Yok! Evet yok! Belki var ama araştırmak, denemek lazım. Televizyon bu, pahalı iş. Seçtiğin format tutmalı, harcı borcunu ödemeli. O zaman ne yapılıyor? Tutmuş programın benzeri yapılıyor.
Yeşilçam Sineması’nda da böyle idi. Bir filim iyi iş yaparsa, peşisıra benzerleri çekilirdi.
Mesela Metin Erksan’ın “Acı Hayat” filmi (Ayhan Işık-Türkan Şoray) böyledir. Onun ardısıra onlarca Acı Hayat çekilmiştir.
Televizyonda “Gündüz Kuşağı” ki diğer adı “Kadın programı”dır; baş ağrıtan bir kuşaktır.
Ne koyacaksın oraya?
Kiminle yapacaksın?
Akla gelen formatların neredeyse tamamı denenmiştir. Çoğu sunucuları ile beraber eskimiş, yıpranmış, tedavülden kalkmıştır. Geçtiğimiz senelerde “İzdivaç programları” bu açığı kapatıyor, iyi reyting alıyordu.
Aile yapımızı yıprattığı, evlilik müessesesini tahrip ettiği, mahremiyeti ihlal ettiği, hatta ahlaka mugayir görüldüğü gerekçeleriyle bu programlar çok tenkit edildi. Yayından kaldırılsın diye yetkililere yağmur gibi şikayet yağdığı söylendi.
Eleştiriler haklı idi. Bu programlar görünürde “Ha, ha, hi, hi, hay-lay-lom” bir eğlence formatı taşıyordu. Ben de eleştirdim. Ama madalyonun bir de öteki yüzü vardı. Ona işaret etmiştim.
Nedir o?
Programa evlenmek için başvuranların gülen yüzünün gerisinde dramatik hikâyeler vardı. Yüzde doksanı parçalanmış aile çocukları idi ve şefkate muhtaçtılar. Bazıları yurtta yetişmiş, bir kısmını babaanne veya anneanne büyütmüştü.
Macera deşilip hikâye ortaya çıktığında o gülüşmelerin yerini gözyaşları alıyordu. Bu çerçeveden bakıldığında ülkedeki aile hayatının (en azından bir kısmının) görünmeyen gerçeklerini, sosyolojisini de gösteriyordu.
2017 sezonu başladığında “İzdivaç programları” kaldırıldı.
Yerine ne geldi?
Küskünleri barıştırma, kayıpları bulma, cinayetleri aydınlatma yolunda kotarılmış; Yalçın Çakır (ki bu işi en iyi yapanlardan biridir) dışında hemen hepsi bir bayan sunucuya emanet edilen yarı polisiye realitiy-şovlar. “Yalçın Abi” programı bıraktı. Meydan tamamen hanımlara kaldı.
Enteresan değil mi?
Birden bire bütün kanallar bu formatı kullanmaya başladılar.
Nedir bu?
Garantiye oynamak.
Yeni format arayıp deneyeceğine sen de ötekinin benzerini yap; iyi olan kazansın.
Küskünleri barıştırmak, kayıpları bulmak, hasret çekenleri buluşturmak elbette ki hayra hizmet eden güzel işlerdendir. Ama mesele orada bitmiyor, dallanıp budaklanıyor.
Bu programlar aile içi mahremiyeti öncekilerden daha beter halde dinamitliyor; olaya karışanlar birbirini suçluyor, gayrı meşru ilişkiler gırla gidiyor, ekranlar çığlıklarla sallanıyor, yasak ifadeler biplemekle tükenmiyor, açıkçası “gelen gideni aratıyor” şeklinde neticelendi. Bilhassa yazmalı şalvarlı genç ihtiyar köylü kadınlarımızın, kasketli yelekli erkeklerimizin, aile, akraba, hısımlık, düşmanlık, küçük yaştaki kızların alıkonulması, namus meseleleri velhasıl “yurdum insanı”nın özel hayatının böylesine saçılıp dökülüyor olması üzüntünün ötesinde hayret ve şaşkınlık uyandırıyor.
Bizim insanımız bu mu diyoruz?
Evet programlar emniyetin görevi olan “Kayıp kişileri” bulma yolundaki çabaları destekliyor, hasretlik çekenleri birbirine kavuşturuyor. Buna bir şey denemez.
Ama ötesi.
Öteki ilgililere kalmış.
Bu yazı bir şikâyet mektubu, bir suç duyurusu değildir.
Format böyle. Bazan Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluruz.
Yazının amacı şu: Gayret etsek belki daha iyi bir format buluruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.