Son üç haftadır yaşananlar tüm milletimizin gönül dünyasında çok fazla hasar bıraktı. Akıl dünyamız ise yine bu kaybedilen canlarımızdan başlayarak onların kalanlarına, bölgeye ve ötesine dair çözümler üretme arayışında. Ve muhakkak ki bu eksenden ayrılmamalıyız. Zira yaşananlar unutulmamalı ve bu kez zihinsel dönüşümü sağlamalıyız.Milletin ve devletin el ele vermesiyle çok büyük bir yıkımın altından kalkmaya çalışıyoruz; yüz yılın felaketi... Elbette ayağa kalkacağız. Bundan şüphemiz yok. Fakat
Son üç haftadır yaşananlar tüm milletimizin gönül dünyasında çok fazla hasar bıraktı. Akıl dünyamız ise yine bu kaybedilen canlarımızdan başlayarak onların kalanlarına, bölgeye ve ötesine dair çözümler üretme arayışında. Ve muhakkak ki bu eksenden ayrılmamalıyız. Zira yaşananlar unutulmamalı ve bu kez zihinsel dönüşümü sağlamalıyız.
Milletin ve devletin el ele vermesiyle çok büyük bir yıkımın altından kalkmaya çalışıyoruz; yüz yılın felaketi... Elbette ayağa kalkacağız. Bundan şüphemiz yok. Fakat daha iyi dair ne yapılmalı sorusunu da aklımıza getirmeliyiz…
Dijital senaryolar, dijital sefer emirleri ile süreçler yönetilmeli.
Afet’e yaklaşımımız daha sistematik olabilir;
şirketler envanterlerini artık e-arşiv ve e-fatura vesilesi ile dijitalde tutmaktadır.
Buradan yola çıkıp tüm Türkiye’de malzeme envanteri çıkarılabilir.
Bu malzemeler dijital olarak numaralandırılıp sefer görev emrine uygun tasnif edilebilir. B
u malzemelerin operatörleri de bu tasnifte yer almalı.
Ayrıca insan kaynağı için de bu süreç aynen işletilebilir.
Zira SGK bildirimlerinde personelin artık mesleği yani yaptığı işi yazmak mecburi. Mühendislerimiz iş koluna uygun şekilde oda kayıtlı.
Kaç adet, hangi iş kolunda, hangi vasıfta insan kaynağımız var bilmeye muktediriz.
Devletimiz son on yılda e-devlet dönüşümünü başarı ile yürüttü. Artık bir çok veri e-devlette zaten var.
E-devlette bunların irtibat bilgileri, ikametleri belli. E-nabız vesilesi ile sağlık durumlarını bile biliyoruz.
Velhasıl, ne kadar malzememiz, ne kadar insan kaynağımız, nerede var hepsi dijital ortamda belli. İ
ş; bunları bir mobil uygulama üzerinden sefer görev emri ile yönetmeye kalıyor.
Merkezi sistem de tam dijital olmalı.
Her ilin komşu illeri vasıtasıyla afet türüne göre müdahale senaryosu hazırlanmalı. Buna göre ilgili ildeki afet türüne göre hazır senaryo tek tuşla işlerlik kazanmalı.
Uygulamaya konan senaryo ile merkez serverlarından mobil uygulama kullanıcılarına emir gitmeli; emirde nerede toplanacakları, hangi ekipmanı sahip olacakları, enlem ve boylamı verilmiş şekilde hangi noktada işe koyulacakları belli olmalıdır.
Bu ekiplere geri destek verecek aşçısından, malzeme tedarikçisine kadar her konu dijital olarak bu sistem üzerinden yürütülmeli…
Çok detaylandırabiliriz, çok zor değil, iyi planlanmış iş akışları ile bu süreçler yürütülürse tüm detaylar meydana çıkacaktır.
Kabaca anlattığımız haliyle AFAD’ın kurulum amacının günümüz teknolojisi işlerlik kazanması mutlak surette gerçekleştirilmelidir.
Doktora tezimin kurumsal yönetim üzerine olması ve iş akışları üzerine ihtisas kazanmış olmamın getirdiği bir hassasiyet midir bilemiyorum ancak iş süreçlerinde net olmayan her noktanın bize sorun açacağına inanıyorum…
Proaktif adımlar her zaman çok daha verimli, az maliyetli ve süratlidir. Bu nedenle kaynak planlaması yapmak en önemli meselemiz olmalıdır.
STK’larımzın da bu kaynak planlamasında yeri olmalı. Senaryolarda beraber çalışılmalı. Böylelikle akla gelmeyen hiçbir nokta kalmaz, ortak sorumluluk alınır, insiyatif beraber kullanılmış olur. Karmaşaya ve israfa yer kalmaz.
Bunların hepsi uzun olmayan bir sürede gerçekleştirilebilecek işler. “Big Data” denilen, Türkçesi ile “Büyük Veri” analizi ve bir iki bakanlıkla dirsek teması ile netice alınabilir. Bunları yapacak kurumun başına işletme veya endüstri mühendisi mezunu birini koyarsak çok hızlı ilerleyebiliriz.
#Afet
#Dijital
#Deprem
#Mehmet Akif Soysal
