|
İkinci EYT: 2024 yılı emeklileri

Başlığa bakıp hükümetin ikinci bir EYT hazırlığı yaptığını sanmayın. Bu furya emeklilik sisteminin çarpık yapısından kaynaklanıyor.

Son aylarda gelen soruları derlediğimizde, 2024 yılında emekli olma ile 2025 yılında emekli olmanın emekli maaşına etkisi ilk sırada gelmektedir. Gelen tepkiler 2024 yılında emekliye ayrılacak çalışanların çok yoğun olacağını gösteriyor.

Ne fark var diyorsanız; çok fark var!

2024 yılı son günü yani 31 Aralıkta emekli olan ile tam bir gün sonra 1 Ocak’ta emekli olacak çalışanın alacağı emekli maaşı muhtemelen yüzde otuz civarında farklı olacak.

Olur mu böyle şey demeyin; oluyor!

Zira enflasyonist dönemden daha düşük enflasyon dönemine geçişlerde SGK’nın emekli maaşı bağlama hesabından dolayı ciddi farklar oluşmaktadır.

Mevzunun teknik detayları ile sizleri yormak niyetinde değilim. Ancak biraz fikir sahibi olmanızı sağlamak adına konuyu izah etmenin uygun olacağı kanaatindeyim.

Şöyle ki; 2024 yılında emekli olmak için başvuranlar, 2023 yılı güncelleme katsayısına göre hesaplanan maaşlarına 2024 Ocak ve Temmuz zam oranlarını da ekleteceklerdir. Bu durum, 2024 yılında emekli olanların maaşlarının, 2025 yılında emekli olacaklara kıyasla daha yüksek olabileceği anlamına geliyor. Özellikle özel sektör çalışanları, kamu işçileri (4/d statüsünde olanlar) ve Bağkur’lu çalışanlar için 2024 yılı, emeklilik açısından daha kârlı olabilir.
Çünkü enflasyonun yüksek olduğu 2024 yılında uygulanan maaş zamlarından faydalanabilecekler.
Çok yönlü zarar meydana gelebilir:
Bunlardan ilki, yukarıda bahsedilen maaş bağlanma farkından dolayı 2024 yılının son aylarında hızlıca artan oranda emekliye ayrılan sayısı olma ihtimalidir.
Bu artış zaten EYT ile fazlasıyla zorlanan emeklilik sistemine bir yük daha getirecektir. Emeklilik sistemine kaynak oluşturan çalışan kesim (prim ödeyenler), maaş alan haline dönecektir.
İkinci sorun, işveren tarafında gerçekleşmektedir; kıdem tazminatı.
Zira EYT nedeniyle emekliye ayrılan çalışanların
kıdem tazminat yükü
henüz bertaraf edilememişken bu sefer de bu vesileyle yoğun bir kıdem tazminatı yükü ile karşı karşıya kalacaktır. Borçlanma maliyetinin bir hayli yüksek olduğu bu dönemde kıdem tazminatı için kaynak yaratmak ise işletmelerin sürdürülebilirliğini sıkıntıya sokabilir.
Üçüncü sorun ise çok büyük olmazsa bile ödenecek kıdem tazminatlarının oluşturacağı muhtemel parasal gelirin
enflasyona etkisidir.
Bu etkiyi şu anda hesaplamak mümkün değil zira emekliye ayrılmaya niyetlenen çalışan sayısını bilmek mümkün değil. Dolayısıyla yekünde piyasada talep oluşturabilecek tutarın etkisini ölçemiyoruz. Ancak emekliye ayrılacak çalışan adedinin önemli bir rakama ulaşması durumunda makroekonomik hedeflere dair sorun oluşturma ihtimali belirebilir.

Diğer bir sorun ise emekli olan deneyimli personelin iş gücünden ayrılmasının getireceği deneyimli personel açığının artışı olacaktır.

Bu noktada hükümet yetkililerinin sürecin negatif etkilerini bertaraf edecek bir düzenleme içerisine girmesi gerekebilir. Zira bir gün farkla oluşacak maaş farkının getirdiği adaletsizliğin
kamu düzenine olan güvenin sorgulanmasına sebep olması muhtemeldir; nitekim fazla prim ödeyen daha az maaş alacak…
Her ne kadar bu hesaplama mantığı, mevcut hükümetin evvelinden gelen bir işleyişe sahip olsa da, ilk kez bu denli büyük bir fark ile karşı karşıya kalacak vatandaşın faturayı siyasete kesme eğilimi olabilir. Dikkatle üzerinde durmak gereklidir.
En azından muhalefetin bu konuyu kullanmasının önüne geçecek şekilde halka bilgilendirilme yapılması elzemdir.
#Ekonomi
#EYT
#Mehmet Akif Soysal
5 gün önce
İkinci EYT: 2024 yılı emeklileri
Ben geldim geleli açmadı gökler
Osmanlı’da Bâtınîlerle ilgili siyasetin değişme sebepleri
Soykırım kodlaması: Merhametsiz süper katiller!
Evanjelikler Kamala Harris için bölünüyorlar!
Herkes yeteri kadar çıplak mı?