Bu değerli eserini, “...Gelenekli san’atlarımızın asırlardır kopmadan devamını sağlayan –adı mâlûm veya mechûl- hüner sahiplerine” ithaf eden Derman Hocamız, onunla aynı zamanda Ömrümün Bereketi serisinin tamamlandığını belirterek, şu nadide kaydı düşmüş:
Nâbî merhumun büyük nâmının bu mütevazılıkla müdanasızlık sarkacında kurulduğunu bildiğimize göre, Derman Hocamızın da hattatlığın hafızasını yeniden inşa konusunda nerede durduğunu zaten biliyor olmamız gerekir.
Derman Hocamız, Ömrümün Bereketi’ni, 5 Şubat 2011 tarihini taşıyan “Makâle yazmak için, kalemi elime alışımın üzerinden, bu ay itibariyle tam elli yıl geçmiş bulunuyor. Hattat Mâcid Ayral büyüğümüzün 17 Mart 1961’deki vefatından sonra, onu çok sevenlerden Dr. Süheyl Ünver Hocam, merhuma dair bir makale yazmam husûsunda çok ısrar etti. Çekine çekine hazırlayıp da nazarlarına sunduğumun ertesi günü, beni ‘Kardeşim, Mâcid Bey’i öyle bir yazmışsın ki, hani benim için de yazar mı acaba diye, ölesim geldi!’ iltifatı ile karşıladı ve bu sözle –mübâlağalı da olsa- sonrası için kalemime şevk verdi.” cümleleriyle başlatmakla birlikte, onu hattatlığın hâfızasını önce hıfza ve sonra ifşaya sevk eden, bir feraset hatta keramet daha vardır ki, o da şudur:
“Sadi (Dr. Belger) keyfini çıkarır, Uğur (Derman) ilmini yapar, Ali (Alparslan) ise yazar.”
Bu husus her üç hocamızın şahsında da aynıyla tahakkuk etmiştir.
Ömrümün Bereketi özelinde Derman Hocamızın ilgili müktesebatına daha yakından bakacak olursak, onun kendi zamanındaki serbest -düzensiz değil- yazım tarzını esas alarak, ferdi şahitliklerini paylaşmadaki samimiyetiyle tezkireyi, hattatlık mesleğinin ve dolayısıyla hat sanatının mahiyetine, tarihine ve icra edilişine dair özel bilgileri, gerektirdiği araç ve gereçleri, açık yüreklilikle paylaşmasıyla sanat nazariyatını, hat içre mekanlara, eserlere bir istif asaletinin içinden bakmasıyla da klasik nazar tarzını aştığını söylememiz hak olur.
Nitekim, Ömrümün Bereketi 4’te de, Mehmet Akif’ten Mahir İz’e mektuplarla başlayıp, meşk mecmuası, kıt’alar, murakkalar, celî kavramı, İslam yazısının mahiyeti, cilt sanatı hakkındaki yazıları takiben, Hz. Ali, Mehmet Şevkı Efendi, İslam Seçen, Mir İmâd, Sultan Reşad, Mustafa Râkım, Kâdıasker Mustafa İzzet Efendi’ye dair hatıralara, tespitlere, kayıtlara uzanarak, Derman Hocamızın Bursa’nın mânevî ve bediî ikliminden pay almış çocukluğundan bugününe özenle doldurduğu bir hazine sandığıyla buluşuyoruz.
Derman Hocamızın ilmine, sağlığına ve ömrüne bereket diliyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.