Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle..
Bu bir ruhî, ahlâkî asalettir. Bizler akıncıların torunları olarak bu menkıbelerin çocuklarıyız.
Geçtiğimiz eylül ayında TV ekranlarına bir görüntü düştü.
Çocuklu bir aile Bursa köylerinden birinin yanından geçiyor. Yol kenarında şeftali bahçeleri. Çocukların ısrarı ile bir miktar şeftali alıyorlar. Bahçe sahibi yok, bekçi yok. Bu aile aynen akıncı cedlerinin yaptığı gibi bir kâğıda “Kardeşim! Bir iki kilo şeftali aldık. Helâl edin. Ücreti ilişiktedir” diye yazıp; bir elli lira ile birlikte şeftali dalına iliştiriyorlar. Bu sahneler görüntüde yok, ama tahmin edilebilir. Bahçe sahibi neden sonra geldi, bu notu ve parayı gördü, gözleri yaşardı. Hadiseyi filme çekmiş, TV’ye göndermiş. Gördük, bizlerin de gözleri yaşardı.
Ölçü şudur: Cemaat ferdi ezemez. Ezerse şahsiyet oluşamaz. Fert ise muktedir olduğu zaman cemaate hükmedemez. Hükmederse buna istibdat denir.
Yeni insan “ben, ben” diye kasılıyor, çırpınıyor. Kimdir bu “yeni insan” neyin nesidir?
“Lacivert” dergisi bu tehlikenin boyutlarını dile getiriyor.
(Burada bir ilave yapayım Hocam. Gölgesinde insanların yetiştiği kişi “iyi insan”dır. Kötülerin gölgesi olmaz).
Dergide ayrıca Mustafa Merter, Hilmi Demir, Necdet Subaşı, Birol Biçer, Enis Doko ve başka yazarların yazıları var. Ayrıca Savaş Ş. Barkçin ile yapılmış bir konuşma yer alıyor.
Şimdi bu yazılardan aldığımız alıntılarla şu “yeni insan”ı tanıtmaya çalışalım.
Gelişme, teknoloji ve yeni söylemler şemsiyesi altında geleneksel dünyanın binlerce yıllık birikimiyle meydana gelmiş olan bütün kurum ve değerleri; daha açıkçası din, maneviyat, ahlâk, cinsiyet, eğilimler ve en önemlisi insan anlayışını dışlayan, “yeni bir insan tasarımı” tüm dünyaya telkin edilmeye çalışılıyor.
Burada şu “haz ve hız” peşindeki insana da değineyim. Bu yolda yürümek için “keçeyi sudan çıkarmış olmak” lazımdır. Yani fukaranın işi değil. Son model bir araba önümüzden “vınnn…” diye geçer; sen babadan kalma arabayla ona özenip gaza basarsan “tınnn…” diye bir ses çıkar.
Bu fırtına karşısında sağlam durmak için dergide yazıları olanlar bazı teklifler sunuyor. Birkaçını alıyorum:
*“Hakk’a döneceğiz, kayıtsız şartsız adam gibi adam, mümin gibi mümin olacağız. Başka çare yok.”
*“Velilerin, mürşidlerin meclislerinde, sohbetlerinde bulunup onların sözlerinden aldığımız ilhamla hayatınıza yön verin.”
*“Ekranlarımızı âdeta sterilize edecek bir sisteme ihtiyacımız var.”
*“Kimse kusura bakmasın, dini cemaatlerin, din eğitiminin mevcut hâli ile ülkemizde gençleri paganizmin pençesinden kurtarması zor. Artık yeni şeyler demek lazım.”
*“Felsefe ile ilgilenmek, düşünmek ve daha derin bir birey olmaya çalışmak.”
“Ooo… Uzun iş” demeyin.
Karınca misali yola çıkın.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.