Halep’e giderken, Öncüpınar’daki görevlilere yoğunluğu sordum. “Geçtiğimiz haftaya göre üç katına çıktı diyebiliriz” dedi sınırdaki polisimiz. Asıl yoğunluğun ise Cilvegözü’nde olduğunu söyledi. Haberlerden görmüşsünüzdür. Devrimin gerçekleştiği ve Beşşar Esed’in düştüğünü duyan Suriyeliler de yollara düşmeye başlamıştı. Gidiyorlar evet. Önceki akşam yatsı namazı için gittiğim Kayaşehir Camii’nde saflar azalmıştı mesela. Kayaşehir Camii’ne kendi aramızda “Mescid-i Nebevî” gibi diyoruz. Çünkü 72
Halep’e giderken, Öncüpınar’daki görevlilere yoğunluğu sordum. “Geçtiğimiz haftaya göre
çıktı diyebiliriz” dedi sınırdaki polisimiz. Asıl yoğunluğun ise Cilvegözü’nde olduğunu söyledi. Haberlerden görmüşsünüzdür. Devrimin gerçekleştiği ve Beşşar Esed’in düştüğünü duyan Suriyeliler de
yollara düşmeye başlamıştı.
Gidiyorlar evet. Önceki akşam yatsı namazı için gittiğim Kayaşehir Camii’nde saflar azalmıştı mesela. Kayaşehir Camii’ne kendi aramızda “Mescid-i Nebevî” gibi diyoruz. Çünkü 72 milletten insan namaza gelir. Devrim kutlamaları da bir hafta boyunca caminin avlusunda yapıldı. Ancak yatsı namazında
göremedim. Saf sayısı düşmüştü. Cemaatten birkaç kişiye sordum, onların da dikkatini çekmiş. Hatta gelip helalleşenler de olmuş. Bir amcamız, “Evladım, çoluk çocuk camilerimizi dolduruyorlardı. Cemaatimiz gücenmesin ama bizde böyle devamlılık yok. Evlerine, yurtlarına kavuşacaklar. Selametle gitsinler. Eksikliklerini hissedeceğiz” dedi.
Evet, evet gidiyorlar. Kimimize göre mültecilerdi, kimimize göre sığınmacı, kimine göre de “Suriyeli” onlar. Lakin
Ensar olduğunun farkında olanlar için
ise misafirlerimizdi. Şunu kayıtlara geçirelim; Bir celladın elinden kaçıp topraklarımıza sığınan bu insanlar,
geri gönderilmek istendiler. Seçim malzemesi yapıldılar. Siyasi varlık sebebi oldular. İktidar olmanın yolu
Suriye halkına düşman olmaktan
geçirildi. Esed’e teslim edileceklerdi. Neyse ki kol kanat gerenleri fazlaydı. Neyse ki, sandığa bir gün kala çıktığı canlı yayında gelen soruya, “Suriye’deki savaştan kaçıp gelenleri kapıya koyamayız. Bir kere İslami ve insani değil” yanıtını veren bir Cumhurbaşkanına sahibiz. Şu da var; Erdoğan bir milim taviz vermediği için de muhalefet dolaylı olarak diktatör Esed’in politikalarına hizmet ediyordu.
Şimdi gidiyorlar. Peki bu
yolun yolculuğu nasıl olmalı
?
Halep dönüşü gözlemlerimi soran Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Hanım, “Biz detaylı bir rapor hazırladık ve çalışmalara da başladık” dedi.
Raporu kendisinden istedim. Sadece başlığı bile yeterli: “Gönüllü ve onurlu geri dönüşü teşvik kapsamında yapılabilecek çalışmalar.”
Gaziantep ki Suriye iç savaşının yükünü Kilis ile en fazla omuzlayan şehirlerimizden. Haliyle Antep’teki Suriyelilerin
Halep’ten gelmişti. Ki bir zamanlar Antep de Kilis de Halep’in kasabalarıydı. Haliyle
ayrı-gayrının olmadığı yılların vefası
sergilendi. İki şehrin arası, merkezden merkeze 127 kilometre. Yani Halep, Antep’e Şanlıurfa ve Osmaniye’den daha yakın. Bu durumda eve dönüşün, onurlu gidişin düzeni de Gaziantep’te kurulacak.
Fatma Hanım’ın hazırlattığı raporda “gönüllü ve onurlu geri dönüş” şöyle tarif ediliyor: “Bir topluluğun kendi rızasıyla, onurlarını koruyarak ve sürdürülebilir bir yaşam beklentisiyle eski yurtlarına dönmesidir.”
Peki
nasıl olacak bu sürdürülebilir yaşam belirtisi
? 13 yıldır görünmeyen ve aslında hiç bilinemeyen savaşın yorgunu, büyük kesimi yıkık Halep orada. Öncelikle onurlu gidiş için
yeniden inşa sürecine başlanmalı
. Altyapı ve üstyapı çalışmaları, eğitim ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, ticari faaliyetlerin canlandırılması, tarım ve hayvancılığın teşvik edilmesi geri dönüş sürecinin temel taşlarını oluşturuyor.
Bunların yanı sıra gidişi kolaylaştıracak, teşvik edecek düzenlemeler de yapılmalı. Gaziantep Büyükşehir’in iyi çalışılmış raporundaki şu başlıklar önemli:
Geçici koruma altındaki yabancılar Türkiye’de kullandıkları ev eşyalarının (buzdolabı, koltuk takımı vb.) ülkelerine götürmeyi istemekte. Gidenler için ekstra bir maliyet oluşturmaması için eşyalarını götürmelerine olanak sağlanmalı.
Mevzuata göre ülkeden çıkışta bir kişi en fazla 10.000 dolar veya 25000 TL para götürebilmekte. Bunun haricinde kalan para bankacılık sistemi üzerinden gönderilmek zorunda. Suriye’de mevcut durumda bir bankacılık sistemi olmadığından paralarını ve kendilerine ait değerli eşyalarını geçirebilecekleri bir sistemin oluşturulması elzem.
- Türkiye de üretim yapan geçici koruma altındaki yabancıların ülkelerinde iş yeri açıp üretim yapabilmeleri için kendi makine ve teçhizatlarını götürmeleri kolaylaştırılabilir.
Türkiye de kullandıkları araçlarıyla dönmek isteyenlere araçları ile dönmelerine müsaade etmenin dönüşlere olumlu katkı sağlayacağı öngörülüyor. Bu anlamda ilgili kurumların koordine olması ve gerekli taşıt tescil işlemlerinin yapılması gerekiyor.
Gönüllü geri dönüş işlemi bir kere yapılıyor. Gönüllü geri dönüş yapan bir yabancının tekrar geçici koruma altına alınması mümkün değil. Bu nedenle umulanı bulamama endişesi, geri dönüşler için bir direnç oluşturmakta ve mülteciler geçici koruma haklarından vazgeçmek istememekte. Tüm Suriyeliler için gönüllü geri dönüşü teşvik etmek amacıyla ülkelerine tek seferlik, kısa süreli giriş-çıkış hakkı verilmesi gönüllü geri dönüşleri olumlu şekilde etkiler.
Avrupa Birliği’nin fonladığı ve Kızılay tarafından uygulanan, Sosyal Uyum Yardımı (SUY) projesi ile 1.179.448 geçici koruma kapsamındaki sığınmacıya düzenli nakit yardımı yapılmaktadır. Bu yardımların ülkelerine dönenlere yapılması dönüşleri hızlandırabilir.
STK’ların, Suriyelilere yönelik Türkiye’de yaptıkları yardım faaliyetlerinin kısmen veya tamamen Suriye’de planlanacak bölgelere aktarılması, gönüllü geri dönüşlere katkı sağlayabilir.
Raporu 7 maddede özetledim. Dileyen kurum ve kuruluş belediyeden talep edebilir. Bu arada yine Gaziantep merkezli ve Türkiye’nin kontrolü altındaki Suriye topraklarında çok büyük
hizmetleri ve çalışmaları olan Bülbülzade Vakfı’nın
da geri dönüşü destekleyici çalışmalara yönelik bir raporu var. Onu da okudum. Detaylarına sonraki yazıda yer vermek istiyorum. Bülbülzade Vakfı’nın
Suriye tecrübesi asla es geçilmemeli.
Benim önerim ise şu; Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Halep Belediyesi kardeşliğini kurumsal olarak bir kez daha acilen tesis etmeli ve Halep bir süre Antep bağlantılı yönetilmeli.
Onurlu gidişin, kalıcı kardeşliğin yoluna sonraki yazıda devam edeceğim…
#Halep
#Suriye
#Şam
#Baas Rejimi
#Beşar Esed
#Gaziantep