Orta sınıf, modern zamanların en önemli toplumsal değişme dinamiği. Aynı gerçeklik, Türkiye için de geçerli. Toplumun gövdesinden yükselir, yeniliğe açıktır ve muhafazakâr kimlikle bütünleşir. Bu sınıfın diyalektiği de bu. Yani hem muhafazakâr hem de yenilikçi. Modernleşme ile de bu açıdan ilişki kurar. Gelenek, tarih ve din ile uzlaşan bir modernleşmeyi benimser. Muhafazakârlık yönüyle Anadolu’nun kültürel kimliğinde süreklilik taşıyan özellikleri korur. 1930’larda benimsenen pozitivist laikliğin dini tasfiye siyasetine karşı içten içe direnir. Buna karşı geniş toplumsal kesimleri temsil eder.
Orta sınıf sosyolojisinin muhafazakârlık bilinci, demokrasi ile beraber siyasette kendisine yer bulur. Demokrasi aracılığıyla siyasi temsile kavuşur. Kemal Karpat’ın doğru bir biçimde vurguladığı gibi devletçi değil, ancak devletle pragmatik ilişkiler kurar. Toplumsal değişme ve refahı toplumdan devlete doğru yapar. Bundan dolayı büyük halk kitlelerini de yanında bulur. DP, ANAP ve Ak Parti bu orta sınıf sosyolojisini demokrasiyle temsil eden en önemli siyasetlerdir. Pozitivist laikliğin din ve tarih kültürünü dışlayan siyaset kadroları ise “devletçi” siyaseti benimserler. Yani serbest piyasa yerine devletçi ekonomiyi, demokrasi yerine de tek parti zihniyetini... Çünkü halka dayanma ve onu seferber etme çabasına ihtiyacı yoktur. Bunun yerine devlet aygıtı ile toplumsal değişmeyi ve kalkınmayı gerçekleştirmek isterler. CHP ve sol Kemalizm her zaman bunu yaptı. Atatürk figürü bu ideoloji ve siyaset etrafında seferber edildi.
Orta sınıfın değişme aktörlüğü ve muhafazakâr kimliğin “yerli” ve “dini” veçhesi, Ak Parti ile beraber yeni bir hüviyete büründü. Türkiye’nin yeni yükselen değişme talepleriyle, serbest piyasa ekonomisi ve demokrasi arzusu ile geniş bir cephe oluştu. Cumhuriyet mitingleri, Ak Parti’yi kapatma girişimleri ve e-muhtıra gibi çabalar “devletçi” siyasetin müdahaleleriydi. AB ve diğer dış dinamikler aracılığıyla bunlar püskürtülmeye çalışıldı. Ancak orta sınıfın muhafazakâr dinamiğinin demokrasi ile içine girdiği yükselişte, devlet içinde ciddi bir müttefikten de yoksun kaldı. 2013 yılında Gülen yapısının FETÖ’ye dönüşerek yaptığı müdahaleler, bunu daha da belirgin hale getirdi. Orta sınıf sosyolojinin siyasal pratikleri, hem bölgesel hem de küresel düzen tarafından da savunmasız bırakıldı. Hatta düşman ilan edildi. Erdoğan tamamen tasfiye edilmek istendi.
Ak Parti, devlet içinde kendisine yeni bir müttefik buldu. Bu müttefik MHP’ydi. MHP, ulusal soldan ya da Kemalist soldan farklılaşan bir devletçi tahayyül. Dini dışlamayan, pozitivist laikliği hiçbir zaman kimliği haline getirmeyen bir siyaset. Devleti, milletin birlik güvencesi olarak kutsayan bir kadro. Ayrıca dayandığı sosyolojik taban da Ak Parti’nin orta sınıf sosyolojisiyle örtüşüyor. Ak Parti ile geniş tabanlı orta sınıf muhafazakâr sosyolojinin devlet içinde ihtiyaç duyduğu müttefikliği MHP karşıladı. Cumhur İttifakı bunun sonucunda doğdu. Böylece Ak Parti’nin taşıdığı orta sınıf ve muhafazakâr dinamizm devletle de birleşme imkânına kavuştu. Bundan dolayı Ak Parti söylemsel değişiklikler yaşadı. AB’nin önerdiği ve liberal demokrasi ile bütünleşen söylemleri yerine “milliliği” benimsedi. Liberal demokrasi yerine adeta “milli demokrasi” (Erol Göka’ya ait bir kavram) tezi ortaya çıktı. Muhafazakâr demokrasi, yerini milli demokrasiye bıraktı. Milliyetçilik ve muhafazakârlık söylemleri yakınlaştı.
Cumhur İttifakı’nın üzerine oturduğu sosyolojik ve politik gerçeklik söylemsel gerçeklikten daha önemli. Çünkü siyasetleri taşıyan ana unsur temelde söylem değil, söz konusu olan bu gerçekliklerdir. Türkiye’nin bir yüzyıla varacak devletçi ve orta sınıf muhafazakar diyalektiği de çatışma yerine bu uzlaşmaya evrildi. Devlet içinde tarihsel rollerini sürdürmede ısrar eden kadrolar, bu yeni uzlaşma, bütünleşme ve siyaset karşısında nasıl hareket edecekler? Yeni durumu görerek ona göre rol değişimine mi yönelecekler yoksa yeni bir çatışma mı üretecekler? Önümüzde duran en kritik sorun da budur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.