Mimarlık psikolojisi , “inşa etme sanatının ilgili araçları sayesinde fertlerde uyandırılan ruhsal etkilerin izlenim / intiba yoluyla dışavurumu” olarak tanımlanır. Bu tanımda, mimarlığının mahiyetiyle fonksiyonunun ya da özüyle işlevinin çakıştırılması gözetilmez, bilakis ait olduğu sanattan ve onu eser olarak ortaya çıkaran sanatçıdan bağımsız olarak orta yerde duran bir mimari yapının onunla kurulan göz ve akıl temasının ruhlar üzerinde yaptığı etkiyle bu etkinin söze, soyuttan somuta yani bilgiye
Bu tanımda, mimarlığının mahiyetiyle fonksiyonunun ya da özüyle işlevinin çakıştırılması gözetilmez, bilakis ait olduğu sanattan ve onu eser olarak ortaya çıkaran sanatçıdan bağımsız olarak orta yerde duran bir mimari yapının onunla kurulan göz ve akıl temasının ruhlar üzerinde yaptığı etkiyle bu etkinin söze, soyuttan somuta yani bilgiye dökülme süreci gözetilir.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla uçlanıp, Tanzimat Fermanı ile resmileşerek, asıl uygulamaları -ordu ve eğitim önceliğinde- II. Abdülhamid tarafından yapılarak bir devlet/sistem tercihi haline getirilen Batılılaşmanın, bir kısmı tecrübe edilmiş veriler olarak Cumhuriyet meclislerine devredilmiş olması, söz konusu yeni arayışın mahiyetini de daha baştan belirlemiştir.
Sırasıyla yeni Türkiye’de saltanat ve hilafet kaldırılacak; cumhuriyet sistemi benimsenecek; Tevhid-i Tedrisat başlatılacak; şapka giyme ve Avrupaî kıyafet zorunlu olacak; tekke, zaviye ve türbeler kapatılacak; Osmanlı elifbasından Latin alfabesine geçilecek; Roma hukukuna dayalı Kara Avrupa’sının hukuk sistemi benimsenecektir.
Bunlardan bir ya da birkaçına karşı çıkanlar -Sünnî, heretik ayrımı yapılmaksızın- İskilipli Atıf örneğinde olduğu gibi infazı öne alıp kararı sonraya bırakan İstiklal Mahkemeleri’nce idam edilecek, Ali Şükrü örneğindeki gibi sosyal rolleri nedeniyle idam edilmeleri zor olanlar suikastlarla ortadan kaldırılacak, Menemen hadisesinde olduğu gibi karşı çıkmadıkları halde karşı çıkmaları arzulananlar muhtelif provokasyonlarla tahrik edilerek cezalandırılacaklardır.
Bir diğer ifadeyle Türk-İslam devlet geleneğinde “…Dinî düzenin ancak dünyevî düzen ile dünyevî düzenin ise ancak itaat edilen bir devlet başkanı ile gerçekleşmesi…” (Gazzâlî) önemli ilkelerden biri olarak yaşatılmıştır.