Çocukların eğitiminden sadece anneleri mesul tutan bir anlayış giderek baskısını arttırıyor. Bu çok yanlış bir yaklaşım. Anne biyolojik olarak 0-3 yaş çocuğun bakımından mesuldür.
0-3 yaş arasında çocuğun bakımından anne mesul olduğu için toplumsal şartlar annenin konforunu inşa etmek üzerine bina edilmelidir. Nitekim geleneksel kültürde bebek sahibi olan kadınlara karşı güçlü bir “yükü paylaşma kültürü” vardır. Mahalle hayatının olduğu dönemlerde yaşlı kadınlar taze bebekli kadınların kapısını hiç teklifsiz çalarak “hadi ben bebeğe bakayım sen işini gör” ya da “senin elin ermez sana çorba getirdim” şeklinde destek olurlardı. Emzikli kadın yani çocuğun emziren anneler için de benzer bir dayanışma kültürü vardı.
Modern şehir hayatında henüz bebek sahibi olan kadınlar, ekran kültürünün, tüketim kültürünün baskısı altında, yalnızlığın dört duvarında, anne olmanın sıkıntıları ile mücadele etmeye çalışıyor. Taze anneler, annelerinin tecrübesini değil hiç tanımadıkları “blogır anne” tecrübelerine talip olarak kendilerine kafa karışıklığı armağan ediyor.
Neden böyle oluyor? Tanzimat modernleşmesi ile başlayan, son yıllarda hızını iyice arttıran ve fakat İslami anlayışla bağdaşması hiç mümkün olmayan bir “ideal anne” performansı inşa edilmeye devam ediyor. Çocuğun bütün eğitiminden mesul ideal anne. Hal böyle olunca çocukların karşılaştığı sıkıntılar annelere fatura ediliyor. Anneler, birinin dediği ötekini tutmayan “uzman görüşleri” altında anne olmanın fıtri kazanımını kaybediyor.
Tekrarlayacağım anneler çocuklarının biyolojik bakımından mesuldür ama çocukların, gençlerin eğitiminden bütün bir cemiyet mesuldür, bütün kurumlar mesuldür.
Çocukların eğitiminden tek başına anneleri mesul tutan “modern bakış”, ki onlar kendilerinin geleneği ihya ettiğini zannediyor, ev kadını anneyi idealize ederek sorunları kökten çözdüğünü zannediyor.
“İdeal anne ev kadını annedir” anlayışı sorun çözücü değil sorun çıkarıcı bir anlayış. Öncelikle insanların çalışması ya da çalışmaması kendi hayat şartlarının, hayat anlayışlarının neticesidir. Üçüncü şahısların yargılayıcı, denetleyici bakışı sadece çalışan annelerin kendilerini kötü hissetmelerine neden oluyor, çalışmayan anneleri de çalışmadıkları ve çocuklarının her an yanlarında bulundukları için kendilerinin her türlü fedakarlığı yaptığı yanılgısına düşürüyor.
Siyah feraceli genç bir kadın. Yanında altı yedi yaşlarında kızı var. Kızı annesiyle konuşmaya uğraştıkça, annesi onu uyuması için ikna etmeye çalışıyor. “Hadi kapat gözünü. Uyuyup uyanınca yolculuk bitmiş olacak.”
Bu cümleyi ilk duyduğumda küçük kızı otobüs tutuyor herhalde diye düşündüm. Mide bulantısı başlamadan annesi onu hemen uykunun kollarına emanet etmek istiyor.
Yolculuğun ilerleyen saatlerinde durumun böyle olmadığını, annenin kızının “sesini kesmeye” çalıştığını, uyku ile susturma gayretinde olduğunu üzülerek fark ettim. Oysa seyahatler çocuklar için çok önemlidir. İsterse şehir içi seyahatler olsun. Çocuklar annelerinin dikkati ile “fevkalade olanı” deneyimler, görmeyi ve hissetmeyi öğrenir. Görmeyi ve hissetmeyi öğrendikçe, içine doğru açılan kapıların farkına varır. Kendi kendini oyalama hürriyetine kavuşur.
Çocuğunu uykunun kollarına gönderen genç kadın, cep telefonundan sosyal medyasına baktı. Parmakları cep telefonu ekranını kaydırma işlemini tamamlayınca, otobüs koltuğuna raptedilmiş ekrandan televizyon seyretmeye başladı. Ben onun arka çaprazında olduğum için yolculuk boyunca realiy şov izleyişine tanık oldum. Ekranda başörtülü bir genç kız var, ekran dedektifi sunucu sarışın kadın, “katil”li bulmaya çalışıyor. Herkes görevini bir başkasına ihale etmiş olmanın şerefi ile mest. Emniyet çözüm için ekrana güveniyor, anneler çocuk bakımı için ekrana güveniyor. Sakin bir yolculuk için işletmeler koltuklardaki ekranlara güveniyor.
Sonra.
Sonrası ne ara bu hale geldik sorusunu sordurtan insan davranışları.
Siyah feraceli genç annenin küçük kızı ile evde nasıl vakit geçirdiğini tahmin etmek zor değil. Aynı mekanı ve aynı zamanı paylaşmak ideal bir eğitim için hiç yeterli değil.
Çocukların eğitiminde sadece anneler değil hepimiz sorumluyuz. Gündüz kuşağında, ekranlardaki programlar ile hangi çocuk nasıl yetiştirilebilir ! Bir düşünün. Lütfen düşünün.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.