Çünkü spekülatif bir öze sahip olan okuma, tam da bu yönüyle romantik yaklaşımların tamamını kendiliğinden kabul ettiği gibi, eylem planında da bireyselleştirme yoluyla özelleştirilerek, muhatabının okuyan olmak bakımından seçkinleştirilmesini daha çok mümkün kılar.
Buradaki “Kavrayış (prehension), genel olarak bilinçten arındırılmış saf etkileşim anlamına gelmektedir. Dolayısıyla o, salt bir bilinç durumu değil, her türlü ‘varlık’ arasında var olan evrensel bir alakayı, bağlantıyı, anlayışı ve algıyı, hissetmeyi ifade etmektedir. Kavrayışlar, bil-fiil varlıkların doğasındaki somut unsurlar olmakla, dış dünyaya işaret etmektedir.” (Alfred North Whitehead, Süreç ve Gerçeklik, Trc.: Kevser Çelik, Fol Yayınları, Ankara 2021)
Buna göre, okumada öncelik dışta(n)dır. Dışta(n) oku(n)ma ise mezkur doğallık ve genellik algısı içinde doğrudan ya da dolaylı olarak varlık eyleminin tüm kiplerinde gerçekleşir ki, bu yanıyla okuma edebiyat merkezli okumadaki yalnızlığı asla gereksinmez, bilakis başkalarının okumalarıyla eşzamanlı olarak bereketli bir telvine (renklenmeye) erişir. Bu, Whitehead’ın tespitiyle genellemeler içinde düşünüp, fakat ayrıntılar içinde yaşamamızın doğal bir sonucudur.
Okumanın dıştan sonra içte ya da eş zamanlı olarak birlikte yapılmasında da yalnızlık yönünden durum aynıdır. Velev ki okunan bir metin olsun, okurken yazar okuyanın ensesindedir; en azından okur yazarla gerek anlama gerekse itiraz yönünden sürekli bir didişme, hesaplaşma ya da hakkını teslim etme durumundadır. Gerçekte okuyan yalnız bir okurdur ama okuma eyleminin hakikatinde yazar bir başkası olarak onun hep yanı başında bulunur.
Dış(tan) ya da iç(ten) okumanın süreçleri de müşterektir. Gözlem, tecessüs, tefekkür ya da kitap okuma eyleminde sırasıyla şu üçlü asla değişmez: Harf, kelime ve cümle.
Harf ses ile nefesin kiyazmasıdır. Kelime, örneğin M(mim) harfini telaffuz ettiğimizde, bir anlam birimi için yöneldiğimiz diğer harflerin nikahlanmasıyla eriştiğimiz ilk yapıdır.
Okumanın nesnesi ve maksadı olarak ilk bilgi(ler) ise ilâhî ve beşerî olmak üzere iki yönden gelir. Yine dışı ve içi birlikte ihtiva eden bu iki bilgiden ilâhî olanı tefsir, beşerî olanı ise şerh yoluyla hayata katılır ki, her ikisi de ilk ve son tahlilde bir okuma eyleminden ibarettir.
Diğer bir söyleyişle üzerine gün ışığı vurmamış hiçbir düşüncenin bulunmadığı şu âlemde bilinen olarak bilginin ilerleyişi veya bir artışa tabi olarak tedavülde bulunması, önceden bildirilmiş olanla bilenebilecek yeni şeylere dair yeni bir okuma ve bu sayede bir bulma ve bulduğu şeyin gerçek mahiyetini arama çabasından başka bir şey değildir.
Nitekim büyüklerimizin, müşahede ve bilme tahtında söyledikleri “Bulan arar, arayan bulamaz” sözü de bu sonuca işaret etmektedir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.