Akademik kalite sorunu ve enişte sosyolojisi

04:006/07/2018, Cuma
G: 6/07/2018, Cuma
Fatma Barbarosoğlu

Adamın mektubu yayın kurulu toplantısına bomba gibi düştü.Yayın yönetmeni önce şaka zannetti. Sonra...Sonrasını çok sonra anlatırım belki.Mektup şöyleydi:“Son yıllarda yaptığınız çalışmaları yakından takip ediyorum. Çıkarttığınız son iki kitabı dikkatle inceledim. Evvvet arkadaşlar güzel çalışmış siz de elinizden geldiği kadarı ile güzel bir şekilde basmışsınız. Daha iyi olabilirdi şüphesiz. Kapak tasarımının bana hitap etmediğini eğer sizinle çalışmaya karar verirsem -beni bu konuda ikna etmeniz

Adamın mektubu yayın kurulu toplantısına bomba gibi düştü.

Yayın yönetmeni önce şaka zannetti. Sonra...

Sonrasını çok sonra anlatırım belki.

Mektup şöyleydi:



“Son yıllarda yaptığınız çalışmaları yakından takip ediyorum. Çıkarttığınız son iki kitabı dikkatle inceledim. Evvvet arkadaşlar güzel çalışmış siz de elinizden geldiği kadarı ile güzel bir şekilde basmışsınız. Daha iyi olabilirdi şüphesiz. Kapak tasarımının bana hitap etmediğini eğer sizinle çalışmaya karar verirsem -beni bu konuda ikna etmeniz gerekiyor, elbette size yardımcı olacağım- benim kitaplarımın kapağını arkadaşın tasarlamamasını istediğimi şimdiden belirtmiş olayım.

Aşağıda size çalışma haritamı sunuyorum.

Bir yayıncı olarak elbette bana mihmandarlık etmek isteyeceksiniz ve ben de elbette bu mihmandarlığı kendi değerlerim açısından değerlendireceğim.

Sosyal medya takipçilerimin, attığım tivitlere gösterdiği ilgiyi de grafik olarak dikkatinize sunuyorum. Bu grafiğin, hangi çalışmaya öncelik vermemiz gerektiği konusunda ciddi ipuçları vereceğini düşünüyorum.

Çalışmayı düşündüğüm çalışmalar

* Demir sosyolojisi:
Bu çalışmanın (ortada henüz çalışılmış bir şey olmamakla beraber) ismini beğendim. Muhteva olarak nelerden bahsedilmesi gerektiğine dair henüz kesin kararımı vermiş değilim. Ama şöyle bir Google araştırması yaptım ve bu konuda hiç çalışma yapılmamış olduğunu gördüm. İlk olmak zordur. Ama birilerinin bu zorluğa katlanması gerekiyor elbette.
* İlişki sosyolojisi:
Türkiye’de bu konuda yapılmış özgün bir çalışma olmadığı gibi tercüme eser de yok. Fakir bu konuda yeteri kadar donanımlıdır. Yazacağım kitabı 50 bin basmayı vadederseniz 40 gün içinde dosyanın yayınevinde olacağına dair sizi temin ederim.
* Haset sosyolojisi:
Bu konuda Batı’da yapılmış bir kaç çalışmaya rastladım. Özellikle sosyal medyanın hasedi beslediğine dair önermeler üzerinde yürütülmüş çalışmalar bunlar. Ben bu konuda çok özgün bir eser vücuda getireceğim. Çalışma arkadaşlarımın bana duyduğu haset yüzünden kitaplarım, “kitaplarınıza talep yok” yalanı ile depolarda bekletiliyor. Dolayısıyla bu konuyu tamamen ben merkezli bir yöntem ile ele alacağım. Ancak bu çalışmanın yabancı dillere çevrileceği hatta Türkçe ile İngilizce’sinin aynı anda piyasaya çıkacağı konusunda beni temin etmenizi şart koşacağım.
* Enişte sosyolojisi:
Bu konuda sizinle bilgi aktarımına giremeyeceğimi belirtmek isterim. Çünkü bu son derece özgün bir çalışma, içeriğinin taklit edilmesi riskini göze almak istemiyorum.

Başlangıç için sadece bu dört konuyu önermemin yeterli olduğunu düşünüyorum. Elbette siz daha farklı konularda sipariş verme hakkına sahipsiniz. Sipariş ile iş yapmak kadim aile geleneğimizdir. Büyük dedem nalbant, babam tüccar terzi idi. Ben her ikisinden aldığım kültürel ve biyolojik genetiği, sosyolojinin çatısı altında birleştirerek Türkiye’nin en özgün sosyoloğu olma hakkını kazandım.(Bkz. turşu sözlük.)

Cevabınızı en kısa zamanda bekliyorum.

Prof. Dr. A. Adıgeçen.

Meraklısı için not: Yukarıda okuduğunuz satırlar bir öykü. Ama sanmayın ki bu öykünün aslı astarı yok. Bazı yayınevleri a bunu nereden duymuş diye şaşıracak. Hatta bazı zevat bazı yayınevlerini arayarak esip gürleyecek. Kendilerini tek zannediyorlar. Oysa onlar çoktan bir grup temsiline kavuştu.

#Akademi
#Sosyoloji