* Yeni bir Fars-Arap savaşı mı başlıyor? * “İran’ı gösterip Türkiye’yi vur”mak! * İki Veliaht’ın parası Türkiye’ye akarken bu sefer “darbe” Güney’den mi geliyor? * Peki, kim bu “içeriden operasyoncu”lar?

04:0014/05/2019, Salı
G: 14/05/2019, Salı
İbrahim Karagül

ABD Denizcilik İdaresi, Cuma günü bir açıklama yapıyor ve “İran, Basra Körfezi’nde petrol tankerlerine saldırabilir” diyor.Bu açıklamadaniki gün sonra, Pazar günü Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE),dört kargo gemisine sabotaj yapıldığı açıklamasıgeliyor.İki ülke ve ABD kaynakları, BAE’ninEl Fuceyralimanı açıklarında dört gemiye saldırı yapıldığı iddiasında bulunuyor ve İran’ı hedef gösteriyor.“BÜYÜK OYUN” İÇİN “2. BÜYÜK YALAN”GünlerdirABD, İsrail, S. Arabistan ve BAEekseninde

ABD Denizcilik İdaresi, Cuma günü bir açıklama yapıyor ve “
İran, Basra Körfezi’nde petrol tankerlerine saldırabilir
” diyor.

Bu açıklamadan

iki gün sonra

, Pazar günü Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE),

dört kargo gemisine sabotaj yapıldığı açıklaması

geliyor.

İki ülke ve ABD kaynakları, BAE’nin
El Fuceyra
limanı açıklarında dört gemiye saldırı yapıldığı iddiasında bulunuyor ve İran’ı hedef gösteriyor.
“BÜYÜK OYUN” İÇİN “2. BÜYÜK YALAN”
Günlerdir
ABD, İsrail, S. Arabistan ve BAE
ekseninde inanılmaz gelişmeler oluyor, hareketlilikler izleniyor.
İran’a petrol ambargosunu ağırlaştıran,
sekiz ülkeye (Türkiye dâhil) getirdiği muafiyeti kaldıran
, hemen ardından
uçak gemilerini, füze gemilerini, saldırı gemilerini, F-35 filoları dâhil uçak filolarını, bin kişilik hastane gemisini bölgeye sevk eden ABD
, İran’ın saldıracağına dair
istihbarat
bilgisi
aldığını öne sürüyor.
ABD Savunma Bakanı iki kez yurt dışı ziyaretini yarıda kesip “
Washington’da
olmalıyım
” diyerek ülkesine dönüyor.
Ancak daha şimdiden bu istihbarat bilgisi,
Irak işgali öncesi Saddam Hüseyin’in kimyasal silahları olduğu, mobil kimyasal silahlar bile üretildiği iddialarına çok benziyor.
O zamanlar
George Bush, Tony Blair ve Colin Powell,
bütün
dünyayı
aldatmışlar
, BM Genel Kurulu’nda sunumlar yapmışlardı. Ve bu büyük yalan ancak
Irak’ın paramparça olmasından sonra itiraf edildi.
Nasıl bir “
istihbarat
bilgisi
” ise, Irak işgali öncesi hazırlıklara benzer bir hazırlık başlatıldı. Aynı hazırlık İsrail’de, S. Arabistan’da ve BAE’de de devam ediyor.
FARS MİLLİYETÇİLİĞİ İLE ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ KAPIŞTIRILACAK..
ABD, İran’dan petrol alan ülkelere “
artık petrolü S. Arabistan’dan alacaksınız
” dedi. Bağdat yönetimine de İran’la arasına mesafe koyması baskısı yaptı.
Herkes “
bunlar neye hazırlanıyor
” sorusunu sorarken, Suudi ve BAE’li iki Veliaht üzerinden servis edilen
müdahale trafiği Libya’dan Yemen’e, Sudan’daki askeri darbeden Suriye’nin kuzeyine kadar
her yerde kontrolsüz bir hale almıştı.
Anlaşılan
yeni bir Fars-Arap krizi
ile karşı karşıyayız.
Fars milliyetçiliği ile Arap milliyetçiliği üzerinden bütün bölgeyi sonu gelmez savaşlara sürükleyecek
yeni bir dönem başlatılıyor. Elbette bu savaş din üzerinden, mezhep üzerinden pazarlanacak.
S. Arabistan Sünniliği, İran Şiiliği
üzerinden pazarlanacak. Müslüman dünya,
iki kimlik arasına sıkıştırılmış
bir hegemonya savaşına, bir
sömürge savaşı
na mahkûm edilecek.
ABD, İsrail ve Batılı ortakları keyifle izleyecek
, Müslüman dünya için
yeni bir kıyamet başlatılmış
olacak.
O İKİ VELİAHDIN İHANETLERİ BÖLGEYİ MAHVEDECEK..
ABD-İsrail-İngiliz ekseni, Irak ve Suriye savaşlarından sonra işte
İran-S. Arabistan cepheli çok daha yaygın bir krizin altyapısını oluşturuyor şimdi.
BAE ve Suud’un
iki kontrolsüz Veliahd
’ı üzerinden
İran’ı da Arap dünyasını da mahvedecek bir yıkım
hazırlanıyor.

Uzun zamandır böyle bir stres birikiyordu. BAE ve Suud üzerinden servis edilen müdahaleler, bölgeyi yeniden dizayn girişimleri hep münferit örnekler olarak algılandı.

Filistin’de
Kudüs
meselesi ve “
Yüzyılın
anlaşması
” olarak pazarlanan “
büyük
ihanet
”ten Libya’da ABD’nin adamı
Hafter
üzerinden merkezî hükümete saldırılara, en son
Sudan’daki askeri darbeye kadar
, açık ve örtülü operasyonlar bu büyük coğrafya dizaynının ilk adımlarıydı.
Bu bölgelere yönelik müdahalelerin tamamında ortak nokta Türkiye karşıtı olmasıdır. Türkiye’nin elinin uzandığı her yere müdahil oluyorlar. İran’la savaş hazırlıkları yapılırken aslında bütün hareketliliğin “
Türkiye’nin etrafını daraltır şekilde
” gelişmesi hepimizi alarm durumuna sokması gerekiyor.
Üç denizde birden yapılan Deniz Kurdu Tatbikatı gibi, Türkiye, bütün savunmasını “
birden fazla saldırı-cephe
” olarak yeniden belirlemeli, hazırlıklarını ona göre yapmalıdır.
PROJENİN TÜRKİYE AYAĞINDA NE VAR? KİM BU “İÇERİDEN OPERASYONCU”LAR?
Bugün Kuzey Afrika’dan Sudan’a, Suriye’den Basra Körfezi’ne uzanan bu hareketliliğin merkezinde Türkiye vardır. Türkiye’ye bu kadar vurmalarının, onu kuşatmalarının, ekonomik baskı altına almalarının, dışarıdan ve içeriden koalisyonlar oluşturarak dize getirme çabalarının nedeni de işte o büyük dizayn projesidir.
Çünkü Türkiye’nin ‘hayır’ dediği bir harita asla gerçekleşmeyecek.
Bu yüzden de büyük hedef Türkiye’nin kendisidir.

İşte bu bölgesel dizaynın Türkiye ayağı oldukça ciddi.

31 Mart seçimlerine müdahaleden, yeniden darbe söylentilerinin çıkarılmasına, Erdoğan’ı devirmek için bugüne kadar olmadığı ölçüde geniş bir koalisyonun oluşturulmasına, BAE-Suudi fonlarının Türkiye içine aktarılıp bir “
içeriden operasyon hazırlıkları
”na kadar olağanüstü bir durum söz konusudur.
15 TEMMUZ’DAN DAHA GENİŞ KOALİSYON KURDULAR
Bu sefer 15 Temmuz’un daha değişik versiyonu, “Güney’den servis ediliyor.” Çokuluslu müdahalenin
içerideki ayağı, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçiminin, aynı koalisyonun organize ettiği seçim hırsızlığı yüzünden iptal edilmesiyle, daha da alenileşti.
Herkes durumdan vazife çıkarıp yükselen yeni dalgada yerini almak için apar topar ortaya atıldı.
Biz
23 Haziran
seçimleri ile uğraşırken, daha seçim gelmeden bütün bölgede
sarsıcı
gelişmeler olabilir. Bu yüzden operasyona dair
her adımı
dikkatle izliyoruz.
Elbette,
Türkiye ayağına dair dikkat çekici gözlemlerimiz
var. Şimdilik
isimler, çevreler
üzerinden konuşmayacağız çünkü çok ileri bir yorum gibi algılanacağını biliyorum.
İMAMOĞLU, FETÖ VE İKİ VELİAHDIN PARALARI
Ancak kareler tamamlanıyor.
Ekrem İmamoğlu ve arkasındaki FETÖ bunun sadece bir parçası. Muhafazakâr bir dil ve söylemlerle organize edilen bir takım siyasal hareketlilikler de bunun başka bir parçası. Şahsen 15 Temmuz’dan daha geniş bir ittifak, koalisyon kurulduğunu görüyorum.

Size İran’ı gösterip Türkiye’nin milli direncini hedef alabilirler.

Suud-BAE ve patronlarının Türkiye ajandası çok kabarık.
Muhammed bin Selman ve Muhammed bin Zaid’in para muslukları Türkiye’de belli adreslere akmayla başladıysa
, asıl hareketlilik bundan sonra gelecektir. Bekleyin..
#ABD
#BAE
#İran
#El Fuceyra
#Seçim
#Ekrem İmamoğlu
#FETÖ