İslam dünyasının çok değerli düşünürü, bilge insan Taha Abdurrahman geçtiğimiz hafta Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ve Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızın başkanlığında önemli çalışmalar gerçekleştiren İslam Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferansa katıldı. Yazık ki geç haberim oldu ve orada olamadım. Ancak konferansın videosu ve medyada yayınlanan haber metinlerinden orada dile getirdiği ve Gazze meselesine ufuk açıcı açılımlar getiren fikirlerini öğrenme fırsatım
İslam dünyasının çok değerli düşünürü, bilge insan Taha Abdurrahman geçtiğimiz hafta Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ve Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızın başkanlığında önemli çalışmalar gerçekleştiren İslam Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferansa katıldı. Yazık ki geç haberim oldu ve orada olamadım. Ancak konferansın videosu ve medyada yayınlanan haber metinlerinden orada dile getirdiği ve Gazze meselesine ufuk açıcı açılımlar getiren fikirlerini öğrenme fırsatım oldu. Daha fazla insana ulaşabilmesi açısından sözlerinin bir kısmını buraya da alıntılamak istiyorum.
“Gazzeli murabıtlar… Onlar dünya çapında mücadele erleridir. Orada bir Filistinliye zarar verilmesi, incitilmesi dünyaya acı vermektedir. Bir modelden bahsediyorsak ilahi modelden başka bir modelden bahsedemeyiz. Dolayısıyla Gazzeli murabıt aslında bir modeldir. Onun için Filistinli, Gazzeli insan bir dünya insanıdır. Aslında onlar insanlık adına iki görevi üstlenmek üzere seçilmişlerdir. Birincisi ‘insanlık değerlerini yenilemek’, ikincisi ise ‘dünyada insanları özgürleştirmek.’
İşte Gazzelilerin görevi budur.”
“Filistinli murabıtın görevi herhangi bir insanın görevine benzemez. Filistin toprakları içerisinde kutsallığın argümanları bir araya gelmiştir. Filistin mutlak değerlerin kemalin değerlerinin tecelli ettiği bir topraktır. Filistinli murabıtın yaşadığı dönem bir başka insanın yaşadığı dönemden farklıdır. Çünkü Filistin’in hafızası içerisinde manevi güç ve eserler vardır. Çünkü manevi eserler olmazsa değer olmaz, değer olmazsa kemal olmaz. Ne olursa olsun Filistinli hangi sıkıntılılarla, hangi belalarla boğuşursa boğuşsun en nihayetinde bugün Gazzeli insan kamildir.”
Filistinli bir murabıta ya da Gazzeli modeline insanlığın değerlerini yenileme görevi verildiyse, kutsallığı ortaya çıkarma gücüne sahip olduğu içindir. Ve varlığıyla bunu yapabilme gücüne sahiptir. Çünkü kutsallığı koruyabilme gücü Filistinliye bütün dünyada yaşayabilir, dirençli olabilir özelliği katmaktadır. Allah’a yakınlaşmasının sırrı ilahi aşktır,
ilahi sevgidir. Ne olursa olsun bu böyledir.”
“Filistinliler bugün insanlığın özgürleştirilmesi bayrağını taşımaktadırlar. İşte bu da Filistinlinin küresel olduğunu, dünya insanı olduğunu göstermektedir. Bir Filistinli bir zarara, bir incitmeye, bir saldırıya maruz kaldığında, aslında dünya saldırıya maruz kalmaktadır. Ben bunun maddi yönünden bahsetmeyeceğim. Ancak burada verilen zarar bunun da ötesinde. Biz bunlara ‘toplu soykırım’ demiyoruz ‘köklü soykırım’ diyoruz. Buradaki tamamıyla köklü bir soykırım… Değerler soykırımı, insanlık soykırımı gerçekleştirmek istenmektedir.”
“Evet, bir soykırım, köklü soykırım. Birincisi fıtrata karşı ve emanete karşı soykırım, itaate karşı, bağlılığa karşı bu soykırım. Filistinli bütün bu soykırıma karşı durmaktadır. Bütün dünyada yeniden değerlerin yaşatılması için mücadele etmektedir. Bunun da kendi argümanları, araçları içerisinde vazgeçilmez
araçlarıyla yapılması gerekmektedir.”
…
Yazıya başlamadan önce Hamas lideri İsmail Haniye’nin ziyaret etmekte olduğu Tahran’da uğradığı bir hava saldırısında şehit olduğu haberini aldım. Zulme karşı, zalime karşı büyük bir mücadele verdiğine; davasını, vatanını, halkını, mukaddes değerleri canı pahasına savunduğuna şahidiz. Ailesinin şehitlik makamına eren bir kısmını önceden dâr-ı bekaya gönül rahatlığıyla uğurlamıştı. Allah’ın rahmetiyle vuslat bulurlar inşallah. Makamı âlî olsun.