Afrikadan gelen kumaşlara Türkiyeli tasarımcılar aranıyor

04:0027/05/2016, الجمعة
G: 13/09/2019, الجمعة
Fatma Barbarosoğlu

25 Mayıs “Dünya Afrika Günün”de, “Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi”nin açılış töreni için Ankara'ya gittim.



Sayın

ne; Burundi, Somali, Etiyopya, Nijerya, Gine, Mali, Uganda, Gana, Gambiya gibi bazı Afrika ülkelerinin devlet başkanlarının eşleri ve bakan düzeyinde temsilciler de katıldı.



Açılış töreninde Afrikalı liderlerin eşlerinin kimi Fransızca, kimi İngilizce kimi Portekizce konuştu. Yani sömürgecisinin dili ile. Sömürgecisinin dili içinde elbette onlardan geçmişteki sömürgecilerini eleştiren bir dil beklemiyordum.



Tahmin edeceğiniz gibi Afrika'nın talihini karartanlara dair getirilen en eleştirel metin Sayın Emine Erdoğan'ın konuşması oldu.



Birbirinin tekrarı şeklinde geçen konuşmalar içinde en çarpıcı olan, Mali'den katılan hanımefendinin konuşması idi. Çünkü kendisi Afrika sanatı üzerine konuştuktan sonra bütün kıtada Mali'nin boyamalarının eşsiz ve benzersiz olduğunu vurgulamayı ihmal etmedi. İyi bir halkla ilişkiler hamlesi idi ve bendenizi avladı. O kadar ülke arasında Mali dokumalarını ve boyamalarını bulmanın derdine düştüm.



Niye derdine düştüm diye soracak olursanız, projenin başarılı olmasını istiyorum. Çünkü açılışı yapılan mekanda satılan ürünlerin geliri doğrudan Afrikalı çocuklara ve kadınlara gidecek. Türkiye'den Afrika'ya iyi bir gelirin gitmesi için, burada satılan ürünlerin turistik eşya kategorisinden çıkarak, günlük kullanım değeri içinde yer bulması gerekiyor. Sergilenen kumaşlar,heykeller,sepetler çok güzel.Ancak gündelik hayat içinde sürekli tükettiğimiz nesneler olmayınca satış sınırlı kalır. Gündelik hayatta en çok tükettiğimiz şeyler ayakkabı ve giysi. Giysi ihtiyacımız ile Afrika'nın kumaşlarını buluşturduğumuzda sürekliliği sağlamış oluruz diye düşünüyorum.



Afrika'nın kumaşları deyince burada biraz durmak gerekiyor. Sayın Emine Erdoğan, bakan eşlerini ve hanım vekilleri kumaş almaları konusunda ikna ederken bu kumaşlardan neler dikebileceklerini – trençkot, belden pileli abiye elbise/etek- diyerek “size stil danışmanlığı yapıyorum” dedi.



Kültürel farklar, kumaşlar sözkonusu olduğunda daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor. Sergideki %100 doğal kumaşların dış görünüşü adeta plastik gibi durduğu için, Türkiyeli hanımlar, kumaşları kıyafetten ziyade dekoratif örtü olarak değerlendirebileceklerini düşündü.



Sergiyi gezerken bir hafta once Yenikapı Gençlik Fuarı'nda tanıştığım “

” ile “

” un tasarımcılarının buluşması gerektiğini düşündüm.



İslami kesimde son yıllarda aşırı süslü giyim ile sade ve rahat giyim pazarı birlikte büyüyor. Tahmin edilebileceği gibi “özel gün giysileri” içinde dolaşan “şık” tesettürlü kadınlar ve genç kızların “ekonomiye yaptığı katkı büyük”.



Şıklığı ve dikkat çekmeyi değil, rahatlığı,sadeliği ve fonksiyonel giyimi tercih eden öğrencilerin ve çalışan hanımların talebi son yıllarda, özellikle internet üzerinden satışa sunulan ürünlerle karşılanıyor. İnternet üzerinden yapılan sade ve sağlıklı tasarımların önümüzdeki yıllarda giyim pastasından daha büyük pay alacağını düşünüyorum.


#Afrika El Sanatları
#Erdoğan
#Yenikapı Gençlik Fuarı