Yeni Şafak·ERSİN ÇELİK - Fedakârlığı İyi Parti mi yoksa HDP mi yapacak?Altı siyasi partinin genel başkanı, 2023 seçimlerinde Erdoğan’ı yenebilmek için bir masanın etrafında güçlerini birleştirme yoluna gitti. Bu zamana kadar altı kez toplandılar ve her seferinde‘yemek yiyip kalktılar’görüntüsü verdiler. CHP dışında, diğer beş parti belirleyici bir rol üstlenmedi. Öne çıkmadı. Ta ki CHP kurmayları, Kemal Kılıçdaroğlu’nualternatifsiz adayilan etme yarışına girene kadar.Meral Akşener açıkça“ben aday
Altı siyasi partinin genel başkanı, 2023 seçimlerinde Erdoğan’ı yenebilmek için bir masanın etrafında güçlerini birleştirme yoluna gitti. Bu zamana kadar altı kez toplandılar ve her seferinde
görüntüsü verdiler. CHP dışında, diğer beş parti belirleyici bir rol üstlenmedi. Öne çıkmadı. Ta ki CHP kurmayları, Kemal Kılıçdaroğlu’nu
ilan etme yarışına girene kadar.
Meral Akşener açıkça
demesine rağmen İyi Parti teşkilatı ve tabanı Kılıçdaroğlu’na
Rahatsızlıklarını dolaylı olarak da dillendirdiler. Kemal Bey’in ‘
kimliğini İyi Parti gündeme getirdi mesela. Bu krizi hemen toparladılar. Ancak çekince bir şekilde dillendirilmiş oldu. Diğer liderlerin adaylık beklentisi olup olmadığı ise anlaşılmadı. Ali Babacan ismi ilk zamanlar sosyal medyada dolaşıma sokulsa da bir karşılık bulmadı. Temel Karamollaoğlu’nun Abdullah Gül yoklamasını saymazsak, altılı masa özelinde “
bile oynanmadı.
Geçtiğimiz haftaki “Eylül kapıda masa yavaş yavaş ısınıyor” başlıklı yazımda, İyi Parti cephesinin Kılıçdaroğlu’nun kendisini Cumhurbaşkanı adayı ilan ettirmesinden çok
aktarmıştım. Buğra Kavuncu’nun “saha Mansur Yavaş’ı istiyor” çıkışı kişisel temenni değildi. Hem CHP’ye bir başka CHP’li Mansur Yavaş önerildi hem de milliyetçi tabana gönül rahatlığı ile oy isteyebilecekleri bir aday sunuldu. Yavaş hamlesini yapan Kavuncu’nun, İyi Parti’nin “kilit” isimlerinden olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Gelinen aşamada masadaki rahatsızlıklar da zaten kilit isimler üzerinden dışa vuruluyor.
Kılıçdaroğlu’na rağmen başka bir CHP’li ismin öne sürülmesi hamlesine, Gürsel Tekin
ile mukabele etti. İyi Parti anında reaksiyon gösterdi. Üst üste yapılan sert açıklamalar
altılı masanın en büyük krizi
oldu. Masa henüz devrilmedi ancak dönüşü olmayan bir yola girildiği aşikar. Yolu da CHP belirliyor. Daha önce vurgulamıştım, yine söylüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu ve partisi, hem gayri resmi adaylık ilanında hem de altılı masayı yönetmede bu zamana kadar istediklerini aldılar. Kılıçdaroğlu, masaya oturttuğu liderleri, ideolojilerini bir kenara bırakıp
Erdoğan karşıtlığında buluşturmayı
başardı. Bunun yanında, dışarıda tutulmasına rağmen
’ye de
ittifakın en kilit partisi rolü
nü yükledi. Kriz de zaten bu yüzden çıktı.
CHP bir konuda kendinden çok emindi. “Asla bir araya gelmeyiz” deseler de İyi Parti ve HDP,
Kılıçdaroğlu ortak paydasında
buluşacaktı. Yani İstanbul ve Ankara seçimlerinde yapılan gizli ittifak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de devam edecekti. CHP özellikle İstanbul’da İyi Parti ve HDP’yi şu zamana kadar idare edebildi. Ekrem İmamoğlu’nun Meral Akşener ile Pervin Buldan’ı buluşturma girişimi tam da bu günler içindi. Hesap kitap ortada. Ne İyi Parti ne de HDP, ittifak siyasetinde tek başlarına bir anlam ifade etmiyorlar. Daha net söylemek gerekirse; CHP/İyi Parti ittifakı HDP yoksa siyasi bir kazanıma dönüşmüyor. Aynı şekilde CHP/HDP ittifakı da İyi Parti desteğine muhtaç durumda.
Bu hesap kitapla; sınırları belli, İyi Parti ve HDP’nin birbirlerinin alanlarına girmediği ve HDP’nin oturmayacağı bir masa kuruldu. Sonrası için de
İyi Parti’nin zamanla HDP’ye razı olacağı
bir zemin düşünüldü. CHP’nin elindeki kart ise “ortak amacımız Erdoğan’ı yenmek ve birinizin oyları diğerinizin desteği olmadan bir anlam ifade etmiyor” gerçekliğiydi.
Gürsel Tekin katıldığı yayında açıkça bu ittifakın
“HDP olmadan” yürümeyeceğini
ilan etti. İyi Parti’nin aylardır beklediği rest tam olarak buydu. Meral Akşener’in
“HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz”
tepkisi CHP’ye,
tercihini sunuyor. Aynı zamanda HDP’ye de
“bizim oturduğumuz masaya ilişmeyin”
mesajını verdi.
Akşener’in Gürsel Tekin ismine dikkat çekmesi de önemli. İyi Parti sahasından vatandaşın ağzından servis edilen
“Kılıçdaroğlu’nu istemiyoruz”
videolarının devamı niteliğinde bir cümle kurdu Akşener. “Partisinin görüşünü sunuyor” dedi.
Herkes biliyor ki;
Gürsel Tekin demek Kemal Kılıçdaroğlu demektir.
Devamı da var. İyi Parti’lileri CHP’li belediyelerden aldıkları ihaleler üzerinden tehdit eden
Barış Yarkadaş da Gürsel Tekin demektir
. Restleşme biraz daha devam ederse Barış Yarkadaş, isimleri ve ilişkileri açıklayacaktır.
Ankara siyasetinin içinde ve İyi Parti’ye yakın bir dostuma göre bu restleşmeler şöyle okunmalı; “CHP, seçimlere 9 aydan az bir zaman kala durumu netleştirmek istiyor. Kemal Bey adaylığını resmen açıklamaya hazırlanırken ortağını silkelemek ve test etmek istediler. Muhtemelen ‘HDP ile ittifaka razı olacak makul İyi Parti’lilerle yola devam ederiz’ diye düşündüler. Bir iki puanlık kayıpları göze alacaklardı. Görünen o ki ters tepti. Bundan sonrası, yani 6’lı masanın kaderi HDP’nin yapacağı çok büyük
ve İyi Parti’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığına tüm benliği ile
bağlı. İyi Parti de hem geri adım atmalı hem de fedakarlıklar yapmalı.”
Görüldüğü gibi ittifakın diğer partilerinin bir hükmü yok.
muamelesi görüyorlar.
Asıl önemli olan ise seçmenin ne gördüğü ve ne düşündüğü. Manzara ortada. Ortak oylarla kazanılan belediyelerden elde edilen
masayı devirme aşamasına geldi. Bu kadrolar Türkiye’yi yönetmek isterken birbirlerini tehdit etmeye, aracılar üzerinden sopa sallamaya başladılar. Ülkeyi hangi güvenle yönetecekler ve neleri nasıl paylaşacaklar, sınırlarını nasıl belirleyecekler acaba?