Ezel Erverdi'nin “Arkadaş grubumuzun en yetenekli kalemi” diye vasıflandırdığı M. Civelek,
(1967) adlı bir hikâye kitabı ile
(1971) adlı bir inceleme kitabı yayımlamıştır.
Son olarak N. Topçu ile olan hatıralarını, hocanın fikirleri ile şahsiyetini anlatan
(Dergâh Yayınları, 2016) adlı eserinde nasıl bir güzel Türkçe, nasıl bir ifade kudreti olduğunu gösteriyor.
İnsan kaderini yaşıyor, ne desek boş. Kitapta hocanın fikirleri bazı başlıklar ile özetlenmiş. Bunları dahi özetleyerek aktarıyorum:
İlâhi emaneti yüklenmiş insan, şuurun eriştiği bütün sefaletlerden mes'ul olmasını bilen ve kuvvetlerini harekete geçiren insandır. Mes'ul insan mükemmeli arar; aşk için, adalet için, merhamet için. Kurtuluş için kurtarmayı vazife bilir; yaşama zevkine değil yaşatma aşkına gönül vermiştir.
Mes'ul insan aynı zamanda iman sahibi insandır. Biliriz ki, o bir tek hareket kaidesine bağlı kalır, samimi bir hakikat ve karakter adamıdır. Bu noktada irade kuvvetinin bir çeşit denemeye tâbi tutulması, verilen sözle benimsenen şahsiyetin örneklerle tezahür etmesi gerekir. Şahsiyet sahibi hareket adamı devlette, dinde, sanatta, ilimde, hatta inzivada görülür.
İnsanlığa örnek olacak bir rönesans yapmak, müşterek bir Doğu medeniyeti vücuda getirmek. İşte en büyük ülkü. Yeniden doğuş esas itibarı ile ferdî dehaların eseri olacaktır. İçimizden yaratıcı fertler çıktıkça, kütle onları takip edecektir. Rönesansımızın ilk ve ana kaynağı Kur'andır. Kur'andan alacağımız ilhamla insanın kainattaki yeri, hayatın kıymeti ve âkıbetimiz yepyeni bir neşve ile bir kâinat metafiziği ve insan felsefesi olarak ortaya konmalıdır.
Her sahada inkılaba ne kadar muhtacız. Mazimizin ruhuna bağlı kalırken, gözlerimizi durmadan akıp giden hayata çevirmeli, yeni bir içtimaî hayat ve aile anlayışına, yeni bir hukuk görüşüne, yepyeni bir ilim zihniyetine, bugünkünden başka bir ekonomi sistemine sahip olmamız gerektiğini anlamalıyız.
Bizim milletimiz bu topraklar yani Anadolu vatanında kök salmış bir halkın İslâm ruh ve ahlâk örgüsü içinde kaynaştığı bin yıllık hayatın çocuğudur. Bu tarihi mirasın gereği olarak milliyetçiliğimiz Anadolu coğrafyasında İslâm ruhunu yücelten ve toprağın çehresine İslâm'ın ruh ve karakterini sindiren bir insan felsefesine ve dünya nizamına bağlanmalıdır.
Teknoloji reddedemeyeceğimiz bir gerçek olarak hayatımızı kuşatmış bulunuyor. Ahlâk teknolojinin inkarını gerektirmez. Aslında bizi mahkûm eden teknolojinin kendisi değil, insanoğlunun ihtiraslarıdır. Gandi'nin dediği gibi: “Dünya hepimize yeter, fakat hırslarımıza asla”. Dünyayı sömürme ve tahrip etme yolunda insanoğlunun dizginlenemeyen ihtiraslarının emrinde, menfaatçı ilmin desteğindeki teknik en büyük tehlikedir. Teknoloji kültürün önüne geçmemelidir.
İktisat hayatımız, vicdanımızla imanımızı koruması açısından ruhçu; İslâmcı; bir sınıfın emellerine hizmeti değil cemaate selâmet ve adaleti getirmek gayesi gütmesi açısından toplumcu ve her ikisi dolayısıyla millî bir iktisat sistemine dayanmalıdır.
Muzaffer Civelek, hoca ile ilgili yorumlarından sonra eseri şöyle bağlıyor:
Onun fikir ve gönül mimarisinin pek az bir kısmı, ruh dünyasının birkaç çizgisi bizim penceremiziden, bizim şahadetimizle ve bize ait yorumla sunulmaya çalışıldı. Aslında, emsali büyüklerimiz gibi, Nurettin Topçu'nun eseri ortada; bizim ne övgümüze, ne savunmamıza, ne de şahitliğimize ihtiyacı var. Biz kendimiz için, sadece düşünmek, anlamak, belki acı çekmek, ümid etmek için kendi şahitliğimize muhtacız.
Okusunlar bir öğrencinin hocasını nasıl sevgi, hasret ve vukufla; aynı zamanda emsalsiz bir üslupla anlattığını görsünler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.