OECD'nin hazırladığı rapora göre Türkler dar düşünceli ve kavgacı imiş. Dar düşünceli demeleri ağırıma gitti ama, bana göre kavgacı olmanın yanlış bir tarafı yok. Yiğit dediğin biraz kavgacı olmalı; verince doyurmalı ama vurunca da devirmeli. Bu kadar sene diğer milletleri idare etmiş bir millet ister istemez biraz "dediğim dedikçi" oluyor. Mısırlılar böyle israrcı birini görünce "Muh Türkî (Türk Aklı)" diyorlar. Geçmiş dönemlerde idare ettiğimiz insanlara karşı "dediğim dedik" tavrını gösterince isteklerimiz yerine geldiği için kavgacı bir millet görüntüsü ortaya çıkmıyordu. Şimdi biz bize kaldık. İki tane "dediğim dedik"çi insan karşılaşınca tabiatıyla kavga çıkıyor ve biz de kavgacı oluyoruz. Mısır'a gittikten bir kaç ay sonra bir nokta dikkatimi çekmişti: Sokaklarda kavga eden hiç bir insan görmüyordum. Hatta bir seferinde kullandığım arabayla bir taksiye yandan hafifçe çarptım. "Eyvah" dedim, "şimdi taksi şoförüyle başımız belaya girecek". Etraftan bir kaç kişi geldi, benim de yabancı olduğumu görünce, şoföre: "Önemli değil, salli ale'n-nebiy (peygambere salavat getir)" dediler. Şoför de yüzüme bir bakıp hiç bir şey demeden çekip gitti.
Ama yine de ben kavgacı olmanın kötü bir şey olmadığı fikrinde israrlıyım. Şimdi eğer Uzanlarla Doğan Grubu kavga etmemiş olsalardı, biz her iki grubun bir kaç çamaşır makinesi eskitecek olan kirli çamaşırlarını öğrenebilir miydik? Kimi devletten malı götürmüş, kimi vatandaştan. Bu arada yabancılar da nasibini almışlar. Bugüne kadar bunları biliyor muyduk? Pekala biz Meclis'in ceylan derisi koltuklarla döşenmesi sırasındaki yolsuzlukları neyin sayesinde öğrendik? Biri gerçek diğeri potansiyel iki liderin gizli kavgaları sayesinde öğrenmedik mi? Beyaz Enerji skandalının ortaya çıkmasında da yine bir kavganın izleri var. Eğer o skandalın yarattığı kavgacı hava olmasaydı biz bugün Bayındırlık Bakanlığı'ndaki hortumlamayı da öğrenemeyecektik. Şimdi gelin de kavgacı olmak kötü bir şey deyin. Uzlaşmacı olmak, kavga etmeden anlaşmak başka milletler için iyi olabilir, o konuda iddialı değilim. Bize yaramıyor. Eğer ortada kavga yoksa birileri aralarında anlaşıp malı götürüyorlar demektir. Nitekim bir kaç tanesi ödeme zorluğu içine düşmeden bankacıların devleti nasıl ustalıkla soyduklarını öğrenemedik. Eğer daha başlangıçta paylaşma konusunda aralarında kavga çıksaydı, soyulduğumuzu daha o zaman öğrenecek, 15-20 milyar dolardan olmayacaktık.
Bizde Türkiye'ye yön veren güçlerin, partilerin rakiplerinde mutlaka hazır bir kaç dosyası vardır. Çoğu da yolsuzluklarla ilgilidir. Kavga başlayınca bu dosyalar ortalığa saçılır, anlaşırlarsa geri çekilir. Biz de yazdık, başkaları da yazdı. Bir ülkede bu kadar yolsuzluk varsa, bunun mutlaka siyasi ayağı da olur. Siyasete dayanmadan bir ülkeyi bu ölçüde soymak mümkün değil. Pekala neden ortaya çıkmıyor? Bunlar kavga olmadan ortaya çıkmaz. Çünkü sadece kavgada yumruk hesabı yapılmaz, uzlaşmada yumruk hesabı yapılır. Ben sana zarar vermeyeyim, sen bana verme mantığı hakimdir.
Onun için siz siz olun, yabancıların dolduruşuna gelmeyin. Kavgacı olmak kötüdür diyenler kötü niyetlilerdir. Ülkemizde her türlü yolsuzlukların araştırıldığı, yapanların sıgaya çekildiği etkin bir denetim mekanizması kurulur, o zaman gündemimizden kavgayı düşürebiliriz. Şimdilik kavgaya devam…