Sosyal medya çağında çıkan savaşlar aynı zamanda
na da dönüştü. Sivilleri hedef alan
bombalar eş zamanlı olarak telefon ekranlarımıza da düşüyor.
İnsanlık yeni bir duygu süzgecinden geçiyor. Sosyolojik okuması ve psikolojik sonuçları gelecekte mutlaka tartışılacaktır fakat bu savaş yöntemi bizleri, yani sosyal medya kullanıcılarını da sürece dahil ediyor. Baskı altına alıyor.
başta olmak üzere olaylara ve
tarifsiz acılara anlık tepkiler gösterip geçiyoruz.
Asıl büyük hasar ise maruz kaldığımız propaganda. Tamamen iyi niyetle, dünya görsün, duysun diye yapılan yayınlar dahil, ekranlara düşen her detay;
Rusya’nın haşmetini, gücünü, gözü karalığını kabul ettirecek etki oluşturuyor.
Rusya’nın elinde T
elegram gibi etkin ve güçlü bir silah
var. Toplumlar telefon ekranlarından izledikleri vahşetler ve şahit oldukları psikopatlıklar karşısında;
sinmekten, geri adım atmaktan, talepleri kabul etmekten başka şans görmemeye başlayacaklar.
Öyle görünüyor ki; Rusya yakıp yıkmaya ve bu vahşeti tüm çıplaklığıyla yansıtmaya devam ederse çok değil birkaç gün sonra
‘lanet olsun. Ne istiyorlarsa versinler. Yeter ki siviller ölmesin. Şehirler yıkılmasın’
söylemi kendiliğinden zemin kazanmış olacak. Putin verdiği emirle şehirleri yakıp yıktırırken, kamuoyuna da
‘Ukrayna’yı tüm şartları kabul etmiş olarak masaya oturmaya ikna edin’
baskısı yapıyor. Ukrayna halkı kahramanca direniyor evet. Ülkeleri için canlarını feda etmeye hazırlar. Kararlılar. Fakat sosyal medya eliyle oluşturulan baskının ana hedefinde bu irade var.