2025’e girerken: Kırılma yılı

04:0027/12/2024, Cuma
G: 27/12/2024, Cuma
Mehmet Akif Soysal

2024 yılı tüm dünyada seçimlerin yılı olarak adlandırılmıştı. 2025 yılı ise siyasi ve ekonomik sonuçların takip edileceği; kırılma yılı olacağı kanaatindeyim. Şunu da not edelim; 2024 yılında seçimleri bitiremedik zira Almanya ve Fransa’da düşen hükümetler yeni ve yersiz seçimlerin kapısını araladı. Fakat bunların ötesinde ABD seçimlerinin çıktılarının olacağı bir dönem önümüzde beliriyor. ABD’nin korumacı ticari adımlarına karşılık Avrupa ve Çin’in atacağı adımlar birçok belirsizliği beraberinde


2024 yılı tüm dünyada seçimlerin yılı olarak adlandırılmıştı.
2025 yılı ise siyasi ve ekonomik sonuçların takip edileceği; kırılma yılı olacağı kanaatindeyim.

Şunu da not edelim; 2024 yılında seçimleri bitiremedik zira Almanya ve Fransa’da düşen hükümetler yeni ve yersiz seçimlerin kapısını araladı.

Fakat bunların ötesinde ABD seçimlerinin çıktılarının olacağı bir dönem önümüzde beliriyor.

ABD’nin korumacı ticari adımlarına karşılık Avrupa ve Çin’in atacağı adımlar birçok belirsizliği beraberinde getiriyor. Zihnimizi toplayıp detaylardan kurtulup bütüne bakacak olursak;


Avrupa Kanadı
Avrupa’nın nüfusu yaşlanıyor, yeşil yatırımlar finansman gerektiriyor, kamu borçları ve açıkları büyük ve savunma harcamalarının arttırılması gerekiyor.

Bu durum AB’nin güçlü ve birleşik bir tepki vermesini gerektirmektedir

Eski ECB başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi tarafından yazılan rapora göre:

1
. İnovasyon sürecini tüm yaşam döngüsü boyunca reforme ederek ve Avrupa’daki eğitim seviyesini iyileştirerek ABD ile inovasyon açığını kapatmak.
2
. Avrupa’nın iddialı iklim hedeflerinin endüstriyel rekabet gücü ile birleştirmek.
3
. Güvenliğin arttırılması ve kritik bağımlılıkların azaltmak ana konular olarak ifade ediliyor.

Draghi’nin bu raporu, Avrupa’nın cansız büyümesinin ve zayıf rekabet gücünün nedenlerine ilişkin gerekli bir uyandırma çağrısı ve bence dürüst bir teşhistir. Türkiye için hem risk hem fırsatları barındırır.

Yine rapora göre para politikası,
fiyat istikrarını
koruyarak sürdürülebilir büyümeyi ve verimliliği artırmak için gereken yatırımları en iyi şekilde destekleyebilir.
Bu arada Draghi’nin son tespitinde genele dair bir saptama da var.
Altını çizmemiz gereken yer “fiyat istikrarını” koruyarak ibaresidir. Zira bizler yatırım için temel şartlardan en önemlisi fiyat istikrarıdır, ön görülebilirliktir
derken, birileri, puslu ve karmaşık ortamdan kazanan birileri bunun aksini düşünüyor.

Çin Kanadı
Çin’in zayıf iç talebi,
gelişmiş üretime yaptığı yatırımlarla birleşince, uluslararası piyasalara aktarılması gereken fazla üretim kapasitesine
yol açmıştır.

Bu durum sadece Trump’ın ABD’si ile değil -ki burada teknolojik üstünlük için süregelen rekabet sorunu daha da arttırmaktadır- aynı zamanda Avrupa Birliği ve hatta Küresel Güney ülkeleri ile de ticari gerilimlere yol açmaktadır.

Bu durum devam ederse, Çin istediği ticari alanı elde edemeyebilir, aksine ekonomisi üzerinde ek baskı oluşturacak artan ticari engellerle karşı karşıya kalabilir.

Buna örnek olarak;
ABD ve Kanada’nın akabinde AB’nin de elektrikli araçlara yönelik yüksek vergileri yürürlüğe alması, akabinde ABD ve Kanada’da daha Pazar elde edemeden, AB’de ise kazandıkları Pazar payını geri vererek ilerleyen bir sürece yakın zaman evvel şahit olduk.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2025 yılında yapabileceği en çarpıcı hareket Yen’in hızlıca devalüe edilmesi olabilir.


ABD Kanadı
ABD ekonomisi şüphesiz
ki yumuşak inişini yapmayı başardı.
Hedeflenen enflasyon seviyesi civarına oturan fiyatlar ile canlı bir ekonomi düzeni oluşturuldu.
Ancak Trumpeconomics ne getireceği müphem. Bu noktada Trump’ın
ABD’ye büyük mali yük getiren askeri operasyonlardan çıkma, ticaret savaşının ABD’ye getirebileceği muhtemel enflasyonist baskılar
ana riskler olarak gözükmektedir.
Fakat bunlar ötesinde
Trump’ın Pentagon (müesses nizam) ile sürtüşmesinin getireceklerini kestirebilmek mümkün değil.
Güç savaşını kimin kazanacağından ziyade sürecin ABD’yi ne denli hırpalayacağını kestirmek zor.
Sürecin sonucunun uzlaşma mı yoksa bir tarafın kesin zaferi mi olacağı da belirsiz.
Ama kesin olan bir şey var ki tanıdığımız Trump kendisini hapse atmaya çalışanlardan ağır hesap soracaktır.

Bu anlamda ABD’nin kırılma noktası bu süreç ile şekillenecektir.


Rusya Kanadı
2024 yılında Rusya, Ukrayna savaşında bir yıl önceki konsensüs tahminlerinden daha büyük bir avantaj elde etti. Zira
ABD seçimlerini Trump’ın kazanmasıyla Ukrayna’nın kaybettiği toprakları geri alma ihtimali zayıfladı.
Hükümetsiz Almanya ve Fransa Ukrayna’nın arkasında durabilecek güçte değiller.
Bu nedenle muhtemelen Rusya ile kazanılan topraklar üzerinden bir anlaşma ve dondurma dönemi gelişecektir. Bu noktada önemli olan
Rusya’ya yaptırımların esnetilip esnetilmeyeceğidir.
Rusya’nın yaptırımlarının önemi Çin ile ABD rekabeti açısından kritiktir. Zira
Rusya yaptırımlarından çıkar sağlayan çok net bir şekilde Çin’dir.
Daha evvel Almanya’nın ucuza eriştiği hammadde kaynaklara savaş ile beraber Çin çok daha ucuza erişirken
Almanya ve Avrupa ise bu avantajdan mahrum bırakılıp ABD’ye mahkum edildi.
Ayrıca Rusya pazarını tüm markalarıyla istila eden yine Çin…
#ABD
#Politika
#Mehmet Akif Soysal