CIA, İslam dünyasında ilk darbeyi 1953 yılında İran’da yaptı. Başbakan Musaddık, İngilizlerin İran’ın petrollerini sömürmesine karşı çıkarak ülkesinin petrollerini millileştirdi ve sömürgeci İngiliz şirketlerini İran’dan kovdu. İran ile diplomatik ilişkisi bile kalmayan İngiltere, ABD’yi devreye sokarak, Musaddık’ı darbeyle devirdi. Böylece hem Musaddık’tan intikam aldı hem de bölgedeki sömürgeci misyonuna geri döndü.
İran darbesiyle ilgili yakın geçmişte kapsamlı bir yazı yazmıştım zaten. Ancak son zamanlarda yaşanan olaylar kapsamında 1953 Musaddık darbesini yeniden ele alma zarureti doğdu. 15 Temmuz ihanet girişiminin ardındaki emperyalist devletler, pes etmiş değil. Almanya ile yaşanan gerilim, ABD’nin 17-25 Aralık dosyasını yeniden gündeme alması ve eski bakan Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkartması ve Adil Öksüz ile ABD Konsolosluğu arasındaki telefon irtibatları 15 Temmuz ihanet girişiminin hala sürdürüldüğünü açıkça gözler önüne seriyor.
Peki bunun 1953 Musaddık darbesi ile ilişkisi ve benzerliği nedir? 1953 yılında İran Başbakanı Musaddık’ı iktidardan indirmek için yapılanlar ile 15 Temmuz ihanet girişimi öncesi ve sonrası yaşananlar birebir birbirinin kopyası niteliğinde.
1947 yılında kurulan CIA, 1953 yılında İran’da darbeye niyetlenince planlarını tamamlayarak, en zeki ajanı Kermit Roosevelt’i yasa dışı yollarla ve büyük paralarla İran’a soktu. Roosevelt, yüklü paralarla önce milletvekillerini, gazetecileri, din adamlarını, bazı asker ve polisleri satın aldı. Musaddık’ı Parlamento kararıyla devirmek isteyen Roosevelt, ilk denemesinde başarısız oldu. Çünkü Musaddık, halkı tarafından çok sevilen bir siyasetçiydi. Darbe girişimini fark edince, seçim kararı aldı ve satılmış vekiller meclis dışı kaldı.
Ama Roosevelt, pes etmedi. Bu kez İran Şahı Muhammed Rıza’yı satın alıp tehditle kontrolüne alarak, Şah’ın fermanıyla Musaddık’ı iktidardan indirmek istedi. Ancak Musaddık, bu darbe girişimine karşı da başarılı oldu ve satılmış Şah önce Bağdat’a, oradan da Roma’ya kaçmak zorunda kaldı.
İkinci darbe girişiminin ardından Roosevelt’in ABD Büyükelçiliği’ndeki yeraltı sığınağından ülkesine dönmesi bekleniyordu. Ancak pes etmedi, son hamlesini yaptı. İranlı ajanlarını çağırıp para karşılığı yeni planını devreye soktu. Planına karşı çıkanları da ölümle tehdit etti. Roosevelt’in yeni planında İran sokaklarını şiddetle cehenneme çevirmek vardı. Roosevelt, son oyununu sahneye koydu, satın aldığı polis ve askerlerle amacına ulaştı. Mussaddık tutuklandı ve Roma’daki Şah geri dönerek “Tavuşkuşu Tahtı”na kavuştu. Planın hayata geçirilmesinde en büyük görevi üstlenen General Zahidi de hayal ettiği Başbakanlık koltuğuna oturdu.
Evet görüleceği üzere CIA, başlattığı darbe girişimini yarıda bırakmamak gibi bir genetiğe sahip. Türkiye’de Gezi süreci ile başlayan darbe girişimi 15 Temmuz’da püskürtüldü. Ama bugün kimsenin ihanet girişiminin sahiplerinin pes ettiğini düşünmemesi gerekir.
Önce Adil Öksüz yüksek ihtimal bir NATO üssünden ve bir kargo uçağı ile Almanya’ya kaçırıldı. Ardından Akıncı davasının görüldüğü mahkemede çok önemli bilgiler ortaya çıktı. ABD İstanbul Başkonsolosluğu’ndan birilerinin Adil Öksüz’ü üzerine kayıtlı olmayan ve sadece darbeyi organize etmek için kullandığı telefondan aradığı tespit edildi. Yani Adil Öksüz o telefonla sadece darbeyi organize ediyordu ve yalnızca darbe ile ilgisi olanlar o telefon numarasını biliyordu.
Son olarak ABD, 17-25 Aralık dosyasını yeniden piyasaya sürdü ve ABD’nin İran’a yönelik haksız ve hukuksuz yaptırımlarına uymadığı için eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkarttı. Yani 15 Temmuz’u yöneten dönemin Roosevelt’i hala sığınağında darbe faaliyetlerine devam ediyor.
Eğer Türkiye darbeler dönemini tarihe gömmek istiyorsa hala işbaşında olan Roosevelt’i bulması ve gereğini yapması lazım. ABD haksız çıkarları için bizim eski bir bakanımız hakkında tutuklama kararı çıkartırken, biz Roosevelt’leri bulamıyorsak, Adil Öksüz ile darbe telefonu üzerinden görüşen diplomat kılıklı ajanları derdest edemiyorsak, Roosevelt’lerin bulunduğu dehlizleri, sığınakları bulup gereğini yapamıyorsak, daha çok 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar yaşamaya devam ederiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.