Pazarı pazartesine bağlayan gece teravih namazından gelince dm olarak bir kaç mesaj gördüm. “Şu konuda ne düşünüyorsunuz?” diyen mesajlar. “Şu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sorulan konulara genellikle “Bu konuda inşallah bir yazı yazayım” diye cevap veriyorum. Hakikaten de o konuda yazmaya gayret ediyorum.
Mesela Ramazan-ı Şerif’in başında Ramazan münasebetiyle evlerinde “Noel ağacı”nı taklit eden Ramazan ağacı süslemelerinin görsellerini gönderip “Yorumunuzu merak ediyoruz” diyen takipçilerime bu konuda yazı yazmayı vaat ettim. Lakin Ramazan iklimini bu özenti anlayışa ayırmak istemediğim için yazıyı öteledim.
Ancak “orta öğretimde Matematik dersi seçmeli olacak bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diyenlerle, “İyi ki seçmeli olacak zaten bir yüktü” diyenlerle karşılaşınca derhal şu tiviti attım:
Matematik dersi kesinlikle seçmeli ders olamaz. Tam tersine üniversitelerde sosyal bilim okuyan öğrencilerin de yılda en az iki kredi matematik dersi alması gerekiyor. Dijital kültür matematiğe dayalı bir kültür. Matematiğin seçmeli olması ne demektir! Destur!
Matematik dersinin seçmeli olması meselesine sosyal medya ahalisi ne sebeple tartışmaya başlamıştı?
Milli Eğitim Bakanı sayın Ziya Selçuk bir televizyon programına katılmış, Milli Eğitim politikalarındaki değişimi anlatmış, ancak onun bu anlatımı matematik seçmeli oluyor olarak “anlaşılıp” vay nasıl olur tepkileri yürümeye başlamış.
Mesela Cem Seymen şu tiviti atmış:
“Matematik seçmeli ders olamaz. Bu çok büyük bir hata. Türkiye katma değerli yüksek teknoloji üretimiyle kalkınabilir ancak. Bunu anlamak çok mu zor? Bakın Çin bugün dünyanın 2. büyük ekonomisiyse bunu son 15 yılda açtığı matematik liseleri sayesinde başardı. ”
Gecenin ilerleyen saatlerinde ikinci bir tivit atarak ilkini restore ediyor Cem Seymen:
“Biraz önce Milli Eğitim Bakanımız sayın @ziyaselcuk hocam beni bilgilendirdi. Matematik seçmeli ders değil. Sosyal bilimci de olsa en temel alan matematik almak zorundaymış. Önümüzdeki aylarda ülke çapında matematik kampanyası da başlıyormuş. Hepinizi bilgilendirmek istedim.”
Ne yazık ki ikinci tivit birinci tivitin etkisini ortadan kaldıramıyor tıpkı sayın Bakan’ın kendisinin attığı şu tivitin bile Seymen’in ilk tivitini yayılışını durduramaması gibi: “Ortaöğretimde matematiğin seçmeli olduğu konusunda doğru olmayan içerikler dolaşıyor. Hiçbir öğrencinin matematik dersi almadan bir üst sınıfa geçmesi mümkün değildir. Bu kadar net. Buna rağmen aksini iddia varsa nedenlerini konuşmaya gerek yok.”
Sosyal Medya ile birlikte eski meslekleri yeni anlayışla sürdürmek giderek zorlaşıyor. En zoru elbette Milli Eğitim Bakanı olmak ve Milli Eğitim politikalarının değiştirmeye talip olmak. Eğitim politikalarının sürekliliğinin, gelen her yeni bakanla kesintiye uğradığı necip ülkemizde, yeni politikaları uygulayacak öğretmen bulmak ve öğretmenlerin eğitimine destek olacak velilere rastlamak giderek zorlaşıyor.
Diğer taraftan geliştirilen yeni politikalar kağıt üzerinde ne kadar titizlikle ele alınırsa alınsın uygulamada ortaya çıkacak aksaklıkları önceden kestirmek çok kolay değil. Neden kolay değil? Çünkü karşımızda algısı, idraki, tepkisi, ilgisi, dikkati tamamen farklı yeni bir nesil var: İ-Nesli. Yani 1995’ten sonra dünyaya gelen, internet devriminin içine doğan kuşak.
Dijital kültür sadece İ-Neslini değil internet kullanan her bireyin dikkatini, ilgisini sabır ve tahammülünü değiştirip dönüştürüyor. Diğer taraftan “yeni nesil ebeveynler”in eğitimden beklentileri hiç rasyonel değil, öğrenciyi yormayan, ödev sorumluluğu yüklemeyen ama en üstün başarıya kavuşturan bir büyü bekliyorlar eğitim sisteminden.
Orta öğretimde matematik dersinin kaldırılacağını düşünüp endişeye gark olan anlayışın temelinde ne yatıyor?
Art niyetli trolleri parantez içine alarak şunu söylemenin mümkün olduğunu düşünüyorum:
Matematik dersinin temel eğitimden kaldırılıp seçmeli olacağı zannıyla endişeye gark olmak ancak aşırı korku ve güvensizlik halinin neticesi olabilir.
Peki bu güvensizlik ve korkuyu besleyen şartlar üzerinde durmaya hazır mıyız?
Uluslararası yarışmalarda matematiksel beceri giderek düşüyor. Cumhuriyet kuşağı ile günümüz öğrencilerinin hesap kabiliyetlerini mukayese ettiğimizde zehir gibi matematik bilen öğrenci iltifatına pek sık rastlamıyoruz.
Matematik öğretmenlerinin performansı, akademik yeterliliği azaldığı için mi öğrenciler matematik dersinden soğuyor yoksa öğrencilerin zekalarını kullanma kapasiteleri mi azaldı sorusuna ciddi olarak cevap aramak zorundayız.
Bir kaç hafta önce sosyal medyada Uşaklı yetim ve öksüz çoban Hüseyin’in bir deha olarak portresi paylaşıldı. Herkesin sorduğu soru şuydu: “Peki ama biz bu şahsı neden daha önce tanımadık?”
Türkiye’nin öncelikle matematik konusundaki dâhilerini tanıması gerekiyor.
1936 yılında Denizli Acıpayam’da dünyaya gelen 2013 yılında ABD’de vefat eden yetim ve öksüz Hüseyin Yılmaz’ın şimdiye kadar biz bu hikayeyi neden bilmiyorduk sorusunu sorduran başarı hikayesi cins bir zekanın hikayesi. Çocuk yaşta izafiyet teorisindeki aksaklıkları görmesinden başlayıp,bugün dünyada çok popüler olarak kullanınan Siri, Google Now, Cortana gibi bütün programlardaki sesli komut sistemin mucidi olmasına doğru giden bir ilim yolculuğu…
Üç yaşında annesini 11 yaşında babasını kaybeden, 12 yaşına kadar okuma yazma bilmeyen ama kendisine rastlayan öğretmenlerin elinden tutmasıyla dehası keşfedilen Hüseyin Yılmaz’ın hikayesi kim neyi eksik yapıyor sorusuna güzel bir cevap aynı zamanda. Hikayede adı geçen bütün kahramanların liyakatı önceleyen davranışlarına özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
Prof.Dr.Hüseyin Yılmaz’ın hikayesini şuradan izleyebilirsiniz:
Linkini verdiğim vidyoyu lütfen ama lütfen çocuklarınızla beraber tekrar tekrar izleyin.
Ama daha güzeli “Devrim Otomobili” filmi gibi iyi bir film ile merhum Hüseyin Yılmaz’ın hayatını sinema filmi olarak seyretmek olurdu. Sayın Bakan Ziya Selçuk önümüzdeki günlerde Türkiye çapında matematik kampanyası düzenleneceğini söyledi. Bu kampanyayı çok önemsiyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.