1947 yılında Erzincan’da doğdu. Orta Öğrenimini Erzincan Lisesi’nde, yükseköğrenimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı. Tunceli ve İstanbul’da edebiyat öğretmenliği yaptı.1974 yılında öğretmenlik görevinden ayrılarak kuruluşuna katkıda bulunduğu Dergâh Yayınları’nda çalışmaya başladı. Sanat hayatına, İstanbul’da çıkan “Fikir ve Sanatta Hareket” dergisinde yayımladığı hikâyeler ile girdi. Adımlar, Hisar, Türk Edebiyatı, Düşünce, Yönelişler gibi dergilerde yazdı. 1990 Mart’ından itibaren yönettiği Dergâh dergisinde hikâye ve yazıları yayınlandı.1986 yılından itibaren Zaman gazetesinde “Bir Demet İstanbul” başlığı altında şehir yazıları yayımladı, daha sonra bu faaliyetini Yeni Şafak Gazetesi’nde sürdürdü. Sinema ve televizyonla ilgilenerek senaryolar yazdı, Kanal 7 televizyonuna programlar hazırladı. Mustafa Kutlu, 24 farklı hikaye kitabına; Şehir Mektupları, Akasya ve Mandolin, Yoksulluk Kitabı isimli deneme kitaplarına ve Sait Faik’in Hikâye Dünyası, Sabahattin Ali isimli inceleme kitaplarına imza attı.
Fatih Sultan Mehmet döneminde Seyfiye, İlmiye ve Kalemiye kıyafetleriyle; kadın-erkek, Müslim-gayrimüslim kıyafetleri düzenlendi. Tarikat bağlılarının cübbeleri, hırkaları, gömlekleri, çakşırları ve bilhassa kavuk, külah ve sarıklarının renkleri ve biçimleri belirlenmiştir.
XVI. yüzyılın ortalarından başlayarak Tanzimat’a kadar her devirde gayrimüslimlerin kıyafetleriyle ilgili pek çok ferman çıkarıldı.
1568 tarihli bir fermanda bunların ayrıntıları şöyle ifade ediliyor: Yahudi ve Hıristiyan kadınları sade tülbent takınmalı, ayakkabıları siyah ve astarsız olmalı, Bursa kutlusundan fistan ve Şirvanî giymeleri, Müslüman kadınlara benzer kıyafet giymemeleri, Ermenilerin başlarına alaca kuşak sarmaları ve ferace giymemeleri gerekiyor.
Bunlar birer üniforma gibidir. Burada ayrıntısına giremeyiz ancak şurası bilinmelidir ki; Osmanlı’da kıyafet fevkalade disipline tabidir.
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar geçen süre içinde pek çok “Kıyafet Nizamnâmesi” yayımlanmıştır.
Gençlik bir askerî sınıf sayılmış gibi mekteplerde şapka mecburiyeti getirildi. Sanat okullarının şapkalarında yeşil şerit vardı. Ticaret liseliler kırmızı, sivil liseliler sarı şerit takıyorlardı.
Neredeyse bir yarım asır bu kıyafet değişmedi.
Liberal rüzgârlar her yanı sardı. Tuzu kuru olanlar bu kara önlük beyaz yakayı fukaralık sembolü sayıp küçümsedi.
Bir dönem ortaöğretimde erkeklerin uzun saçlarıyla kızların etek boyları sıkıntı yarattı. Her tür kolejin yaygınlaşması ile “serbestî” galip gelmişti.
Kara önlük-beyaz yaka nisyana terkedildi. O artık bizim kuşakların hatırasında “fakir ama onurlu” mevkiini muhafaza ediyor.
Kara önlük-beyaz yaka geri gelmiyor, gelmesin, Türkiye o günleri geride bıraktı.
Milli Eğitim Bakanımız “Maarif Sistemi” ile eğitim ve öğretime bir “disiplin” getirmeye çalışıyor. Tebrik ediyoruz.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.