Dünyanın en zengin adamı neden İsrail’e gitti?

04:0029/11/2023, Çarşamba
G: 29/11/2023, Çarşamba
Kadir Üstün

Dünyanın en zengin iş insanı Elon Musk, sahibi olduğu X’te (Twitter) antisemitik bir paylaşımı beğenince, aleyhinde yeni bir kampanya başladı. Media Matters adlı kuruluşun platformda antisemitik içeriğin yaygınlığı konusunda yayınladığı bir rapor, X’e reklam veren büyük Amerikan firmalarının platformdan reklamlarını çekişini tetikledi. Büyük ticari zarara uğramaya başlayan Musk, İsrail’e giderek antisemitik olmadığını göstermeye çalışır bir havadaydı. Elbette antisemitik olmadığını göstermenin yolunu


Dünyanın en zengin iş insanı Elon Musk, sahibi olduğu X’te (Twitter) antisemitik bir paylaşımı beğenince, aleyhinde yeni bir kampanya başladı. Media Matters adlı kuruluşun platformda antisemitik içeriğin yaygınlığı konusunda yayınladığı bir rapor, X’e reklam veren büyük Amerikan firmalarının platformdan reklamlarını çekişini tetikledi. Büyük ticari zarara uğramaya başlayan Musk, İsrail’e giderek antisemitik olmadığını göstermeye çalışır bir havadaydı. Elbette antisemitik olmadığını göstermenin yolunu İsrail’i ziyarette görmesi kendi içinde sorunlu bir yaklaşım. Anti-Semitizm’in tarihi İsrail’in tarihinden çok daha eski ve İsrail Başbakanı Netanyahu gibi liderlerin anti-Semitizm’le İsrail’in politikalarını eleştirmeyi bir tutmayı sağlamaya çalışan uzun bir geçmişi var. Musk’ın sadece ticari kaygılarla gitmiş olması da savunulabilir ancak sahibi olduğu firmaların büyük değer kayıplarına bizzat imza atmış biri olması bunun en büyük motivasyonu olmadığına işaret ediyor. Musk, ticari kayıplarını bir şekilde telafi edebileceğini ancak anti-Semitik damgasının çok daha kalıcı sonuçları olduğunu düşünüyor anlaşılan.

Musk’ın Amerikan kamuoyunu yönlendirme veya en azından tartışma yaratma kabiliyeti oldukça yüksek. Halka arz edilmiş bir firma olan Twitter’ı büyük tartışmalar eşliğinde satın alarak özel şirkete çeviren Musk, o gün bugün ifade ve basın hürriyeti tartışmalarının ortasında yer aldı. Platformda yaptığı mavi tık verilmesi süreci gibi birçok değişiklikle birlikte eski Başkan Trump dahil yasaklı isimleri tekrar aktif hale getirmesi, platformu hep gündemin tartışmalı konuları arasında tutmuştu. Platformdaki teknik ve politika değişikliklerine kızıp Twitter’dan çıkma kampanyaları büyük oranda başarısız olurken, Musk’ın Tesla ve Space X gibi firmalardaki başarısını bir şekilde tekrarlayacağına inananların sayısı da az değildi. Twitter’ı satın aldığına pişman olduğuna ilişkin haberler çıktıkça, derdinin mutlak ifade hürriyetini sağlamak olduğunu savunan Musk’ın bunu gerçekleştirmekte ne kadar zorlandığı açıktı.

X’in vazgeçilmez bir platform haline gelmiş olmasına karşın eskisi kadar etkileşim üretmekte zorlanması, reklam gelirlerindeki düşüşün önlenemediğine işaret ediyordu. 7 Ekim öncesinde sıklıkla X’in beyaz üstünlükçü ve ırkçı gruplar tarafından daha rahat kullanıldığı yönünde eleştiriler öne çıkıyordu. 7 Ekim sonrasında ise bu eleştiriler iyice yoğunlaştı ve Musk’ın platformunda antisemitik propagandayı önleyemediği yönünde yayınlar yapılmaya başladı. İsrail yanlısı grupların eleştiri oklarından nasibini alan X, kamuoyu tartışmalarının yönlendirilmesi anlamında en etkili özel şirket olduğu için Musk’a bu tür propagandayı bir şekilde önlemesi baskısı yapılıyordu. Musk bu konuda başarısız olmakla kalmayıp antisemitik bir paylaşıma beğeni atınca birçok büyük Amerikan firması platformda reklam vermeyi durdurduğunu açıkladı.

Musk, X’i kâr eder hale getirme konusunda uzun zamandır yaşadığı zorlukları antisemitizm suçlamasını üzerine çekerek kendi eliyle katlamış oldu. Amerikan kamuoyundaki baskıyı hafifletmek adına, X’te Gazze’yle ilgili etkileşimlerin sağladığı reklam gelirlerini İsrail’deki hastanelere ve Gazze’deki Kızılhaç/Kızılay’a bağışlayacağını açıklayarak derdinin maddi olmadığını da göstermeye çalıştı. Ancak bu tür adımların reklam veren firmaları platforma döndürmeye yetmeyeceği açıktı. Son haftalarda ABD’deki İsrail yanlısı etkin gruplar, İsrail’in Gazze’de yaptıklarını gündemden düşürmek için geniş bir anti-Semitizm’e karşı duyarlılık kampanyası başlattılar. Zaten birçok firmanın bu şekilde baskı altında olduğu bir ortamda anti-Semitik damgası yeme tehlikesi, Musk’ın İsrail’e gitme kararında asıl etken olmuş olsa gerek.

Daha önce Gazze’ye Starlink üzerinden internet erişimi sağlayacağını açıklayan Musk, gezi sırasında bunun İsrail İletişim Bakanlığı’nın iznine bağlı olmasını kabul ederek bu konuda da geri adım atmış oldu. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ve Başbakanı Netanyahu’yla görüşmeleri sonrasında, Hamas’ı kastederek “masum sivilleri öldürenleri öldürmekten başka yapılacak bir şey yok” şeklinde konuşarak İsrail’in tezlerini tekrar etme çabasına girdi. Musk’ın daha önce Filistinlilere karşı sempati gösteren açıklamalarına karşın bu tür açıklamalar yapmasını basit bir İsrail’e yaranma çabası olarak açıklamak zor. Musk’ın dünyanın en başarılı iş insanı olmasının kendisini uzmanı olmadığı konularda da konuşmaya yetkin kıldığını düşündüğü açık.

7 Ekim sonrası yaşananlar konusunda Amerikan siyasi ve ekonomik elitleriyle halk arasında ciddi bir kopukluk yaşandığını unutmamak gerekiyor. Siyasi elitlerin çoğunluğu klasik İsrail savunmasına yönelirken gençler ve birçok azınlık grubu İsrail’in yaptıkları karşısında Filistin tarafında yer aldı. Üniversitelerin Filistinli öğrenci grupları yasaklaması, bazı işverenlerin Filistin’i destekleyen gösterilere katılan insanları işten çıkarması, anti-Semitizmle mücadele kampanyalarının İsrail’i eleştirmeye karşı baskı aracı olarak kullanılması ve Demokrat Parti içindeki çatırdamalar bu kopuşun göstergesi oldu. Musk’ın İsrail’e geziyle anti-Semitizm damgasından kurtulmaya çalışma çabası, Amerikan siyasetindeki Filistin üzerinden yaşanan elit-halk ayrışmasını ıskaladığını da gösteriyor.


#Politika
#İsrail
#Elon Musk
#Kadir Üstün