Konvansiyonel savaşların yerini vekalet savaşlarına bıraktığı dönemin hemen akabinde, devletleri terbiye etme amacıyla kullanılan dolar finans sistemi, Rusya Ukrayna savaşında Batılı müttefiklerce, en ağır haliyle Rusya’ya karşı savaş malzemesi olarak kullanıldı. Detaylarına girmeyeceğim ancak kısaca hatırlayacak olursak, Rusya swift sisteminden çıkarıldı, Rus Merkez Bankası varlıklarına, Rus zengin ve siyasetçilerin kişisel varlıklarına el konuldu. Sayısı binleri bulan yaptırım listesini için internette özel uygulamalar var. Zira hesabını tutmak, takip etmek artık imkânsız hale geldi.
Rusya finansal sistem üzerinden kendisine vurulmaya çalışılan prangayı Batılı devletlerin düşlediğinden hafif atlatmışa benziyor.
Ruble istikrar kazandı, mal bulunurluğunda sorun yaşanmıyor, dahası yükselen enerji fiyatları ile hazinesine olağan süreçten fazla nakit girişi oldu.
Geldiğimiz zaman dilimine kadar daha çok pozisyonunu koruma ve dengeleme çabasında olan
Rusya bu hafta “Finansal Taarruza” karşılık gelebilecek çok önemli bir adımı amasız fakatsız attı; “Gaz vanasını kapattı, enerji savaşına başladı.”
Birkaç haftadan beridir köşemizde okuyucularımıza ifade etmeye çalıştığımız “Stagflasyon” Avrupa merkezli olarak küresel ekonominin önünde net olarak belirmiştir.
Avrupa Kışı Gaz Kesintileri ile geçirecek!
Yatırım bankası JP Morgan, Avrupa’da gaz fiyatlarının Kremlin’in adımının ardından tekrar yükselmesiyle
kış aylarında bazı sektörlerde doğalgaz kesintilerinin yapılması gerekebileceğini hatta kötü hava koşulları nedeniyle depolardaki gazın bazen tükenebileceğini öngörüyor.
Geçen haftayı 240 Euro/MWh düzeyinden kapatan TTF, pazartesi günü erken işlemlerde 290 Euro/MWh düzeyine kadar çıktı.
TTF ağustosta Kuzey Akım 1’in sadece 3 gün kapatılacağı haberleriyle 348 Euro’yla tarihi rekorunu görmüştü.
Almanya Dışişleri Bakanı'nın ifadeleriyle; “Rus gazı tedariğindeki belirsizlikler bu kış AB’nin dayanışma gücünü sınayacak”.
Almanya ve Avrupa adına en zor yaklaşan kış vaktinde gerçekleşecektir. Hane haklının ısınma ihtiyacına, sanayinin ihtiyacı olan enerji talebi eklenince, bazı aylarda
üretimden feragat edileceğini göreceğiz.
Almanların pazar payı müttefiklerince paylaşılacak!
Almanların çaresizliğine karşı müttefiklerinin her ne kadar yanında görünseler bile timsah göz yaşları dökeceğini düşünüyorum.
Zira ABD’nin en fazla cari açık verdiği ülkelerin başında Almanya gelirken küresel mal rekabetinde Almanların üretim maliyetinin artması ve üretilen mal adedini azalmasıyla, Amerika’ya ek olarak, Rusya’dan enerji alımına devam eden Japonya faydalanacaktır.
Pazar payı paylaşılırken müttefiklik mevzu bahis edilmeyecektir.
Çok yakın zaman evvel Volkswagen skandalını ABD’nin Almanya’ya karşı nasıl bir silah olarak kullandığını hatırlayalım. Hatta ABD gizli servisinin Alman devlet adamlarını dinlediğinin ortaya çıkmasının yarattığı skandal ise halen hafızalarımızda tazedir.
Rusya’nın “Finansal Savaş”a karşılık başlattığı “Enerji Savaşı” tahminlerimizden biraz daha erken başladı ancak bu kaçınılmazdı. Bu adımın sonuçları etkili olacaktır.
Türkiye kendi toprakları üzerinden geçen hattın başında kışı sorunsuz geçireceğe benziyor.
Yıllardır Erdoğan’ın enerji hatlarının ülkemizden geçirilmesi ve çeşitliliğini arttırmak için verdiği çabalar bu kötü günde karşılığını buldu. Erdoğan’ın nükleer enerji için attığı adımları da bu çerçevede okumak gereklidir.
“Finansal Savaş”a her an her ülke maruz kalabilir buna karşılık kâğıt para yenmez.
Bu nedenle enerji ve tarımda atılacak her adım milli güvenliği ilgilendiren çok kıymetli adımlardır.
