Kubbetaltı Neşriyat geçtiğimiz günlerde, özenli bir grafik-tasarım ve basımla tıp tarihçisi, hekim, şair, ressam ve müzehhib Ahmet Süheyl Ünver’in (1898-1986) seyahat defterlerine yeni üç defter daha ekledi:
Kubbealtı Neşriyat’ın yeni yayımladığı mezkur üç defterle Ünver’den basımı gerçekleştirilen eser sayısı otuza yaklaştığına göre, onun müktesebatına mahsus aysbergin ucundan henüz çok küçük bir parçanın görülmeye başlandığı söylenebilir.
Umudumuz odur ki, Kubbealtı Neşriyat bu yoldaki zorlu ve özenli gayretini sürdürerek, Ünver’in yayımlanmaya müsait olan diğer eserini de araştırmacılara, sanatçılara, okurlara makul bir zaman içinde sunmayı sürdürecektir.
Merhum Ünver’in çocukluk ve eğitim yıllarını eksilttiğimizde hayatının kalan 60 yılında tıp ve farmakoloji tarihinden gastronomiye; biyografilerden mekan çizimlerine, fotoğraflarına; tezhipten şiire… onca eseri nasıl verdiğine hayret etmemek mümkün değildir.
Süheyl Ünver’in annesinden adeta ‘bilgisayarlı’ doğduğunu, rabıtalı ve çok dakik bir insan olduğunu belirten Derman, onun siyasetten hiç hoşlanmadığını, siyasî zevattan vebalı görmüş
gibi kaçtığını belirterek,
seyahat anlayışı ve yaşayışı hakkında şunları nakleder:
“Seyahatlerinde pratik ve rahat hareket ederdi. Meselâ, yanına terlik almaz, giydiği mokasen ayakkabılara (…) ‘Terlik ol yâ mubârek!’ der, arkalarına basınca onlar da hemen terlik olurdu! (…) Boya takımı yanındadır, not defterleri yanındadır, fotoğraf makinesi yanındadır; onlarsız çıkmazdı. Düğmelerinin olur olmaz bir azizliğine karşı, dikiş iğnesi ve birkaç renk iplik de cüzdanında bulundururdu, tıpkı Hoca Ali Rızâ Bey gibi! Seyahatlerde gittiğimiz yerlerde, kendi tâbiriyle, güneşi dâima Hoca doğurturdu! Zamandan istifâde etmenin yanı sıra, tenhâ saatlerde daha rahat çalışabilmek için, güneşten önce yola çıkardı! (…)
Hoca, dış seyahatlerinde de ne keyfi için dolaşır ne vitrinlere bakar. Kütüphâneye gider ve Osmanlı yazmalarını arardı, notlar alırdı. Amerika’dayken, kütüphânede bir kitabı açar açmaz karşısına (…) –hatırladığım kadarıyla– şu beyit çıkıyor:
Merhaba! Hoşgeldiniz. Özlerdi bu can sizleri, / Kıldın ihyâ, Hazret-i Îsa misâli bizleri.
Süheyl Bey, o sıkıntısı içinde bundan ne kadar duygulanmıştı kimbilir? Bunu alelacele (bana) yazmak lüzûmunu hissetmişti. Bizler onun yanına varamıyorduk; ama onun hayâlhânesinde hep, bir yıl için dostlarıyla birlikte oturacağı bir mahalle kurabilmek vardı Amerika’da.” (Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 2011)
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.