Komşuluk öldü mü?
Ölmedi mi?
Geleneksel hayatımızın (tarım toplumunda) meskeni, müstakil bahçeli evdir. Değerler dediğimiz, muhafazaya çalıştığımız ilkeler bu evlerde oluştu.
Modern hayat, şehirlerde sanayi toplumunun alâmet-i farikası olan apartmanlarda yaşanıyor. Nasıl yaşanıyor? Kalabalıkta, trafikte, hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşında; nefes nefese yaşanıyor. İster tezgâh, ister makine, ister bilgisayar başında olsun bu hayat “fabrika ayarı”na tâbidir.
Mesai bitiminde, metro, otobüs, servis veya özel araç ile evine varabilen pelte olmuş azaları ile bir koltuğa yığılır. İki lokma yemek, biraz televizyon, hayatın her ânına hükmeden telefon sonucu bir baygın ceset gibi uyunan uyku. Erken kalkılacak, yarı buçuk bir kahvaltı ile yine yollara düşülecek.
TÜİK 2023 verilerine göre ülkemizde tek kişilik hane halkı sayısı son on yılda %77 artarak beş milyonun üzerine çıkmış. Geniş aileden sonra çekirdek aile de çöküyor.
Bu hayat insanları yalnızlığa itmekte, yalnız kalan insan özgür olduğunu sanmaktadır.
Buyurun efendim durun. Ama bir zaman sonra, “Yalnızım çok yalnız” diye salya sümük ağlamayın. Depresyona girip psikologların kapısını çalmayın.
Çelişki şurada: Geleneksel hayatın değerlerini muhafaza etmek, yaşamak istiyoruz; lakin modern hayat (Amerikan hayat tarzıdır bu ve bütün dünyayı sarmıştır) buna izin vermiyor.
Geleneksel hayatımızda fert-cemiyet ilişkisi bir dengede bulunur. Ben bu dengeyi şöyle ifade ediyorum: Cemaat ferdi ezemez. Ezerse şahsiyet oluşmaz, kişiliksiz bir topluluk yetişir. Buna mukabil fert de imkân bulup iktidar olursa cemaate hükmedemez. Ederse buna istibdat denir.
Cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır.
Dinimizde ve töremizde tarif edilen komşuluk ilişkisi öncelikle güven duygusunu oluşturur. Ardından yardımlaşma ve dayanışma gelir. Hastalıkta, cenazede, darda kalındığında, düğünde, doğumda, bayramda, sevinçte ve tasada, hatta günlük hayatta komşuluk, insanın insana olan yakınlığının alâmetidir. Bir arada ve huzur içinde yaşamanın en ufak bir cüz’üdür ki zaman içinde âdet ve anane olarak “Komşuluk hukuku”nu doğurmuştur. Bu hususta âyet ve hadisler vardır.
Sevinçle karşıladık, alkışladık.
Şimdi merak edilen şudur: Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor? Umulan ve istenen odur ki muhalifler aralarında bir adil düzen kurma konusunda anlaşmış olsunlar. En kötüsü tefrikaya düşmek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.