Türkiye’yi çevreleyen tüm bölgelerin jeopolitik/stratejik bükülme zamanlamasında gerçekleşti Erdoğan-Biden görüşmesi…
Doğal olarak biriken enerjinin buluşmada ortaya çıkacağına ilişkin kanaat hakimdi. Bu enerjinin pozitif mi negatif mi olacağı bilinmiyordu. Öncül işaretler, ‘uzlaşılamayan konuların’ paranteze alınarak, potansiyel barındıran kalemlere işlerlik kazandırılacağı yönündeydi…
Dikkat edilirse ‘parantez’, benzer durumlarda kullanılan “sorunların dondurulması veya yönetilmesi” ifadelerinden farklıdır. Örneğin, Rusya ile Türkiye’nin de problemleri, üstelik eskiye göre daha çok sürtüşme alanları var ve hafif sıyrıklar olduğu da söylenemez. Yine de ‘yönetilebildiklerini’ gözlemliyoruz. Yani parantez içinde değiller.
ABD ile sorunlar öyle mi?..
Ankara’nın duruşunu yumuşatmak/kıvama getirmek adına ABD uzun süre Türkiye’ye kötü davrandı. Evvel yazdık, “Türkiye, özde değil, sözde müttefik”le başlayan, anti-siyonist olduğumuz, zaten diktatörlükle yönetildiğimiz, insan hakları ve demokrasiden uzak olduğumuz, soykırım yaptığımız, nihayet bir narko-devlet olduğumuz yönünde, rencide ve mahkûm edici suçlamalara boğdular Ankara’yı.
Ancak, “Türkiye eski Türkiye değil” denilen şey, etki ve güç alanının genişlediği kadar zırhının da kalınlaştığıydı. Bu yüzden çamurlar Türk duvarına ne yapıştı ne izi kaldı…
***
Batı, uzun süre devam eden ataletini aşarak, üzerindeki ölü toprağını atmaya çalışıyor. G-7 zirvesiyle başlayarak, AB, NATO, AB-ABD zirveleri, stratejik belgenin yayınlanması, kritik ikili görüşmeler, ‘transatlantik ittifak döndü’ başlığıyla ortaya çıkan hulâsa sonunda Rusya Devlet Başkanı Putin’in önüne konacak. Tebliğ edilecek de denebilir…
Bu ‘Batı çıktısı’, Rusya ile Çin’in arasında bir fark vurgulasa da, gerçekte her iki ülkenin sonunda Batı’nın rakibi ve düşmanı olduğunu vurguluyor. Zaten Moskova ve Pekin de öyle anlıyorlar.
Kimi uzmanlar 16 kriz noktasından bahsediyorlar. Bana göre ise bu ‘noktaların’ kancalandığı coğrafyalar zaman zaman kıtasal büyüklüklere ulaşıyor.
Daha bir paragraf içinde kaç ülke ismi zikrettik, yarıya bile ulaşamadık. İran sorunun doğal parçasıdır. Rusya ve Çin açıktan dahil taraflardır. Zirve öncesi Kırgızistan liderliği Türkiye ziyareti yapmıştı. Çin’e sınırdır! Zirve ertesi Cumhurbaşkanı’nın Azerbaycan-Şuşa’ya hareket etmesini de buna eklemek şarttır. Coğrafyanın nasıl geliştiğini izleyebilir musunuz?
Türkiye’nin Afganistan’la muktesebatı eski ve müsbettir. Burada bulunmayı elbette isteriz. Ancak büyük haritada bir anda ‘tıkaç’ pozisyonuna gelmeyi, Çin ve Rusya ile karşı karşıya gelmeyi ister miyiz? NATO stratejik belgesinin yorumu bizden bunu istiyorsa ne yapacağız?
Ve hâlâ tek örnekteyiz!
***
Türkiye’nin her dem taze stratejik konumunun son 10 yılda katlanıp, katmerlenmesi ile ortaya çıkan yeni stratejik boyut büyük güçlerle birlikte veya karşı oyun kurmakta geniş imkânlar sağlıyor. Zorluklar da ona göre. Erdoğan-Biden zirvesinin vitrini size iyi görünsün veya görünmesin, ABD’nin baş başa görüşme yapma ihtiyacı duyduğu tek ülkenin sadece Türkiye olması dahi işte o kalitelendirilmiş boyutun mirasıdır.
Bu 30 dakikanın sırlarını şu an bilmiyoruz. Ama ‘Erdoğan’ın Yolu’ bu türden diplomasi trafiklerinden sürprizlerin çıkarıldığı tecrübelerle dolu…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.