Dijital yerliler için meleklere iman bahsi

04:007/06/2017, بدھ
G: 17/09/2019, منگل
Fatma Barbarosoğlu

I-Her yıl Ramazan ayında ekranlarımız pek dindarlaşıyor. Ama şimdiye kadar meleklere iman bahsini merkeze alan bir programa rastlamadım.Meleklere iman hayatımızın neresinde?Meleklere iman konusunu çocuklarımıza anlatabiliyor muyuz?Hayatın azalan bereketi ile meleklere imanın zayıflaması arasındaki ilişkiye dair hiç düşünmüş müydünüz?II-Dünya, tarım toplumundan sanayi toplumuna binlerce yıl sonra kavuştu. Sanayi toplumundan dijital/bilgi toplumuna geçiş ise sadece bir kaç on yılda gerçekleşti.Batılı

I-

Her yıl Ramazan ayında ekranlarımız pek dindarlaşıyor. Ama şimdiye kadar meleklere iman bahsini merkeze alan bir programa rastlamadım.

Meleklere iman hayatımızın neresinde?

Meleklere iman konusunu çocuklarımıza anlatabiliyor muyuz?

Hayatın azalan bereketi ile meleklere imanın zayıflaması arasındaki ilişkiye dair hiç düşünmüş müydünüz?


II-

Dünya, tarım toplumundan sanayi toplumuna binlerce yıl sonra kavuştu. Sanayi toplumundan dijital/bilgi toplumuna geçiş ise sadece bir kaç on yılda gerçekleşti.

Batılı ülkeler 1980’den sonra doğanlar için “dijital yerliler” kavramını kullanıyor. Türkiye için bu tarih 1997 sonrası.

Türkiye’de 1997’den sonra dünyaya gelenler dijital kültürün, internet devriminin içine doğdu. Dolayısıyla 1997’den önce doğmuş olan bizler, 1997’den sonra doğan “yerliler” için, bildiklerimizi aktarabilmek üzere yeni bir dil inşa etmek zorundayız.

Bizim ebeveynlerimiz tarım toplumunda doğup sanayi toplumunda büyüyen bir kuşaktı. Onlar Amentü'nün esaslarını, tarım toplumunun nasip ve bereket üzerine kurulu metafizik dili üzerinden naklettiler. Biz, onların dilinden yerleri ve gökleri, dünyayı ve ahireti meleklerle kuşatılmış bir iklim içinde idrak ettik. Onların diliyle yeni doğan bebekler meleklerine gülümsedi, yeni yürüyen bebekler melekler tarafından korundu. Göklerden yeryüzüne her yağmur ve kar tanesiyle binlerce melek indi.

Darda kalanın, ilim erbabının, yolcunun yoldaşı, meleklerdi.

Meleklere iman bahsini en ziyade annelerimizin dilinden öğrendik. Annelerimiz bizi kapıdan Rabbime emanetsin, melekler yoldaşın olsun diye uğurladı.

Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçerken, din dilini tarım toplumunun metafizik kodları üzerinden idrak etmeye devam ettik.

Lakin tarım toplumunun metafizik dili, dijital kültür için yeterli gelmiyor.

Sorun şu, hakikati parantez içine almadan yeni bir metafizik dil inşa edebilecek miyiz?

"Dersimiz Amentü, konumuz meleklere iman" dosyasını hazırlarken en ziyade bu sorundan hareket ettik ve "dijital yerlilere, dijital göçebeler olarak Amentü bahsini nasıl anlatacağız?" sorusunu merkeze aldık.

Çünkü yeni bir metafizik dil inşa etmek için öncelikle “Amentü bahsinde neredeyim?” diye kendimize sormamız gerekiyor.

Amentü'nün esasları hayret damarından akar, tefekkürün teknesinde tazelenerek devam eder.

Yaşadığımız dünya en ziyade hayretimizi köreltiyor. Oysa Efendimiz “Rabbim hayretimi arttır” diye dua etmişti. İlim ile amel arasındaki bağlantıyı güçlendiren en önemli duygu hayret. Hayret etmeden tefekkür etmek mümkün değil.

Din dili ile ilgili sorunlarımızın giderek artması, körelen hayret damarının değişen dünyayı kavramaktaki acziyeti ile yakından ilgili. Acziyetimiz artıkça metafizik dünyayı terk ederek dini olabildiğince pozitivist çıkarımlar eşliğinde anlatmaya, idrak etmeye yelteniyoruz.

Yeni bir metafizik dil inşa etmenin gerekliliğini idrak etmek için lütfen Şennur Dede röportajını dikkatle okuyun ve Ekrem Demirli Hoca’nın yeni bir metafizik dil inşa etmek gerektiğini ifade eden cümlelerinde derin bir mola verin.

Şennur Hanım 65 yaşında, onun tarım toplumunun kodlarıyla dahil olduğu gündelik adab-ı muaşerete bu satırların yazarı da her yıl yaz aylarında köyünde muhatap oldu. Ama erkeklerin yolunun kesilirse bereketin azalacağına dair bir söylemi bugün ayakta ve hayatta tutmaya kalkmak pek çok sıkıntıyı beraberinde getirir/getiriyor. Postmodern dünyanın cinsiyet odaklı gerilimlerinden beri durabilmek için Ekrem Demirli Hoca’nın Hz. Adem erkek ya da kadın değil önce insandı ifadesi üzerinden yol almamız gerekiyor.

İnsan olarak bu alemin geçici asıl alemin ahiret hayatı olduğunu idrak edersek başkalarını incitmeden Amentü'nün esaslarını ilm el yakıyn düzeyinde idrak edebilmemiz mümkün olacak.

Ramazan ayı bizim meleklere en ziyade yoldaş olduğumuz ay.

Dijital kültür içinde Amentü'nün esaslarını çocuklarımıza/torunlarımıza nasıl anlatacağımızı tekrar tekrar düşünmek zorundayız. Ama önce bilgilerimizi gözden geçirelim, eksikliklerimizi tamamlayalım.

Çok kıymetli hocalarımızla yaptığımız söyleşileri okuyunca fark edeceksiniz ki, Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala meleklerine dair çok şey söylemiş bize, ama biz, bize anlatılanları gönül rahatlığıyla parantez için alıvermişiz.

Parantezi yavaşça açtık...

İdraki, tefekkürü, hayrı bol bir okuma ve Ramazan-ı Şerif diliyorum.

#Ramazan
#İman
#Dindarlaşmak