“Yerli işbirlikçiler”

01:576/01/2020, Pazartesi
G: 6/01/2020, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

Sabah uyanır uyanmaz telefonuma bakarım, hem saat için, hem de uyurken gelen bir mesaj olmuş mu, diye. Geçen hafta bir mesaj dikkatimi çekti. ABD’de yaşayan çocukluk arkadaşım, dostum bir video paylaştı. Bu aralar birbirimize biraz muhalefet ettiğimiz için merak ettim, izledim videoyu.Videoda Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma konuşuyor. İhsan Hoca, ÖNDER’in düzenlediği toplantıda gençlere öğütlerde bulunuyor ve yıllar önce Fetullahçı hainleri sezinleyip yazdığı için Yeni Şafak’ta yazılarına son verildiğini

Sabah uyanır uyanmaz telefonuma bakarım, hem saat için, hem de uyurken gelen bir mesaj olmuş mu, diye. Geçen hafta bir mesaj dikkatimi çekti. ABD’de yaşayan çocukluk arkadaşım, dostum bir video paylaştı. Bu aralar birbirimize biraz muhalefet ettiğimiz için merak ettim, izledim videoyu.

Videoda Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma konuşuyor. İhsan Hoca, ÖNDER’in düzenlediği toplantıda gençlere öğütlerde bulunuyor ve yıllar önce Fetullahçı hainleri sezinleyip yazdığı için Yeni Şafak’ta yazılarına son verildiğini söylüyor. Konuyu az çok bildiğim için ilk başta önemsemedim ama videonun İndependet Türkçe tarafından hazırlanıp servis edildiğini görünce fikrimi değiştirdim.

Yeni Şafak gazetesinde 1997 yılında işe başladım. Ben işe başladığım tarihte İhsan Hoca, yazı yazmıyordu. Dolayısıyla, İhsan Hoca’nın yazdığı tarihleri ve hangi yazısından sonra yazılarına son verildiğini merak ettim. Gazetemizin çok güzel bir arşiv sistemi var. Yeni Şafak’ın yayına başladığı tarihten beri bütün nüshaları dijital arşive dönüştürüldü ve araması kolay bir sistem oluşturuldu.

Tarih aralıkları koyarak, İhsan Hoca’nın yazdığı yazıları aramaya koyuldum. Kelime araması yoluyla önce Mehmet Ocaktan’ın yazısına ulaştım. O dönemde Yeni Şafak’ın genel yayın yönetmeni olan Mehmet Ocaktan, 12 Şubat 1996 tarihinde İhsan Süreyya Sırma’nın geçen hafta yazmayı bıraktığını yazıyordu. İhsan Hoca’nın yaklaşık hangi tarihte yazmayı bıraktığını öğrenince de geriye doğru giderek, hangi yazısı dolayısıyla işine son verildiğini buldum.

İhsan Hoca, 2 Şubat 1996 tarihinde “Samanyolu Tv’de Skandal” başlıklı bir yazı kaleme almış. Yazısında Hz. Peygamber’in hayatını anlatan bir eserle ilgili yazdığı metinlerin kendisinden habersiz başkaları tarafından filme çekilip Samanyolu Tv’de yayınlanmasına sitem ediyor. Olayla ilgili şahısların adını vererek, isminin filmde yazılmamasından şikâyet ediyor.

Bu yazıdan sonra İhsan Hoca’nın yazılarına son veriliyor. İhsan Hoca’nın yazılarına son verildiği tarihte yani 2 Şubat 1996 tarihinde Yeni Şafak’ın sahibi İz Yayıncılık, Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan, Yazı İşleri Müdürleri Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Hakan Albayrak ve rahmetli Akif Emre. Yine aynı tarihlerde İhsan Hoca’nın bu yazısı ile ilgili Artı Ajans ve Rüya Film şirketi adına Hayati Aslan, Salih Tuna ve Metin Çamurcu imzalı karşı bir açıklama yayınlanıyor ve İhsan Hoca’nın eleştirilerinin yersiz olduğu belirtiliyor.

Şimdi diyeceksiniz ki Libya tezkeresi varken, Doğu Akdeniz kaynıyorken, Kanal İstanbul tartışmaları başını alıp giderken, İran ile ABD savaşın eşiğindeyken, üçüncü dünya savaşı naralarının atıldığı bir dönemde bu yazı da nereden çıktı? Kesinlikle haklısınız. Ama bütün bu süreçleri zehirleyen ve zehirleyebilecek olan bir algı saldırısı ile karşı karşıyayız.
İhsan Hoca’nın hangi dönemi kastettiğini araştırmadan Yeni Şafak’ı hedef alan Muhammed bin Selman destekli medyaya dikkat etmemiz lazım.
Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra dünyada algı operasyonları yapmak için Suudi Veliaht Prens’in milyarlarca dolar bütçe hazırladığı söyleniyor. Suud sermayeli medya kuruluşlarından biri de Türkiye’de yayın yapan İndependent Türkçe’dir. Her fırsatta Yeni Şafak’ı hedef alan bu yayın kuruluşunun asıl derdi şüphesiz Yeni Şafak değildir.
Yeni Şafak’ın yayınlarından rahatsız oldukları muhakkaktır. Zira başta Cemal Kaşıkçı cinayeti olmak üzere bölgede işlenen bütün cinayetleri en yüksek sesle dile getiren Yeni Şafak’tır. BAE’nin Prensi ile Suud’un Prensi’nin İslâm dünyasına yaptığı kötülükleri tek tek anlatan Yeni Şafak’tır.
Ancak bu saldırılar sadece Yeni Şafak’a değildir. Bu saldırılar Türkiye’nin duruşunadır.
Bu “Yerli işbirlikçi”lerin bölgemizin içinde bulunduğu durum karşısında nasıl tavır takınacaklarını öngöremezsek, Libya, Suriye, İran başta olmak üzere yapacakları provokasyonları da göremeyiz.
Göz önünde olan işbirlikçilerinin ne yaptığını anlayamazsak, Cemal Kaşıkçı cinayetinin yerli işbirlikçilerini de yakalayamayız.
İşin garip bir cilvesi de bizim, Suudi Arabistan’da yaşayan bir dostumuza hal hatır sormaya çekindiğimiz bir süreçte, Suudi Prens’in yerli işbirlikçilerinin ülkemizde istediği gibi at koşturuyor olmasıdır.
#ABD
#İhsan Süreyya Sırma
#ÖNDER
#Mehmet Ocaktan
#Akif Emre
#İran