Cumhurbaşkanlığı seçimi için ilk tur oylamaya saatler kala, Ankara siyasetinde göz gözü görmüyor. Son yıllarda, Türk siyasetinin rotası pozitif açılımlardan çok, negatif beklentilere ayarlı hale geldiği için siyasetin ufku da maalesef giderek daralıyor.
Anamuhalefet partisi CHP başta olmak üzere, DYP ve Anavatan Partisi bugün yapılacak ilk oylamayı ''demokratik hukuk devleti'' alanının dışına çıkartarak adeta ''siyasi meşruiyet''ten intikam alma yarışına dönüştürmeye çalışıyorlar.
Sonuç itibariyle, cumhurbaşkanlığı seçimi baştan sona demokratik bir mücadele süreci. Ancak, bugüne kadar birilerinin işine geldiğinde ''halk iradesi''ne üvey evlat muamelesi yapmaya alışanlar, şimdi Çankaya seçimlerinde de aynı alışkanlıklarını sürdürüyorlar.
Şimdi karşımızda şöyle bir tablo var; CHP cumhurbaşkanlığı seçimini engellemek için bütün ''demokrasi dışı'' hilelere başvurdu ancak sonuç alamadı. Sor çare olarak, demokrasiyi mahkeme kapılarına düşürerek sonuç almaya çalışıyor.
Son bilgiler, Anavatan ve DYP''nin de CHP safında yer alma fikrinin ağırlık kazandığını gösteriyor. Menderes ve Özal geleneğinden gelen ve bugüne kadar ''demokrasi safı''nda yer alan her iki partinin de teşkilatları ayakta. Çünkü, CHP ile aynı fotoğraf karesinde yer almanın siyaseten intihar anlamına geldiğini en iyi onlar biliyorlar.
Görünen o ki, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu CHP lideri Deniz Baykal''ın peşine takılarak birlikte intihar etmekte kararlılar…
Siyasetçinin hafızası güçlü olmak zorundadır. Eğer Anavatan lideri Mumcu, rahmetli Turgut Özal''ın cumhurbaşkanı seçildiği oylamalarla ilgili hafızasını biraz tazelerse, bugün oylamaya katılmamanın ne anlama geldiğini çok daha iyi görecektir.
Hepimiz biliyoruz ki, Özal''ın cumhurbaşkanı seçildiği oylamalara Süleyman Demirel''in DYP''si ile Erdal İnönü''nün SHP''si girmemişti. O zaman ANAP muhalefeti Meclis''ten kaçmakla suçlamış, bu tavrın Özal''ı değil Meclis''i ve ''millet iradesi''ni boykot anlamına geldiğini söylemişti.
Yani, halen Genel Başkanı olduğu Anavatan, Erkan Mumcu''nun bugün Meclis''e girmeme tavrını ''millet iradesi''ni boykot olarak görüyor. Bugüne kadar ''Özal misyonu''na bağlı olduğunu söyleyen Erkan Mumcu, ya kendi partisinin ilkelerine bağlı kalarak bugünkü oylamaya katılacak, ya da Deniz Baykal''ın ''fantazileri''nin peşine takılacaktır.
Kuşkusuz siyasette her atılan adımın bir karşılığı ve de bedeli var. Farzedelim ki, bugün Anavatan ve DYP, CHP''nin peşine takılarak oylamaya katılmadı ve 367 sağlanamadı. Ve Baykal''ın daha önce ilan ettiği gibi, CHP konuyu Anayasa Mahkemesi''ne götürdü.
Elbette Anayasa Mahkemesi, ''siyasi'' değil, hukuki bir karar verecektir ve bu tür fantezilere prim vermeyecektir. Olur ya, burası Türkiye… Mahkeme, 367 sayısının gerekli olduğuna karar verdi.
Bu durumda olacakları hepimiz biliyoruz, Türkiye hemen seçime gidecek. Ama bu arada, bir ''kaos'' ve ''kriz'' fotoğrafı ortaya çıkacak. Piyasalarda, ekonomi dünyasında altüst oluşlar yaşanacak.
Kimsenin kuşkusu olmasın ki, millet ortaya çıkacak istikrarsızlığın faturasını, ''millet iradesi''ni boykot edenlere kesecektir. CHP lideri Baykal''ın zaten bir iddiası yok, çünkü onun siyasi kariyeri ''küçük olsun benim olsun'' üzerine kurulu. Ve hiçbir zaman da, iktidar olmak gibi büyük hayalleri olmadı.
Esas itibariyle burada, çanlar Ağar ve Mumcu için çalıyor. Zaten ''baraj'' problemi yaşadıkları bir dönemde, ''millet iradesi''ni boykot onları tümden siyasetten silebilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.