1962 yılında Afyon’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul'da devam etti, 1980 yılında Afyon Lisesi'nden, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini, aynı bölümde "Türk-İslam Felsefesinde Tasavvufî Eğitimin Değerlendirilmesi" başlıklı bir tez hazırlayarak 1987 yılında tamamladı. İ.Ü. İktisat Fakültesi Sosyal Yapı-Sosyal Değişme Anabilim Dalı'nda "Modernleşme Sürecinde Moda-Zihniyet İlişkisi" başlıklı teziyle sosyoloji doktoru oldu. "Gün Akşamsızdır" adlı hikâye kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2000 yılının en iyi hikâyecisi seçildi. Akademik çalışmalarının yanı sıra edebiyat ile de meşgul olan Barbarosoğlu, roman, hikâye ve deneme türünde birçok kitap kaleme almıştır.
Yayınlanmış Kitapları
Moda ve Zihniyet, Acı Deniz, Sözün Ve Sükutun Renkleri, Kamusal Alanda Başörtülüler, Gün Akşamsızdır, Senin Hikayen, İmaj Ve Takva, Ramazanname, Ahir Zaman Gülüşleri, Otobüsname/Yaşadığımız Şehir, Okuyucu Velinimetimizdir, Bahçeler ve Sokaklar, Hiçbiryer, İki Kişilik Rüyalar, Şov ve Mahrem, Uzak Ülke/Fatma Aliye, Medyasenfoni, Cumhuriyetin Dindar Kadınları, Son On Beş Dakika, Sözüm Söz, Rüzgar Avı
Biraz sonra okuyacağınız satırları, bendeniz geçen hafta kaleme almıştım. Geçen hafta yayınlamadım. Beklettim. Çünkü son bölümde, folklor ile antropoloji arasındaki geçişkenlik üzerinden bir şeyler yazmak istiyordum. Zihnim bir türlü berraklaşamadı, hâl böyle olunca yazıyı beklettim. Pazartesi günü yazının başına tekrar oturdum. Bu defa yazacaktım. Öyle zannediyordum. Yazamadım. Sırasız gelen bir ölüm ile, kelimelerin birbirine mesafesi uçuruma dönüştü. Erken gidene yüreğim yandı, ama ikinci defa evlattan yetim kalan halama daha çok yandı. Babadan yetim halam, iki oğuldan da iki yıl ara ile yetim kaldı. Allah onları inşallah cennetinde buluştursun. Amin.
Velhasıl, bu da böyle bir yazı oldu, bağışlayınız...
Zamanın ve dahi mekanın da bir nasibi vardır. O nasipten bize düşen pay vardır. Nereye gittiğinizden daha önemli olan şey, gittiğiniz yerde size kimin mihmandarlık edeceğidir.
Prof. Dr. Alpay Doğan Yıldız, mülteci hikâyeleri çalıştayı sonrasında bizi “Burayı görmeniz lazım” diyerek yaklaşık otuz kişinin yemek yiyebileceği şirin bir mekana götürdü: Hacivat Köftecisi. İçeri adım atınca duvarlardaki fotoğraflar ve o fotoğrafların içindeki aşina yüz, içimi doldurdu ve dahi dondurdu. Biraz önce otomobilde Ayşe Şasa’yı çok özlediğimi söylemiştim, burnumdan genzime yayılan derin bir sızı ile. Şimdi Ayşe Şasa, duvardan gençlik hali ile bana bakıyordu.
Hacivat Köftecisi’nin sahibi, Kemal Atan Gür. Babasından öğrendiği aşçılık ile gündüzleri yemek yapıyor, Cuma akşamları Karagöz- Hacivat oynatıyor, Cumartesi günleri de “ekmek arası tiyatro” sloganı ile Münir Özkul Oda Tiyatrosu olarak tiyatro oyunları sahneliyor.
Günlerden Perşembe olduğu için “Ah keşke Cuma günü burada olsa idik” dedim. Söz vücut bulur. “Keşke” diye ahlanmam, derhal yerini buldu ve Kemal Atan Gür mükrim bir ev sahibi olarak bize Karagöz-Hacivat gösterimi ikram etti. Önce kısa bir konuşma yaptı ve Karagöz ve Hacivat’ın çocuk oyunu olmadığının altını çizdi.
Tokatlılar Tokatlı olanın izini sürmeyi, sahiplenmeyi çok seviyor. Onların bu haline bakınca Afyonlu hemşerilerime kırgınlığım bir kat daha artıyor.
Kemal Atan Gür, Hacivat ile Karagöz efsanesine kısaca değinirken Hacı İvaz’ın aslen Tokatlı olduğunu söyledi.
Malumunuz, halk kahramanlarının trajik hikâyeleri, halkın dilinde efsane olarak yaşatılmaya devam ediyor. “Neden alimlerin, bilginlerin trajik sonları hikâye olarak dilden dile, gönülden gönüle aktarılmıyor?” sorusunun içimi yakan alazı ile tekrar karşılaştım Tokat’ta.
Ne demek istiyorum? Demek istediğimi burada anlatabilmem kabil değil. Sadece şu kadarını söyleyip geçeğim. Bendeniz Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla bütün dünyada tanınmış olan Piri Reis’in, Kanuni Sultan Süleyman zamanında idam edildiğini öğrendiğimde otuzlu yaşlarımın sonundaydım ve bu bilgi bana çok ağır geldi. Ahir ömründe, 80 yaşında bir alimin idam edilmiş olduğu gerçeği ile kolayına yüzleşemedim.
III-
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Muhammed Avşar, Tokat’ın yaşayan değerlerini folklor bilimi ile kuşatarak tarihin yazılışına katkı sunuyor. Muhammed Avşar, Karagöz ustası Kemal Atan Gür üzerine tez yazdırıyor. Her Cuma öğrencilerini kayıt için Münir Özkul Oda Tiyatrosu’nda görevlendiriyor.
Dr. Muhammet Avşar’ın kendi doktora tezi de çok ilginç. Aşık Eşref Tonbuloğlu üzerine bin sayfalık bir tez. Aşık Eşref’in yirmi binin üzerinde şiiri, yirmi bir bin manisi, binlerce aforizması, iki yüze yakın türküsü, on beş kaseti, iki plağı ve üç CD’si bulunuyor.
“Başındaki Yazmayı” ve “Harmandan Gel Harmandan” türküleri TRT repertuvarında kayıtlı. Kendisini günümüzün Karacaoğlan’ı olarak niteleyen Aşık Eşref’in Almanya ve Avusturya’da bir işçi olarak geçen hayatı da çok ilginç olmalı.
İnşallah, Tokat Valiliği, Eşref Tonbuloğlu üzerine yapılmış bu doktora tezini kitap olarak bastıracak.
Velhasıl, tarih hem bugünden geriye, hem bugünden ileriye doğru yazılan/yapılan çift taraflı bir yolculuk. İçinde yaşadığımız zamanın kaydını tutmak, hepimizin hanesinde kayıtlı bir borç.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.