habercisidir.
Bu ilkeyi ‘Ey iman edenler, Yahudileri de Hıristiyanları da veliler edinmeyiniz. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları veli edinirse, muhakkak o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidâyete erdirmez.’ mealindeki ayetle Kur’an’dan (5 Mâide, 51), bu ayetin tefsirini ise İmam Kurtubî’den nakledelim.
“Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:
1.Yahudiler ve Hıristiyanlar Birbirlerinin Velileridirler:
‘(…Yehude ven nasara evliyae) Yahudileri ve hıristiyanları veliler ...’ buyrukları, (la tettehizu) Edin(me)yin fiiline ait iki mef’uldür. Bu, Şer’ân onlarla velâyet (dostluk, bağlılık) ilişkisini kesmenin gerektiğine delildir. Âl-i İmran sûresi 118. ayetinin tefsirinde buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.
Bu buyrukta veli edinilmeleri yasaklananların münafıklar olduğu söylenmiştir. Yani, ey zahiren iman edenler... Bunlar, müşrikleri veli edinmekte ve Müslümanların sırlarını onlara bildirmektedirler.
Âyetin Ebû Lubâbe hakkında nâzil olduğu da İkrime’den bir görüş olarak nakledilmiştir. es-Süddî der ki: Âyet-i kerime, Müslümanların Uhud günü korkuya kapılarak sonunda aralarından bazılarının Yahudi ve Hıristiyanları veli edinmeyi içinden kararlaştırmaları şeklinde meydana gelen olay hakkında nâzil olmuştur.
Yine bu âyet-i kerimenin Ubâde b. es-Samit ile Abdullah b. Ubeyy b. Selul hakkında nazil olduğu da söylenmiştir. Ubâde (r.a), bunun üzerine Yahudileri veli edinmekten vazgeçmiş, buna karşılık İbn Ubeyd da onları dost edinmeye devam ederek: ‘Ben, zamanla birtakım musibetlerin ortaya çıkmasından korkuyorum, demişti.’
‘Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar’ buyruğu da mübtedâ ve haberdir. Bu ise, şeriatın Yahudi ile Hıristiyanların kendi aralarındaki velâyet ilişkilerini kabul ettiğine; o kadar ki, Yahudi ile Hıristiyanların birbirlerine mirasçı olacaklarına delâlet etmektedir.
2.Onları Veli Edinen Mü’minlerin Durumu:
Yüce Allah’ın ‘İçinizden kim onları veli edinirse’ buyruğu, kim onlara Müslümanlar aleyhine destek verirse, ‘muhakkak o da onlardandır’ demektir. Şanı yüce Allah bu buyrukla, böylesinin hükmünün onların hükmü gibi olacağını beyan etmektedir. Bu da Müslümanın mürtedden miras almasına engel olması anlamına gelir. Hz. Peygamber döneminde onları veli edinen kişi, İbn Ubeyy idi. Diğer taraftan bu hüküm, onlarla müvâlât ilişkisini koparmak hususunda Kıyamet gününe kadar bakidir. Nitekim Yüce Allah başka yerlerde şöyle buyurmaktadır: ‘Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ateş dokunur.’ (Hûd, 11/113)
Yüce Allah Âl-i İmran sûresinde de şöyle buyurmaktadır (3/28): ‘Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri veli edinmesin’. Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ‘Ey iman edenler, kendinizden başkalarını sırdaş edinmeyin...’ (Âl-i İmran, 3/118). (…)
Şöyle de denilmiştir: Yüce Allah›ın: ‘Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar’ buyruğu ile yardımlaşmak hususu kastedilmektedir. ‘İçinizden kim onları veli edinirse, muhakkak o da onlardandır’ buyruğu da şart ve cevabıdır. Yani, bunun böyle olmasına sebep, onları veli edinen kimsenin bizzat Yahudi ve Hıristiyanların muhalefetleri gibi, Allah’a ve Rasûlüne muhalefet etmiş olmasıdır. Onlara düşmanlık beslemek vacib olduğu gibi, artık ona da (muhalefetlerine) düşmanlık beslemek vacib olmuştur. Onlar için cehennem nasıl vacib olduysa, böylesi için de cehennem vacib olmuştur. Bunun sonucunda o da onlardan, yani onların arkadaşlarından olmuştur.” (İmam Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, trc.: M. Beşir Eryarsoy, Buruc, İstanbul 2015)
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.