İtalya’da dizel aracıma 1,39 Euro’dan (üstelik ‘plus’ falan da değil) yakıt alırken geride bıraktığım 180 kilometre duble yola (bakmayın siz İtalyanların ‘otoban’ dediğine, bildiğin duble yol) niçin 18,5 Euro ödediğimi de düşündüm. Meraklısı için söyleyeyim. 1,39 Euro 5,62 TL, 18,5 Euro da 75 TL yapıyor.
Hiç durmayın. Hemen ‘asgari ücret’ karşılaştırması yapın. Ben de size diyeyim ki ‘İtalya’da bir asgari ücret uygulaması yok. Ancak tam zamanlı işlerin maaşları 700 Euro’dan başlıyor. Yani asgari ücret diyebileceğimiz ortalama maaş 700 Euro.’
Emlakçılara baktım, pazar dolaştım, market gezdim... Otobanda sürdüm, köy yollarına saptım, kasabalar keşfettim falan. Bir Türk olarak gözüm sürekli ‘yok yahu, adamlar şu şu şu konularda bizden acayip iyiler’ diyebileceğim meseleleri aradı. Hani maksat, ülkemizin gelişmemişliğini ortaya koyup ‘adamlar müthiş abi’ deyip kendimizi aşağılayarak o meşhur ‘Türk olma ritüelini’ yaşamaktı.
Hizmet sektörü mü? Yüz kat iyiyiz. Yollar, köprüler, havaalanları mı? On kat iyiyiz. Sanayi üretimi mi? Çok yakında kafa kafaya geliriz. Yetişmiş insan gücü mü? Neredeyse daha iyiyiz. Bürokratik işleyiş mi? Cidden bizim bürokrasimiz İtalyan bürokrasisi yanında Ferrari’ye benziyor.
Peki nedir İtalyanların bizden üstün oldukları yer? Tarihlerine, medeniyetlerine, insani birikimlerine, kültürlerine olan yerleşik hürmetleri. Müthiş bir bilinçle, müthiş bir disiplinle adına ‘İtalyan kültürü’ diyebileceğimiz her şeyi gözbebeklerini korur gibi korumaları.
İnsanlık tarihinin gördüğü en önemli imparatorluklardan birinin bakiyesi üzerinde oturmanın önemini biliyorlar ve bu bakiyeye sonsuz bir hürmetleri var. Böylelikle kültürlerini markalaştırmayı, eşsiz hale getirmeyi başarmışlar.
İnsanlık tarihinin gördüğü en önemli imparatorluklardan başka birine ev sahipliği yapmış Anadolu kıtasında ise an itibariyle sağcımız da, solcumuz da bir şekilde redd-i miras yaparak yaşıyor. Sağcımız için imparatorluk bakiyesi olmak ‘hamaset’ ve ‘müze değeri’ dışında bir anlam taşımıyor. Roma’yı, Venedik’i, Siena’yı falan hayran hayran gezen solcumuzsa imparatorluk bakiyesi olmaktan neredeyse utanıyor.
Bir de Mahmut Tanal var tabii. ‘Atatürk olmasaydı annenin adını bilirdin ama babanın adını bilemezdin’ diyerek kendi annesi başta olmak üzere bütün Türk annelerine ve özelde ‘Türk milletine güveni’ ile tanınan Atatürk’e küstahça hakaret eden Mahmut Tanal işte. Vekil falan hani. Evlerden ırak.
Şurada bir anlaşalım. Yurdumuzda Mustafa Kemal’le derdi olan az, Atatürk’le derdi olan çok, Kemalizm’le derdi olan dünya kadar insan vardır. Niçin?
Niçin, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aradan 90 küsur yıl geçmiş olmasına, bütün gücü uzun süre elinde bulundurmasına rağmen bir türlü toplumun bütününü kendi ilkeleri ve ukdeleri doğrultusunda bir hamule haline getirememiştir?
Çünkü Mahmut Tanal!
Bir heyula gibi toplumun karşısına dikilen Mahmutlar ve Tanallar, her seferinde adına Kemalizm dediğimiz ideolojinin bir çeşit akıl tutulması, bir çeşit delilik biçimi olduğuna ikna etmişlerdir çoğumuzu.
‘Tarihin sıfır noktası’nı 1923 olarak alır ve ‘öncesiz’ bir toplum mimarisi oluşturmaya çalışırsan patır patır dökülürsün. ‘Sosyal bir hukuk devleti’ olmak yerine ‘büyücek bir hasta kliniği’ haline gelirsin.
Kemalizm’in her çeşidi kötüdür. Tarihe icbar ile bir sıfır noktası belirlersen tarihin de, medeniyetin de, sürekliliğin de elinde kalır. Babamızdan da, annemizden de emin olmanın özgüveni ile hareket etmek dururken kendi kendimize bir çeşit ‘aslında neseb-i gayrı sahih olabiliriz/olabilirdik’ güvensizliği aşılayarak geldiğimiz nokta tarihsizlik, kültürsüzlük, medeniyetsizlik noktasıdır. Sana ait özgün hiçbir şeyin kalmamasıdır, melezleşmedir.
Mahmutların ve Tanalların anlamadığı şudur: Bir Osmanlı subayı olarak kurtarmıştır Mustafa Kemal memleketi. Bir İngiliz asilzadesi olarak değil. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Anlatamıyorsam şunu da söyleyeyim: Kemalizm, Mustafa Kemal’in bir Osmanlı subayı olduğunu inkar etmenin adı haline geldiğinden Türk toplumuyla arasındaki duvarı bir türlü yıkamamaktadır.
Yani Mahmut Tanal İtalyan’dır, ama her şeyi yanlış anlamıştır. Öyle İtalyan olunmaz. İtalyan olmanın ön şartı anandan da babandan da emin olmaktır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.