Beşiktaş ve Şenol Güneş için "hasat zamanı" idi Osmanlıspor maçı. Koca bir sezonun emeklerinin karşılığının alınacağı bir final... Allah var, saha içinde de saha dışında da eski "finallere" göre işi daha kolaydı Şenol Hoca'nın. Neredeyse ömrü boyunca oyun adına üretmeye devam eden bir adam Şenol Güneş; eksikleri zaafları, yanlışları yok mu? Elbette var. Ama Türk futbolunda, mizan cetvelinde "iyi" tarafın fazla olduğu nadir adamlardan biridir. Dün de böyle idi, önceki gün de, bugün de... Velhasıl Şenol Güneş de en az Fatih Terim kadar, Mustafa Denizli kadar finalleri oynar ve oynatır; yeter ki oyun, oyun tadında kalsın.
Beşiktaş rakibi tartarak başladı maça; beraberliğin bile şampiyonluk için yetiyor olmasının rahatlığı ile. Osmanlıspor ilk 15 dakika ciddi ciddi gelmeye başlayınca siyah-beyazlılar "işi sıkı tuma moduna geçti. Sezonun en "acaba" transferi Quaresma'nın beden dili ile verdiği "hadi beyler" mesajı çok geçmeden senenin en "beğenilmeyen" transferinin kafasından gelen golle sonuçlandı. Marcelo'nun ikinci golü zaten başlayan şampiyonluk kutlamalarının önündeki küçük engeli de kaldırmaya yetti. Mustafa Reşit Akçay'ın Osmanlıspor'u sezon boyunca bilhassa "büyüklere" karşı oynadığı oyun ve topladığı puanlarla tebriği çoktan hak etmişti. Ama dün akşamki atmosferi tersine çevirecek inat yoktu sahada. Beşiktaş adına sezonun "en kahramanı" Gomez'in golü ile coşku doruğa çıktı. Kalan bölüm artık formaliteden ibaretti. Beşiktaş için şimdi bir yandan kutlama diğer yandan ise yıllardır hasret olunan Şampiyonlar Ligi'ne hazırlanma vakti...