Bu mu Derviş'in hayalindeki Türkiye?

00:006/09/2001, Perşembe
G: 13/09/2019, Cuma
Can Aksın

"Allahım sen benim aklıma mukayyet ol. Beni çıldırmaktan seni koru". İki gündür sık sık bu sözleri tekrarlıyorum. Kendisine büyük umut bağladığımız, elindeki "sihirli değnek" ile ekonomimizi içinde bulunduğu "bataklıktan" çıkaracağına inandığımız Kemal Derviş, ekonomimiz için "Allah'a şükür Afganistan'dan iyiyiz" deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.Sadece Afganistan'dan değil Brundi'den de iyiymişiz. Görüyor musunuz, Türkiye'yi "muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak" için gelip de, bu

"Allahım sen benim aklıma mukayyet ol. Beni çıldırmaktan seni koru". İki gündür sık sık bu sözleri tekrarlıyorum. Kendisine büyük umut bağladığımız, elindeki "sihirli değnek" ile ekonomimizi içinde bulunduğu "bataklıktan" çıkaracağına inandığımız Kemal Derviş, ekonomimiz için "Allah'a şükür Afganistan'dan iyiyiz" deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.

Sadece Afganistan'dan değil Brundi'den de iyiymişiz. Görüyor musunuz, Türkiye'yi "muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak" için gelip de, bu güzel ülkeyi "çağdışı" yönetimlerin egemen olduğu ülkelerle kıyaslayan Kemal Derviş'in yaptığı işi. "Allah'a şükür Afganistan'dan iyiyiz" ne demek? Yıllarca Sovyetler Birliği işgalinde sürünen, 20 yıldan uzun süredir "iç harbi yaşayan", hâlâ ülkenin büyük bir bölümü Taliban yönetiminde olan bir ülke ile Türkiye'yi "kıyaslayacak" bir insan bulunabilir mi? Gerçi Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Aygün'ü ziyareti sırasında bu sözleri etmiş. Etmiş ama ben yine de bu sözleri Kemal Derviş'n söyleyebileceğine ihtimal vermiyorum. Çünkü bu sözler, başında "sağlıklı bir beyin" bulunan bir insan tarafından söylenmemesi gereken sözler.

Kemal Derviş, ta Avrupalarda "yüksek öğrenim" görmüş, Almanca'yı, İngilizce'yi, Fransızca'yı, o ülke insanları kadar "mükemmel" konuşan, dünyanın en saygın kuruluşlarından biri olan Dünya Bankası'nın 26 başkan yardımcısından biri olma başarısını gösteren biri. Kemal Derviş'in "sağlıksız bir beyin sahibi" olduğunu söylemek mümkün mü?

Neyse, biz hepimizi "aşağılayıcı ve yaralayıcı" bu sözleri bir kenara bırakarak asıl işin "vahametine" dikkat çekelim.

Bütün Türkiye, Kemal Derviş'i "kurtarıcı" ve Amerika'nın ve IMF'nin "has adamı" olarak Türkiye ekonomisini kurtaracak "fonları ateşleyecek" biri olarak gördük. Bütün umutlarımızı ona bağladık. O kendisini nasıl görüyor bilemiyorum ama son demeçlerini okuyup, son yaptıklarına bakınca, onun Türkiye'yi "asla ve asla" tanımadığını tespit ettik.

Bir kere hepimiz "can yakan bir kriz" içinde yüzerken, o krizin bittiğini ilan ediyor. Tam anlamıyla kendisi de inanmıyor ama "Bence kriz atlatıldı. Birçok bakımdan atlatıldı" diyebiliyor. "Önümüzü görüyoruz, panik durumda değiliz" diyor.

Hangi önünü görüyor acaba? Bütün işadamları "önümüzü göremiyoruz, dalgalı kur reel sektörü öldürüyor" diye ağlıyor, ama Kemal Derviş'e bakarsanız "o önünü görüyor." Gerçekten hangi önünü görüyor acaba?

Ekonomi profesörü olan DYP lideri Çiller, Türkiye'nin "hiperenflasyon öncesi durgunluğu" yani stagflasyonu yaşadığını söylüyor. "Çekirdek enflasyon yüzde 4.8, toptan eşya fiyatlarındaki artışın yüzde 3.5 olduğu bir ortamda tüketici fiyatlarındaki artış oranı bunların altında yüzde 2.9 çıkmıştır. Bu rakamlar durgunluğun işaretleridir. Buradan sonra durgunluk artarak devam edecek ve beraberinde hiperenflasyon patlayacaktır" diyor. Bu "uyarıyı" dinlemiyorlar.

Kemal Derviş'in başına geçtiği Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 11.8 küçülüyor ve dibe vuruyor ama bunun ne anlama geldiğinin farkında bile değiller. Kemal Derviş'e göre "Finans krizini bal gibi atlattık" Neyi, ne zaman, nasıl atlattınız? Derviş'e bakarsan atlatıldı. Vatandaşa kriz batağında boğuluyor "kurtarıcı" onu bile göremiyor.

Ekonomiyi doğru tespit edemeyen Kemal Derviş'in ve IMF'nin yanlış reçeteleri bizi batırıyor. Bu gerçeği Kemal Derviş'in son açıklamalarında görüyoruz.

Batıyoruz ama dibe vurup çıkamayacağız, çünkü dibi sert değil bataklık, vurunca daha da dibe gideceğiz.
#Kemal Derviş
#Ekonomi
#IMF