Her vesile ile hepimiz “eğitim şart” diyoruz ama bu şart olan eğitim sürecinde çocuklara ve gençlere okuma ve sanat zevki kazandırmayı pek ciddiye almıyoruz. Özellikle toplumun alt kesimlerine kitap okuma zevki kazandırılması çocukların sokaklardan kurtulması için başlangıç noktasıdır.
Okuma zevki sanat zevkinden bağımsız olarak geliştirilebilecek bir kazanım değildir. Temel mesele görmeyi öğrenmek ve öğretmektir.
Bizim zamanımızda orta eğitimde sanat tarihi dersi vardı. İyi bir öğretmenden yana nasipli iseniz muazzam bir bakış açısı kazanmanız mümkün olurdu. Meslek aşkına ve heyecanına sahip olmayan öğretmenlerin elinde ise “kitabın filan sayfasını okuyun” sıkıcılığında geçerdi sanat tarihi dersleri.
Rapordan bazı bölümleri dikkatinize sunmak istiyorum:
Yapılan araştırmaların sonuçları, ders dışındaki zamanlarda bir yetişkin eşliğinde düzenli olarak yürütülen, çocukların ve gençlerin hem eğlenmelerine hem de ilgi duydukları alanlarda bilgi ve beceri kazanmalarına olanak sağlayan yapılandırılmış etkinliklerin önemine işaret ediyor.
Sosyo ekonomik düzeyi yüksek aileler bu tür etkinlikleri kendi imkanları ile karşılıyor. Fakat sanata erişim imkanı bulamayan çocuk ve gençlere hizmet vermeleri bakımından yerel yönetimlerin, belediyelerin çalışmaları büyük bir önem arz ediyor.
Ülkemizde çocuklar için henüz yeteri kadar kütüphane mevcut değil. Raporda başarılı bulunan örnekler şu şekilde sıralanıyor:
-Üsküdar Selimiye Çocuk Kütüphanesi’ni diğer çocuk kütüphanelerinden ayıran önemli bir özelliği, giriş katında 0-6 yaş arası çocuklar ve aileleri için düşünülmüş okul öncesi bölümü. Bu bölümde, erken çocukluğa yönelik kitapların yanı sıra oyuncaklar, boyama masaları, film seyretme alanı gibi çeşitli bölümler bulunuyor.
-İlk oyun kitaplığı 2014’te Kadıköy Belediyesi tarafından Özgürlük Parkı’nda, ikincisi 2015’te Mersin Mezitli Belediyesi tarafından kuruldu. Şişli Belediyesi de 2016 yılında biri Feriköy’de, diğeri 19 Mayıs Mahallesi’nde iki oyun kitaplığı açtı.
Raporda yer alan verilerden yola çıkarak pek çok konuyu tartışmamız mümkün. Ama ilk tartışmamız gereken husus gençlerin ve çocukların verimli örgütlü zamandan yoksunlukları olmalı. Çocuklar ve gençler, okul dışında, örgütlü zamanın verimli atmosferine dahil olmaktan ziyade, ya ekran karşısında, ya da arkadaşlarıyla AVM gezerek en verimli vakitlerini imha ediyor.
Üniversite mezunu olanların sayısı artıyor ama sayıyla doğru orantılı olarak eğitimli/kültürlü, okuduğunu anlayan, öğrendiği bilgiyi transfer eden bireyler ortaya çıkmıyor.
Bu konuda en büyük sorumluluk medyanın hanesinde kayıtlı. Her türlü “şiddet/çete” haberini ekrana taşıyan medya, olumlu örnekler için çarpıcı bir ekran dili geliştirme noktasında tutuk davranıyor. Gazetelerimizde spor sayfaları çoğalıyor, kültür sayfaları azala azala yok oluyor. Her yıl yüzlerce kitap basılıyor ama eleştirmenlerin varlığı edebi kamudan çekiliyor, “ben yazdım oldu” diyenlerin varlığı genleşerek her yeri kaplıyor.
Çocuk kitapları basılıyor ama kitabın içeriğini değerlendiren, tartışan yok. Kötü içerikli ya da aşırı didaktik metinler yüzünden kitap okumayan, okuduğunu anlamayan “aynen/aynen/aynen/lerle monolog yapan bir gençlik geliyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.