Seçim sonrası ekonomi ve dövize dair durum ne olur?

04:001/03/2024, Cuma
G: 1/03/2024, Cuma
Mehmet Akif Soysal

2024 Yılı yerel seçimleri için siyasi partilerin çalışmaları hızla devam ediyor. Sürecin getirdiği bilgi kirliliği ile ekonomi hakkındaki beklentiler de farklı yönlere evrilmeye devam ediyor. Piyasa veya halk ağzında dolanmaya başlayan en önemli konu başlığı seçim sonrası hemen yüksek oranda TL’nin değer kaybedeceğidir. Yani halk ağzıyla doların artacağıdır. Bir diğer beklenti ise ağır bir durgunluğun seçim sonrası gerçekleşeceğidir. Bu beklentileri veya söylentileri destekleyecek bir veri var mı?

2024 Yılı yerel seçimleri için siyasi partilerin çalışmaları hızla devam ediyor. Sürecin getirdiği bilgi kirliliği ile ekonomi hakkındaki beklentiler de farklı yönlere evrilmeye devam ediyor.

Piyasa veya halk ağzında dolanmaya başlayan en önemli konu başlığı seçim sonrası hemen yüksek oranda TL’nin değer kaybedeceğidir. Yani halk ağzıyla doların artacağıdır. Bir diğer beklenti ise ağır bir durgunluğun seçim sonrası gerçekleşeceğidir.

Bu beklentileri veya söylentileri destekleyecek bir veri var mı?

Bu beklentilerin çoğu 2023 genel seçimler sonrası TL’de yaşanan senaryonun akıllarda henüz taze olması nedeniyledir. Diğer taraftan ihracatçıların kur artışı beklentilerini dillendirmeleri de bu beklentiye destek olmaktadır.

Dövize artan talep de bu beklentilerin verdiği ivmeyledir.

Zira
aralık ayından mart ayına girdiğimiz şu dönemde makro ekonomik durumda temel değişiklik yoktur.
Öncelikle şunu ifade edelim piyasada daralma trendi ağır bir durgunluğu işaret etmiyor.
Bunu nereden anlayabiliriz? Örneğin elektrik tüketiminden. Gelin verilere bir göz atalım.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) verilerine göre, 1-31 Ocak 2024 arası dönemde gerçekleşen ulusal elektrik tüketimi bir önceki yıla göre %5,61 artışla 28,86 GWh seviyesine yaklaştı.

2023 yılının ilk ayında bu rakam 27,33 TWh olarak kaydedilmişti.

Bu veri salgından evvelki yüksek büyüme yılı olan 2022 yılının verisine çok yakın.
Bu verinin henüz sanayi verisi ayıklanmış hali elimizde yoksa da toplam tüketimin artması bizlere faiz artışına rağmen ağır bir trend bozulmasının olmadığını gösteriyor.
Hatta büyüme ivmesi devam ediyor.

ELEKTRİK ÜRETİMİ DE %10 ARTTI

Yukarıda bahsettiğimiz tüketim verilerini üretim verisi de destekliyor. Verilere göre, Ocak döneminde ülke genelindeki tüm kaynaklardan yıllık %9,64 artışla 29,23 TWh elektrik üretildi. 2023 yılının ilk 31 gününde bu rakam 26,66 TWh’in üzerinde kaydedilmişti.

Bu verilere ek olarak iki güzel haberde var. Bunları da es geçmemek lazım;


HES’LERDEN ÜRETİM YAKLAŞIK 3 KAT ARTTI

Ocak ayında hidroelektrik santralleri yağışların bereketiyle bir önceki yıla göre %183,59 artışla 8,33 TWh elektrik ürettiler. 2023 yılının Ocak ayı boyunca bu santrallerden 2,94 TWh elektrik üretimi yapılmıştı.


RÜZGARDAN ELEKTRİK ÜRETİMİ YARI YARIYA ARTTI

Yine TEİAŞ verilerine göre, 1-31 Ocak 2023 döneminde 2,68 TWh elektrik üreten rüzgâr enerji santralleri ise bu yılın aynı döneminde bir önceki yıla göre %49,23 artışla 4 TWh’e yakın elektrik üretti.

Gelelim bir diğer verimize…

Dış ticaret açığı ocakta hızlı geriledi!
Henüz açıklanan
verilere göre, ocak ayında genel ticaret sistemine göre ihracat yüzde 3,5 artarken ithalat ise yüzde 22 azaldı.

Buna göre, ocak ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,4 azalarak 14,29 milyar dolardan, 6,23 milyar dolara geriledi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı son dönemin en yüksek verisi olarak yüzde 76,2’ye ulaştı. Bu veri 2023 Ocak ayında yüzde 57,5 iken, 2024 Ocak ayında yüzde 76,2’ye yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altını dışladığımızda ihracat, 2024 Ocak ayında yüzde 3,0 artarak 18 milyar 44 milyon dolardan, 18 milyar 592 milyon dolara yükseldi.

Yine aynı şekilde enerji ürünleri ve parasal olmayan altını dışladığımızda ithalat ise yüzde 6,2 azalarak 19 milyar 886 milyon dolardan, 18 milyar 660 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ocak ayında 68 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Sonuç olarak enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,6 oldu.
Yani gelen verilerin hiçbiri ani ve yüksek oranlı bir kur hareketini gerekli kılmıyor. Kulaktan dolma ve basma kalıp beklentiler köpürtülüyor.

Ayrıca ekonomi yönetiminin de aşırı kur artışı işine gelmez. Zira enflasyon beklentilerini çıpalamaya çalışılan bu dönemde kurun yüksek enflasyon geçişkenliği ile tüm senaryonun bozulabilmesi söz konusu olur. Bu nedenle açıklanan programdan sapmayacaklarını düşünüyorum.

#Ekonomi
#piyasa
#seçim
#döviz