EDISYON:

Merkez Bankası PPK metninde ne mesaj verdi? Fed neden piyasaya teslim oldu?

04:0021/09/2024, Cumartesi
G: 21/09/2024, Cumartesi
Levent Yılmaz

Bu hafta hem Amerika’nın (Fed) hem de bizim merkez bankamızın (TCMB) faiz kararlarını takip ettik. Fed tarafında kesin gözüyle bakılan faiz indiriminin oranı merak edilirken pas geçeceği bilinen TCMB’nin ise karar metninde ne mesaj takip ediliyordu. Bugün her iki bankanın kararı hakkında fikirlerimi paylaşacağım. TCMB’nin faiz kararı beklendiği gibi oldu ve politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı %50’de sabit bırakıldı. Hali hazırda bir önceki karar metninde faizin sabit kalacağına

Bu hafta hem Amerika’nın (Fed) hem de bizim merkez bankamızın (TCMB) faiz kararlarını takip ettik. Fed tarafında kesin gözüyle bakılan faiz indiriminin oranı merak edilirken pas geçeceği bilinen TCMB’nin ise karar metninde ne mesaj takip ediliyordu. Bugün her iki bankanın kararı hakkında fikirlerimi paylaşacağım.

TCMB’nin faiz kararı beklendiği gibi oldu ve politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı %50’de sabit bırakıldı. Hali hazırda bir önceki karar metninde faizin sabit kalacağına ilişkin önemli bir yazılı yönlendirme yapılmıştı. Bir de bunun üzerine Ağustos ayındaki enflasyon gelişmeleri de TCMB’nin arzu ettiği gibi olmayınca bu kez karar metninin içindeki mesajlar merak edilmeye başlandı.

Son Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde en çok dikkat çeken ifade tıpkı Ağustos ayına ilişkin Fiyat Gelişmeleri Raporu’nda da belirtildiği üzere “Ağustos ayı enflasyonunun ana eğiliminin belirgin bir değişim sergilemediği” şeklindeki ifadeydi. Diğer yandan üçüncü çeyrekte yurtiçi talebin yavaşladığı ve hatta bu ay enflasyonist etkisinin azaldığı da teyit ediliyor.

PPK metnindeki bir diğer önemli yönlendirme ise hizmet enflasyonu ile ilgili. PPK’ya göre; bir süreden bu yana yüksek seyreden hizmet enflasyonu son çeyrekte iyileşmeye başlayacak. PPK’nın risk unsuru olarak nitelendirdiği konu ise “Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları”. Zira her ne kadar Piyasa Katılımcıları verilerine göre piyasanın enflasyon beklentisi düşmeye devam ediyorsa da son 2 aydır hanehalklarının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi artmaya devam ediyor.

Son PPK metninden “Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak…” ifadesini çıkarmış. Bu demek oluyor ki artık parasal sıkılaştırmanın etkilerini yoğun bir şekilde gözlemliyoruz. Dahası enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi halinde para politikasının sıkılaştırılacağına dair ifade yerini para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacak olmasına bırakmış.
Bu ifadelerden yola çıkarak Merkez Bankası’nın yavaş yavaş faiz indirimi hazırlığına başladığını düşünmeye başlayabiliriz. Bu bağlamda Kasım ve/veya Aralık ayları önemli olacaktır.

Gelelim Fed’e. Fed pek çok ekonomisti yanıltarak 25 yerine 50 baz puanlık bir “jumbo” faiz indirimi yaptı. Bu karar öncesinde swap piyasasındaki gelişmeler 50 baz puanlık indiriminin telaffuz edilmesine neden olsa da pek çok ekonomist Fed’in daha temkinli olacağını düşünüyordu. Ancak Fed bu kararı ile bir yandan “piyasaya teslim olmuş” izlenimine neden olurken diğer yandan da kararın Kasım ayındaki seçim öncesi “siyasi” olduğu tartışmaları da alevlendi.

25 yerine 50 baz puanlık indirim ile beraber bugüne kadar “övgüler düzülen” Fed’in iletişiminin de hasar aldığını kayda geçirelim. Zira Fed’in hiçbir yazılı ve sözlü yönlendirmesinde yer almayan ve son birkaç günde piyasa fiyatlamaları şeklinde haber akışına düşen bu jumbo faiz indirimi Fed’in kredibilitesi açısından da büyük sorun teşkil ediyor.

#Ekonomi
#Merkez Bankası
#faiz

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.