CHP Genel Merkezi seçim çalışmalarında kullanılmak üzere bir video hazırlamış. O videoda benim bir sözüm de önü ve arkası kesilerek kullanılmış. Defalarca açıkladığım halde CHP’nin hala o sözümün üstünde tepinmesi, siyasetin içine düşürüldüğü seviyesizliği göstermesi bakımından üzücüdür elbet.
TRT’de geçmişte katıldığım bir programda PKK-HDP canibinin ikiyüzlülüğünü Kürt halkına göstermek, yoksul Kürt çocuklarının ABD ve kimi bölge ülkelerinin çıkarları için nasıl ölüme yollandıklarını anlatmak için silah-siyaset denklemi üzerinden bir analiz yapmıştım. Bütünsellik arz eden o analizimin içinden bir sözün cımbızla ayıklanıp bağlamından kopartılarak kullanılması, CHP’nin “her yol mübah” anlayışına yaslanan bir trol siyasetini esas aldığının göstergesidir.
Akıllarınca bizi olduğumuzdan farklı gösterecekler, başında bulunduğum Demokrasi ve Birlik Hareketi’ni itibarsızlaştırmaya çalışacaklar, böylece hareketimizi kendileri için bir tehdit unsuru olarak gören HDP’ye de şirin görünecekler.
Tam bir cifos siyaseti!
***
Ne dediğimin anlaşılması için niye dediğimin de bilinmesi gerekiyor.
Kısaca arz edeyim.
PKK terör örgütünün lideri Öcalan yakalandıktan sonra şunu ilan etti:
-Biz bağımsız bir Kürdistan talebimizden vazgeçiyoruz.
-Etnik temelli federasyon, otonomi ve özerklik talebimiz de yok bizim.
-Kürt kimliğinin kabulü ve kültürel hakların tanınmasını, sorunun çözümü için yeterli görüyoruz.
-İnkâr biterse silahlı isyanı da sonlandırırız.
Bu yeni anlayışını da “Ne inkâr ne isyan, demokratik cumhuriyet!” sloganıyla kamuoyunun dikkatine sunmuştu.
Bu felsefe, PKK’nın kuruluş felsefesinin tümden reddiydi.
Bilen bilir, PKK, sadece Türkiye ile sınırlı değil İran, Irak ve Suriye’yi de kapsayan bağımsız Marksist-Leninist bir Kürdistan kurmak için dağa çıkmıştı.
Öcalan yakalandıktan sonra bu kurucu felsefeden vazgeçtiklerini, tek devlet ve tek vatan anlayışı ekseninde her türlü etnik ve siyasi bölücülüğü reddeden ve yalnızca Kürt kimliğinin kabulünü yeterli gören bir demokratik cumhuriyet çizgisinde karar kıldıklarını açıklıyordu.
Silah yerine sadece siyasetin esas alınacağının ilan edildiği bu yeni dönem PKK’nın içini karıştırmış, pek çok kopmayı da beraberinde getirmişti.
Ayrıntıya girmenin yeri burası değil. O yüzden kısa geçiyorum.
Erdoğan, inkârı ve asimilasyonu sonlandırdığı halde PKK silahı bırakmadı.
Ama tekrar “Bağımsız Kürdistan” çizgisine geri döndüğünü de açıklamadı.
PKK’nın partisi HDP bir yanda sırtını silaha dayarken öbür yanda demokratik özerklik ve anadilde eğitim gibi taleplerin altını çizmeye başladı.
İşte o süreçte katıldığım televizyon programında sarf ettiğim “Bağımsız Kürdistan için silah kullanılabilir ama demokratik siyasetin konusu olan idari özerklik ve anadilde eğitim için asla silah kullanılmaz. Şayet bağımsız Kürdistan istemiyorsanız o vakit sizin bu yaptığınız Türkiye’ye ve Kürtlere kötülükten başka bir şey değildir. Siyaset yoluyla elde edilebilecek talepler için silah kullanmak, gayrı meşrudur. Silaha yaslanan siyaset de gayrı meşrudur ve zinhar kabul edilemez” mealindeki sözlerimin sadece baş kısmının alınması, siyasi ahlakla bağdaşır mı hiç?
Ömrü hayatımda silahlı mücadeleyi ve terör yöntemini hiçbir ‘ama’nın arkasına sığınmadan reddeden bendeniz, sanki “Bağımsız Kürdistan için silah kullanmanız meşrudur” demişim gibi bir algı oluşturmak, ahlaksızca bir çarpıtma değil de nedir?
O vakit ben sorayım size: Egemen ve bağımsız bir devlet içinden ikinci bir bağımsız devletin çıkartılması siyaset yoluyla mümkün olabilir mi? Asla!
Egemen devletin bir kısım toprakları üzerinde bağımsız bir devlet kurmak isteyenler bunu ancak silah marifetiyle yapabilme yoluna giderler. Gayrısı mümkün değildir.
Şimdi bu analizi yaptım diye ben “silahlı mücadele”yi veya “terörü” haklı ve meşru mu görmüş oldum?
Bunu söylemek bir durum tespitinden ibarettir, haklı veya meşru görmek anlamına zinhar gelmez.
***
Benim PKK-HDP’ye sorduğum soru şu: Kürtler için ne istiyorsunuz?
Bağımsız bir Kürdistan mı, etnik temelli federasyon ve özerklik mi?
PKK. Öcalan’ın ilan ettiği yeni kurucu felsefeyi reddettiğini açıklamadı.
HDP ise yalnızca demokratik cumhuriyet için mücadele ettiğini söylüyor sözümona.
Peki, o zaman silahlar niye hâlâ ölüm kusuyor?
İdari özerklik veya kültürel haklar için mi o silahlar?
Ha, şimdi bunu dedim diye, o birileri tekrar, “Bağımsız Kürdistan için silah kullanılabilir yani diyorsun öyle mi?” diye çemkirip duracaklar biliyorum.
Ya akılları bu kadar ya da bilerek çarpıtmak işlerine geliyor.
Ben PKK’nın Kürtler için gerçekte mücadele eden bir örgüt olmadığını, Kürtlüğü sadece bir mobilizasyon aracı olarak kullandığını, HDP’nin de PKK terör örgütünün Kürtlere kaybettiren bu anlayışının siyasetini yaptığını, silah üzerinden kendilerine iktidar alanı açmaya çalıştığını anlatıp silah-siyaset denklemi üzerinden HDP’nin ikiyüzlülüğünü göstermeye çalışıyorum, o PKK-HDP muhipleri rahatsızlık duyup sözlerimi çarpıtma yoluna gidiyorlar. İlginçtir, elinde silah olan PKK’ya ve silaha/teröre sırtını dayayan HDP’ye tek laf etmiyorlar ama bize “silahı salık verdiğimiz için” çemkiriyorlar. E pes vallahi!
***
Bir kez daha altını kalın hatlarla çizerek belirteyim: Ne bağımsız bir Kürdistan ne Şeriat devleti ne de başka bir amaç için silah kullananları kendimden bilmem. Hiçbir amanın arkasına sığınmadan, amacı ne olursa olsun, silahlı mücadele yöntemlerini reddederim. Silah ile siyaset bir arada olmaz. Silahla siyasi sonuç devşirmeye kalkışan partileri de gayrı meşru görürüm. O partilerle ittifak yapanları da silah/terör siyasetine arka çıkanlar olarak görürüm. HDP’yi şayet bağımsız Kürdistan, etnik temelli bir federasyon ve özerklik yönetim istemiyorsa PKK’ya tavır koymaya çağırıyorum. Tavır koymayan bir HDP’nin demokratik siyasetin bir aktörü olarak görülmesini ikiyüzlülük olarak değerlendiririm.
CHP’ye de çağrımdır: Bırakın sözlerimizi çarpıtarak PKK’nın partisi ile girdiğiniz tehlikeli ittifak girişimlerinizi haklı gösterme yoluna gitmeyi, siz asıl durduğunuz yeri netleştirin. Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin kurdurtmaya çalıştığı PKK devletine karşı mısınız değil misiniz? PKK sizce bir terör örgütü ise PKK’nın size sunduğu siyasi desteği niye çıkıp reddetmiyorsunuz? PKK’yı bir terör örgütü olarak değil silahlı bir halk hareketi olarak gören HDP’yi siz PKK’nın siyasi ayağı olarak görüyor musunuz görmüyor musunuz? Sırtını silahlı örgüte dayadığını açıkça ilan eden HDP, PKK’nın siyasi ayağı değilse, PKK hangi parti üzerinden size siyasi destek açıklamasında bulunuyor?
Açıklayın da bilelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.