Doğal karşılaşma mekanları ve göz hizasından iletişim

04:0024/11/2017, Cuma
G: 18/09/2019, Çarşamba
Fatma Barbarosoğlu

Dünya hızla küreselleşirken; her şey hızla kitlesel ölçeğin içinde kendine yer açmaya çalışırken, bize düşen nedir?Bu sorunun cevabı için ilk adım, küresel dünyanın kitlesel- kültürel üretimine, kitlesel düzeyde cevap vermekten ziyade kitleselin karşısına doğal ve doğrudan iletişimi geçirmek.Doğal ve doğrudan iletişim için, doğal karşılaşma mekanlarımızın olması gerekiyor. Bu köşede sık sık anneler, çocuklar, gençler, yaşlılar için kütüphanelerin doğal karşılaşma mekanları olması gerektiğinden

Dünya hızla küreselleşirken; her şey hızla kitlesel ölçeğin içinde kendine yer açmaya çalışırken, bize düşen nedir?

Bu sorunun cevabı için ilk adım, küresel dünyanın kitlesel- kültürel üretimine, kitlesel düzeyde cevap vermekten ziyade kitleselin karşısına doğal ve doğrudan iletişimi geçirmek.


Doğal ve doğrudan iletişim için, doğal karşılaşma mekanlarımızın olması gerekiyor. Bu köşede sık sık anneler, çocuklar, gençler, yaşlılar için kütüphanelerin doğal karşılaşma mekanları olması gerektiğinden bahsediyorum.

Bugün size kütüphane dışında, bir örneğini Muğla’da gördüğüm konak ortamının doğal karşılaşma atmosferinden bahsetmek istiyorum.

Mekanın adı Saadet Hanım Konağı. Geçtiğimiz hafta Salı ve Çarşamba akşamı Saadet Hanım konağında yapılan haftalık toplantılara katıldım. Salı günü aileler için yapılan programda “Dedemiz ve ninemiz bizden daha mı sabırlıydı” başlığı etrafında sohbet ettik.

Çarşamba akşamı, Muğla Müftüsü Sayın Abdurahman Koçak’ın ev sahipliğinde, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesin öğretim üyeleri Prof. Dr. Alaattin Karaca, Prof. Dr. Namık Açıkgöz’ün ve üniversite öğrencilerinin katıldığı programda “Hikaye ile Anlatmak” başlığı altında son kitabım “Mutluluk Onay Belgesi”ni merkeze alarak, sosyal medyanın davranışlarımıza etkisinden, öncelikler sıralamamızın nasıl değiştiğinden hareketle sohbet ettik.

İmam Gazali üç çeşit okuma olduğunu söyler:

1.
Dilin okuması:
Kıraat
2.
Aklın okuması:
Tefekkür
3.
Kalbin okuması:
Hayat

İmam Gazali’den mülhem bendeniz de görmeyi üçe ayırıyorum:

* Kafa gözüyle görmek, biyolojik-psikolojik fıtri görme.

* Kameralarla görmek, teknolojiyi kullanan kişinin kendi idrakiyle belirlediği şeyleri görmek/göstermek ve görmemek/göstermemek: Parçalı görme.

* Kalp gözü ile sezgisel olarak görmek: Bütünü görme

Her birimiz ziyadesiyle kameraların gösterdiği yerden dünyaya baktığımız için bütünü görme kabiliyetimizi giderek yitiriyoruz.

Görme ve idrak etme üzerine yapılan bir sohbette, sohbete katılan her bireyin birbirine göz hizasından bakması gerekiyor. Saadet Hanım Konağı 50-60 kişinin ancak toplanabileceği bir mekân. Sohbetin bereketi, yüz yüze iletişimden kaynaklanıyor. Burada yapılan sohbet, 300 kişilik bir salonda olsaydı asla Konak’ta kurduğumuz bağı kuramazdık.

Perşembe günü Konak’ta Muğla Müftüsü Sayın Abdurahman Koçak ile Konağın ziyaretçilerinin tabiiliği üzerine konuşma imkânı buldum. Bu tabiiliğe bendeniz dahi şahit oldum. Aile Rehberlik Bürosu olarak hizmet veren Konağın hemen yan sokağında Perşembe günleri semt pazarı kuruluyor. Pazara giderken, pazardan dönerken çoğunluğunu hanımların oluşturduğu Muğlalılar, dertleşmek ve müşküllerini çözmek için komşu kapısını çalar gibi çalıyorlar Konağın kapısını. Memurlar Kuran’ı Kerim öğrenmek için hoca hanımlarla randevulaşıyor kendisi için uygun olan saatte gelip dersini alıp gidiyor. Anneler çocukları ile ilgili sıkıntılarını, eşler evlilik hayatına dair müşküllerini danışmak için çalıyor konağın kapısını.

“Doğal karşılaşma mekânları”nın mekân olarak da “doğal” olması çok önemli. Saadet Hanım Konağı iki katlı bir yapı ve geniş bir bahçeye sahip. Aynı hizmet çok katlı bir binada veriliyor olsa idi kapısı asla bu kadar kolay çalınmazdı.

Saadet Hanım Konağı’ndan yola çıkarak her mahalleye bir kütüphane kampanyama her mahalleye bir konak talebini de dahil ediyorum bundan böyle.

“Doğal Karşılaşma Mekânları” hiçbir ticari endişenin duyulmadığı mekanlar olmalı. Bu anlamda Muğla’dan döner dönmez, konuşmacı olarak gittiğim Sakarya Üniversitesi’nin kampüsünde gördüğüm bir uygulama bendenizi çok mutlu etti. Sakarya Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Muzaffer Elmas öğrencilere ücretsiz hizmet veren çay salonlarını hizmete sokmuş.24 Saat açık olan kütüphanede çay ve çorba hizmeti veriliyor ki bu hizmeti ilk başlatan üniversite olduklarını söyledi sayın rektör. Çay ve çorba sadece kütüphanede verilmiyor, öğrencilerin buluşup sohbet ettiği çay salonları da var kampüsün içinde. Saadet Hanım Konağı’nda olduğu gibi Sakarya Üniversitesinin çay salonları, işin içinde ticari bir kâr söz konusu olmadığı için çok doğal bir iletişim sağlıyor.

Sosyal medya çağının bulanık atmosferi ile mücadele etmenin en iyi yöntemi doğal karşılaşma mekânları inşa etmek.

Etrafınızdaki doğal karşılaşma mekânlarını lütfen bendenize yazın. Güzel örnekleri birbirine ekleyelim. Unutmayınız en insani olanı inşa etmek hepimizin vazifesi.

#İletişim
#Toplum
#Mekan