Sizin sıralamanız bize HİÇ UYMAZ!

04:0017/08/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Fatma Barbarosoğlu

I-


Ülkelerin pek çok konuda karnesi var.



Neredeyse her ay bir karne ile ülkeler birbiri ile mukayeseye tabi tutuluyor.



Mukayesenin dili elbette rakamlar üzerinden.



Rakamların farklılaşmasına sebep olan kültürel değerler, kimsenin umurunda değil.



Mukayese etmelere doyamayan kapitalist kültür; Ülkeleri, vatandaşlarının kendilerine ayırdıkları zamanlar üzerinden bile karnelendiriyor:



Hangi ülkenin vatandaşları kendisine daha çok vakit ayırıyor.(Bu sorunun cevabı ile nasıl bir kapitalist düzenleme, yol haritası çıkarılacaksa artık...)



Kendine ayrılan vakit nedir?



Bu sorunun cevabını en kolay ev kadınları verebilir herhalde.



Çünkü en çok ev kadınlarından duyarız: “Çoluk çocuk, ev işi derken kendime ayıracak hiç vaktim yok.”



Şöyle bir deşseniz en çok dizi seyredenler, en çok kendisine ayıracak vakit bulamadığını söyleyenlerden çıkar.



Günde en az iki dizi, iki sabah kuşağı, biraz face, biraz instagram derken ekrana ayrılan beş saat kime ayrılmış oluyor!



(Beş saatte neler yapılmaz! Ayda en az beş kitap okunur. Kilometrelerce yürüyüş yapılır. Çocuklar ile uzun uzun sohbetler edilir. Stres için birebir zanaatlar öğrenilir.



Üç ekran yasağına uyun bakalım, vakit var mıymış yok muymuş!)



1970'li yıllarda pek takvalı bir soru gibi duran, ama esasında satır arası hiç de öyle olmayan alakalı alakasız pek çok posterin altında bir cümle vardı: “Bu gün Allah için ne yaptın!”



İslami hassasiyetle uzaktan yakından bağdaştırılamayacak olan bu soru ile güya tebliğ yapılırdı.



Mümin için vakit bütündür.



Nefes nasıl ikiye ayrılamaz ise Allah için yapılan ile kul için yapılan da birbirinden ayrılmaz. Ameller niyetlere göredir ve mümin yaptığı her işi sadece ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak için yapar. Gülü koklaması da tefekküre vesiledir, dem çeken bülbül ile ah etmesi de.



II-


Tuzu kuru ülkeler korosu her vesile ile kendilerini mutlu edecek mukayeseler bulmak için seferber.



OECD Better Life Index'in hazırladığı rapora göre Türkiye'de kişilerin “kendine ayırdığı vakit” 12.2 saatmiş, dünyada 38. sırada(YMIŞIZ)



Kendileri için ayırdıkları 16.6 saatle Fransızlar birinci. (Meseleye Fransız kalmak ile kendine ayrılan vakit bolluğu arasında doğru orantı var mı bilmiyorum…)



Diyeceksiniz ki, kendine ayrılan vakit nedir? (Neticede herkes kendine kazanıyor.)



Kendine ayrılan vakitten kasıt iş yeri dışındaki zaman(MIŞ).



(Ev kadınlarının işyeri ev olduğu için, kendilerine ayıracakları vaktin olmaması bu tanımdan kaynaklanıyor olmalı.)



Diyelim “kendine ayrılan vakit” tanımınızı kabul ettik, sıralamanızı kabul ettik.



Şöyle bir liste yapmaya var mısınız?



Ülkelere göre vatandaşların vatanlarına/memleket meselelerine ayırdıkları zamanı konuşalım.



Listenin birincisi malum. Açık ara Türkiye önde.



Ambardan alınan bir avuç buğday, ambarın niteliğini gösterir.



Demokrasi nöbeti tutan meydanların fotoğraflarına uzun uzun bakın.



Demokrasi nöbetini tutmak için, iki vasıta değişitirerek iki çocuğu ile sabaha kadar bu meydanda bekleyen, beklerken çocuğunun birini ayağında pışpışlayan diyerini oyalamaya çalışan kadın vaktini kime ayırmış oldu?



Daha iyi, daha hür yarınlar için şimdi onun bütün vakti vatanına, ülkesine ait.



Ayağındaki çocuk uykuya daldığında, cebindeki tesbihi çıkarıp okumaya başladı.



Kimin için okudu? Vatanı için…



15 Temmuz'dan bu yana bütün duaların başı vatan, sonu vatan.



Hayat arkadaşı ile sırt sırta oturmuş şu ak yaşmaklı teyze, sabaha kadar bu meydanda oturarak vaktini kime ayırmış oldu?



Sabaha kadar vatan nöbeti tuttu, nöbet esnasında zikirlerini tamamladı, sabah eve gidip üç saat uyuduktan sonra ihtiyacı olan çocuklara burs vermek için, mantı açmaya devam etti, O teyze.



Velhasıl vaz geçin BİZİ sıralamaktan. Karne dağıtmaktan. Notunu kırarım bak tehditlerinden.



Bizim sıralamamız size, sizin sıralmanız bize hiç uymaz.




#OECD
#Demokrasi nöbeti