Dört yönümüz alevler içinde.
Dünya hayatın zaman ırmağıyla birlikte akıp gittiğini ve bunlardan kendisine sadece kısa bir müddetin tahsis edildiğini bilmesine rağmen kalp, o müddetin nihayetsiz olduğunu sanıp, bu algısını hem kendisinin hem de başkalarının maruz kaldığı ya da elan yaşadığı olumsuzluklara da yaymakta ve kendi vaktinin hareketine göre değişen olaylar, hisler, sonuçlar ve başlangıçlar içinde -bir duvar saatinin sarkacı gibi- sürekli salınmaktadır.
Yukarıda verdiğimiz Gazze’deki vahşet örneği itibariyle biz elan bu kalbin ve aklın çatışması içinde yaşıyoruz.
ABD-İsraili’nin zalimlikteki azgınlığını, Rabbimizin zalimleri helak etmesindeki hakikati anlama yönünde tevil ettiğimizde, tevili daha baştan kabul etmeyen kalp tarafından reddediliyoruz ve akıl da olayları neden ve sonuç ilişkisine göre değerlendirdiği için tevilimizi zaten kendi dışına itiyor
Vahşete karşı sustuğumuzda, vicdanı yedeğine alan kalp ruhi ve bedeni sıhhatimiz üstünde baskı kurarken, akıl bin bir ihtimalin hesabı içinde suskunluğumuza daha fazla davetiye çıkarıyor.
Vahşeti koşulsuz olarak lanetlediğimizde -ki bu aynı zamanda inanç şartımızdır- kalp bundan razı olurken, akıl dünya faydası, zarar görme, düşman kazanma, mevcut huzurdan yoksun kalma, savaş, yenilgi, esaret… telkinleriyle nefsimizin tüm olumsuz tezahürlerini harekete geçiriyor.
Bu durumda Gazze’deki vahşet karşısında kalbimiz çırpınırken aklımızın hak ettiği sükûnet içinde bir tutum geliştirmesini sağlamanın emin yolunu aramak durumdayız ama belli ki, kalbimizle aklımız arasındaki çelişkiyi mevcut modern bilgimiz ve salt dünyevî tercihlerimizle çözmekten henüz aciziz.
Örneğin mülkümüzü kana bulayan Haçlılara; omuz üstünde baş bırakmayan, kitapları ırmaklara atan, dikili her taşa saldıran Moğollara karşı Müslümanlar ne yapmışlardı?
Bunların tarihlerden okuduğumuz vahşetleri bertaraf edilebildiğine göre, ABD-İsraili’nin vahşetiyle hem kalbin razı olacağı hem de aklın onaylayacağı bir orta yolda mücadele etmemiz neden zor olsun?
Olguların özü hiç değişmediğine göre, kalp ve akıl arasındaki mevcut çelişkileri aşmada, felaha ermede bizler neden büyüklerimiz / atalarımız gibi kararlı olmayalım.
Dünya hayatının işleyişi hiç değişmeyeceğine göre, kalp ve akıl yönünden değişenin bizler olmamız gerektiğini anlamayı daha ne kadar erteleyeceğiz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.