Avrupa’yı turistik değil, satın almak için gezme vakti!

04:0010/01/2025, Cuma
G: 10/01/2025, Cuma
Mehmet Akif Soysal

Birkaç haftadır ilginizi bu yöne çekmeye çalışıyorum. İçe dönük olmak yerine değişen ve gelişen yeni süreçlerin farkında olunması gerektiğinden bahsediyorum. Zira herkes TCMB, faiz, rantiye hakkında konuşurken esasında daha büyük bir sıçramayı yakalamak veya ıskalamak üzereyiz. 20008-9 yılında Batı’da yaşanılan sıkıntılı ekonomik süreç Türkiye için bir fırsattı. Türkiye ve Türk girişimcisi bunu kaçırdı! Fakat şimdi bir daha fırsat vakti. İlgimizi arsaya, kiraya, altına faize çevireceğimize Avrupa’ya

Birkaç haftadır ilginizi bu yöne çekmeye çalışıyorum. İçe dönük olmak yerine değişen ve gelişen yeni süreçlerin farkında olunması gerektiğinden bahsediyorum.

Zira herkes TCMB, faiz, rantiye hakkında konuşurken esasında daha büyük bir sıçramayı
yakalamak veya ıskalamak
üzereyiz.

20008-9 yılında Batı’da yaşanılan sıkıntılı ekonomik süreç Türkiye için bir fırsattı.

Türkiye ve Türk girişimcisi bunu kaçırdı!

Fakat şimdi bir daha fırsat vakti. İlgimizi arsaya, kiraya, altına faize çevireceğimize Avrupa’ya çevirmeliyiz!
Kaybedilecek zaman yok; kaybedilecek gelecek var!

Katma değerli üretim, yüksek marjlı satış, verimlilik hepsi bir anda hızlıca gerçekleşebilir. Türkiye sanayi devrimi dönemince kaybettiği asırlık yılları geri yakalayabilir.

Avrupa'da birleşme ve satın almalar 2024'ün ilk yarısında değer olarak önemli bir artış gösterdi.

Batı Avrupa'da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artışla 390 milyar ABD doları tutarında işlem gerçekleşirken, Orta ve Doğu Avrupa'da 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 30 milyar ABD doları tutarında işlem gerçekleşti.

Bu faaliyet hızı devam ederse, anlaşma hacmi 2016'dan bu yana en yüksek noktaya ulaşabilir. Öte yandan, bugüne kadar büyük ölçekli yeniden yapılandırmaların olmaması nedeniyle anlaşmaların toplam değeri o yılın en yüksek seviyelerine ulaşmayacaktır.

Yani nispeten daha küçük şirketler el değiştiriyor. Anadolu girişimcisinin boyuna uygun şirketler…
Perakende ve tüketici sektörü Avrupa'da en kötü etkilenen sektörlerden biri.

Danışmanlık şirketi Mazars'a göre, Avrupalı perakendecilerin iflas sayısı 2024'te bir önceki yıla göre yüzde 19'luk bir artışla 2.195'e ulaştı.

Bu arada Almanya, Avrupa'daki en yüksek sıkıntı seviyeleriyle karşı karşıya. Ülkenin federal istatistik ofisi Destatis'e göre, ilk çeyrekte 5.209 Alman şirketi iflas başvurusunda bulunarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26,5 artış gösterdi. Bu eğilim Nisan (1.906) ve Mayıs (1.934) aylarında art arda gelen iflaslarla devam etti.

Ekonominin bu yıl sadece yüzde 0,2'lik bir büyüme tahminiyle durgun olması bekleniyor.

Endişe mi, fırsat mı?

Yukarıda bahsettiğim sıkıntılı süreç sizi endişeye mi sevk ediyor? Yoksa fırsatı görüp gözleriniz mi ışıldıyor!

İşler hiçbir zaman daima iyiye veya daima kötüye gitmez. Avrupa şu an sancılı, sıkıntılı. Değişen sürece adapte olmakta zorluk yaşıyor.

Dört beş nesildir görmedikleri savaş, enerji kıtlığı riski, dalgalanan enerji fiyatları, yükselen enflasyon, artan faiz, yaşlanan sahiplik, geleceği olmayan aile yapıları ile moraller bozuk, karamsarlar…

Bu esnada şirketlerini uygun fiyata devretmeye meyilliler.

İflas edenleri gördükçe kaygıları artıyor; Ted Baker, MatchesFashion, Wilko ve The Body Shop gibi yakın tarihli iflaslar birbirini takip ediyor.

The Body Shop'un İngiltere kolunun, tedarikçiler, vergi makamları ve uluslararası bölümleri de dahil olmak üzere alacaklılara 276 milyon sterlinden fazla borcu olduğu, kurtarma anlaşmasının bir parçası olarak kirayı düşürmek için mülk sahiplerine yaptıkları görüşmelerde ortaya çıktı.

Dolayısıyla bir tek şirket sahipleri değil, kreditörler ve devletler de şirketlerin devirlerine yeşil ışık yakıyor.
Bir kısım likidite ile devir süreçleri mümkün.
Hatta şirketi devri almak istemezseniz markalar ve dağıtım ağları bile ayrıştırılıp satın alınabilir.
Hep fasoncu mu kalacağız?

Büyüğünden orta ölçeklisine sektörünüze uygun şirketler mutlaka var. Yeter ki siz Avrupa’yı mercek altına alın!

TİM, TOBB, MÜSİAD, ASKON, İTO, ATO, İSO, ASO aklımıza gelenler; bu işe odaklanmalı!
Hatta satın almalar elbirliği modeliyle yapılmalı.
Profesyonel bilgi bu kurumlarda var, hatta sermaye bile var!

Bu kurumların üyelerinden topladıkları aidatlar ile yeterli sermayeleri var. Bu iş için kullanılabilir.

Böylelikle sadece markasını koydurup kar eden Avrupalı şirketlerin kârları bu ülkede ve bizim üreticimizde kalabilir. Know-how’ları ve networkleri ile kaliteli üretim merkezi Türkiye olarak yola devam edilebilir.

#Ekonomi
#Avrupa
#Mehmet Akif Soysal