Enflasyon, büyüme ve PMI verileri hangi sinyali veriyor?

04:005/09/2024, Perşembe
G: 5/09/2024, Perşembe
Levent Yılmaz

Bu hafta veri akışının oldukça yoğun olduğu bir haftaydı. Önce II. Çeyrek büyüme ile İmalat PMI verilerini ardından da Ağustos ayı enflasyon verisini gördük. Tüm bu veriler devam eden dezenflasyon programı ile ilişkili olmak üzere önemli sinyaller veriyor. Öncelikle büyüme verisine bakalım. TÜİK’in tahminlerine göre 2024 yılını ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yıllık bazda %2,5 büyürken, bir önceki çeyreğe göre büyüme ise %0,1 olmuş. Dahası ve belki de en önemlisi ilk çeyrek büyüme oranı da %5,7’den

Bu hafta veri akışının oldukça yoğun olduğu bir haftaydı. Önce II. Çeyrek büyüme ile İmalat PMI verilerini ardından da Ağustos ayı enflasyon verisini gördük. Tüm bu veriler devam eden dezenflasyon programı ile ilişkili olmak üzere önemli sinyaller veriyor.

Öncelikle büyüme verisine bakalım. TÜİK’in tahminlerine göre 2024 yılını ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yıllık bazda %2,5 büyürken, bir önceki çeyreğe göre büyüme ise %0,1 olmuş. Dahası ve belki de en önemlisi ilk çeyrek büyüme oranı da %5,7’den %5,3’e revize edilmiş. Dolayısıyla sıkılaştırma programının bir sonucu olarak beklenen yavaşlama tahminlerden daha belirgin bir hale gelmiş görünüyor.

Büyüme verisinin detaylarına baktığımızda; bir süreden bu yana dengelenmeye çalışılan iç talebin büyümeye katkısının 1,2 puana kadar gerilediğini ve net dış talebin pozitif katkısının ise 1,3 puana yükseldiğini görüyoruz. Bunlar dengelenme açısından önemli veriler.

Büyümenin dinamiklerine sektörler itibariyle baktığımızda ise sanayi tarafındaki %1,8’lik daralma dikkat çekiyor. Ayrıca gayrisafi sabit sermaye oluşumunda da çok belirgin bir azalma var. Makine yatırımlarının da 2019 bu yana ilk kez daraldığını görüyoruz. Bu veriler İSO İmalat PMI verileri ile de uyumlu görünüyor. Zira İmalat PMI verisi 5 aydır eşik değer olan 50’nin altında kalmaya devam ediyor. Dahası yeni siparişler 14 aydır üst üste yavaşlarken iki sene sonra ilk kez bütün sektörlerde daralma var. Buna gıda da dahil.

Son büyüme verisi ve PMI verilerinden yola çıkarak, önümüzdeki dönemde ekonomideki yavaşlamanın devam edeceğini ve bunun da belirli sektörlerde ciddi daralmaları beraberinde getireceğini öngörebiliriz. Hatta teknik olarak resesyona girme ihtimalimiz olduğunu da öngörebiliriz.

Gelelim son dönemde neredeyse tüm toplumun odaklandığı enflasyon oranlarına. TÜİK’in Ağustos ayı ölçümlerine göre; yıllık enflasyon %61,78’den %51,97’ye geriledi. Aylık enflasyon ise %2,47 oldu. Aylık bazda en büyük etkiyi bu ay da eğitim ve konut yapmış görünüyor. Uzun bir aradan sonra ilk kez gıda ve alkolsüz içecekler grubunda düşüş görüyoruz. Diğer yandan mevsimsel etkilerden arındırılmış çekirdek enflasyon ise %3’ün üzerinde. Dahası hizmet enflasyonundaki katılık da devam ediyor. Ancak yönetilen-yönlendirilen fiyatlar hariç aylık enflasyonun %1,4 olması umut verici.

Tüm bu veriler enflasyonda bir süre daha sabırla beklememiz gerektiğine işaret ediyor. Faiz indirimi için şimdilik yılın son iki ayını beklemek zorunda kalacağımızı düşünebiliriz. “Şimdilik” diyorum zira eğer aylık enflasyonun ana eğilimi istenen şekilde yavaşlamazsa ve yıl sonu enflasyonun TCMB’nin hedefinin üst bandını belirgin bir şekilde aşacağı bir süreç oluşursa faiz indirimleri için TCMB bir sonraki yılı beklemek isteyebilir.

Elbette tam bir yorum yapabilmek için henüz erken ancak İTO’nun ölçtüğü İstanbul enflasyonunun uzun bir aradan sonra ilk kez %2’nin altında kalması enflasyon gelişmelerinin önümüzdeki aylarda istenen yavaşlamayı tesis edebilme ihtimalini kuvvetlendiriyor.

#Enflasyon
#Ekonomi
#Levent Yılmaz