Bir Massai yerlisi şöyle diyor: “Eskiden yağmurun ne zaman yağacağını havayı koklayarak anlardık, şimdi bilemiyoruz. Her şey birbirine karıştı. Bir gün sel, öteki gün yangın, daha sonra kuraklık. Ne oluyor?” Ne olacak, Cenab-ı Hakk’ın yarattığı her mahlûk “Hududullah”a uyar, ancak insan müstesna. Bu yüzden imtihana tabi olan odur. Dünyanın düzenini ifsat eden,nefsine, hırsına, şehvetine kapılan odur. Yoldan sapanlar hem tâbiatı hem insanı bitiriyor. Kim onlar?Çağdaş küresel medeniyeti kuran ve yaşatanlar.
Bir Massai yerlisi şöyle diyor: “Eskiden yağmurun ne zaman yağacağını havayı koklayarak anlardık, şimdi bilemiyoruz. Her şey birbirine karıştı. Bir gün sel, öteki gün yangın, daha sonra kuraklık. Ne oluyor?” Ne olacak, Cenab-ı Hakk’ın yarattığı her mahlûk “Hududullah”a uyar, ancak insan müstesna. Bu yüzden imtihana tabi olan odur. Dünyanın düzenini ifsat eden,
nefsine, hırsına, şehvetine kapılan odur. Yoldan sapanlar hem tâbiatı hem insanı bitiriyor. Kim onlar?
Çağdaş küresel medeniyeti kuran ve yaşatanlar. Yani Allah, Peygamber, hesap günü tanımayanlar. Gün bu gündür, yaşamana bak, hayatın keyfini çıkar diyenler.
Rahmetli ninem şöyle derdi: Keyif demeyin. Keyif eşşekte olur. İnsanda zevk vardır.
Dünya alev almış yanıyor, bari onları kurtaralım.
Nasıl?
Hem “Kalbin Sesi” kitabımda, hem bu yazılarda anlatıp duruyorum.
Güçlülerin elinde ne var? Sömürüyle, kanla, zulümle, faizle toplanmış bir Sermaye (Biz Müslümanlar böyle bir sermaye toplayamayız. Toplarız diyen dinden çıkar) – Teknoloji – Endüstri. Ardısıra Allahsız bilimi, medyayı, akademyayı, sanatı vb. siz sıralayın.
Biz ne dersek diyelim onlar alay edecektir. Çünkü gözleri görmez, kulakları duymaz, kalpleri mühürlenmiştir.
“Toprağa dönüş”ün ilk adımı bu zihniyeti-yaklaşımı terk edip, aza kanaat edip bozkırı yeşertmektedir.
Erozyona mani olacaksın, toprağa gübre diye zehir atmayacaksın, kazanç hırsı ile hadsiz hesapsız sulamayacaksın.
Buyurun burdan yakın.
Ancak kanun çıkarmak yanında ondan mühimi bunu hakkı gözeterek uygulamak. Akıbetini, halihazırdaki tatbikini yetkililere bırakıyorum.
Zihniyeti değiştirip toprağa gereken ihtimam ve hürmeti gösterenler ahlâkî-hukukî-siyasî ve iktisadî planları yapar, hedefleri koyar. Arazilerin birleştirilmesinden on bin üyesi olan kooperatiflerin kurulmasına, yerli tohumların kullanılmasına vb. kadar.
Ne diyor şarkı:
Belki bir sabah geleceksin
Lâkin vakit geçmiş olacak.