Kapitalist öğretide temel kabul vardır. Birey homo economicus’tur. Yani şartların getirdiği her ne ise birey iktisadi çıkarlarına uygun olarak karar alır.
Ancak homo economicus’a karşı eleştiriler de pek çoktur. Zira bireylerin aldığı kararlar toplamda maksimum faydayı vermeyebilir. Hatta bırakın faydayı toplamda zarar ile sonuç-lanabilir.
Buna en güzel örnek Türkiye’deki döviz ve altın talebidir.
Şüyuu vukuundan beter olarak; döviz katlanarak artacak fitnesi bir yayılmaya başladı mı, herkes döviz ve altına koşar, ihtiyaçtan fazla talep oluşturan bu yöneliş günün sonunda kendi yükselişini yaratır. İşte buna kendi kendini gerçekleştiren kehanet diyoruz!
Buradaki yükselişi oluşturan da yukarıda bahsettiğimiz homo economicus kardeşlerimiz yani bizizdir.
Zira onlar bireysel menfaatin liderliğinde döviz ve altın alarak bireysel çıkarlarını koruduklarını zannedeler.
Ancak gel gelelim, günün sonunda hepsinin oluşturduğu toplam talep nedeniyle oluşan cari açık, makro ekonomik dengesizliğe sebep olur. Bunun neticesi ise onların da dahil olduğu bütün kesimlerin kaybına yol açan kur artışının beslediği enflasyon ve yüksek faizdir.
Türkiye’nin yeni açıklanan cari açığı geçen yılın başlangıcına göre azalarak yeni ekonomi politikaları ışığında ödemeler dengesinde iyileşmenin sürdüğünü ifade ediyor.
Buna göre; 2023 Ocak’ta cari açık 10,4 milyar dolar olmuştu. Cari denge bu yıl Ocak ayında ise 2,56 milyar dolar açık verdi.
Yıllık cari açık 2024 ocak ayında 2022’nin ağustosundan sonraki dönemin en düşük düzeyine indi.
2024-2026 orta vadeli programına göre bu yılın cari açık hedefi 34.7 milyar dolar.
Aylık ödemeler dengesinde geçen yılın aynı dönemine göre yakalanan iyileşmeyle beraber yıllıklandırılmış cari açık 45,4 milyar dolardan 37,5 milyar dolara yani OVP ile hedeflenen düzeye yakınsayarak geriledi.
Yıllık açığın altın hariç ise 22.2 milyar dolarda kalması öngörülüyor.
2024 yılındaki parasal olmayan net altın ithalatı 25.7 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Altın ithalatı cari açığın en büyük nedenlerinden biri ve bu yılki net altın ithalatının 12.5 milyar dolarda yani geçen yılın yarısında kalması öngörülüyor.
Ancak önümüzdeki engel homo economicus’un kulaktan kulağa yaratacağı dalga ile talepte aşırı bir talep yaratmasıdır.
İşte tam burada Altın Fonları devreye giriyor.
Altın fonları milli sermayeye yük olmaksızın bireylerin ve kurumların varlıklarını altına sabitlemesine sebep olurken altını ellerinde, kasalarında tutma riskini de bertaraf etmelerine sebep olmaktadır. Bu şekilde altın fiyatlarında artışın gelirine gayet rahat bir şekilde sahip olma imkânı vardır. Ayrıca sel oldu, deprem oldu, yangın oldu, eve hırsız girdi altınlar çalındı riski de olmaz.
Altın fonlarını çalıştığınız banka, katılım finans kuruluşlarından hatta onların mobil uygulamalarından rahatlıkla alabilirsiniz.
Bizden söylemesi…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.