Türkiye, NATO Gladyo’su FETÖ’yü tasfiye etti

04:0031/12/2018, Pazartesi
G: 31/12/2018, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

Son günlerde Türkiye’nin önemli Polemik konuları arasında yer alan Özel harpçi sivilleri bir televizyon programında deşifre ettiğini açıklayan Genelkurmay Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin FETÖ elebaşı ve Milli Gazete yazarı Mehmed Şevki Eygi’nin isimlerini açıklamıştı. FETÖ elebaşı Gülen’in ve terör örgütünün sözde üst düzey birçok yöneticisinin CIA ve Pentagon ve NATO ile ilişkileri 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri sonrası yapılan operasyonlarda tüm detaylarıyla ortaya çıktı.Elebaşı Gülen’in

Son günlerde Türkiye’nin önemli Polemik konuları arasında yer alan Özel harpçi sivilleri bir televizyon programında deşifre ettiğini açıklayan Genelkurmay Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin FETÖ elebaşı ve Milli Gazete yazarı Mehmed Şevki Eygi’nin isimlerini açıklamıştı. FETÖ elebaşı Gülen’in ve terör örgütünün sözde üst düzey birçok yöneticisinin CIA ve Pentagon ve NATO ile ilişkileri 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri sonrası yapılan operasyonlarda tüm detaylarıyla ortaya çıktı.



Elebaşı Gülen’in CIA’nın maaşlı memuru olmasından tutun, FETÖ’nün ABD istihbaratlarının etki ve nüfuz ajanları olarak Türkiye’nin aleyhine ABD çıkarlarına hizmet eden bir ihanet çetesi ve Gladyo yapısı olduğu tüm delilleri ile birlikte deşifre edildi. Gazeteci Eygi ise Pekin’in Gülen ile birlikte 1959 yılında Özel Harp Dairesi içinde görevlendirildi. Görevleri, Yeşil Kuşak Projesi çerçevesinde ‘Komünizmle mücadele’ faaliyetleriydi iddiasına sert tepki göstererek İsmail Hakkı Pekin’i dönmelik ve yalancılıkla suçladı . Pekin, katıldığı bir TV programında, Genelkurmay Başkanlığı arşivlerinde Eygi’nin Özel Harp Dairesine üye olduğuna dair belge gördüğünü, Özel Harp Dairesinde kayıtlı olduğunu ya da bir şekilde kaydının yapıldığını iddia etti. ’Bunu göstermenizde bir sakınca var mı?’ sorusuna ise, “Böyle bir şey olmaz. Ben devletin gizli belgesini çıkartıp getirip de burada gösteremem. Bu belgeyi ancak arşivde görürsünüz” cevabını vermişti. Pekin ayrıca 12 Eylül sonrasında göz altına alınan FETÖ elebaşı Gülen’i dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in serbest bıraktırdığını iddia etmesi eğer doğruysa Türkiye’nin darbeler tarihi ve FETÖ’nün TSK içinde kurduğu ilişkiler ağını ifşa etmesi bakımından önemliydi. Ben burada Genelkurmay İstihbarat Daire Eski Başkanı Pekin’in bu açıklamalarını neden bu güne kadar yapmadığını sorgulayacak değilim. Zira Türkiye’nin NATO’ya girişi ile birlikte Türkiye’de oluşturulan Gladyo yapısını deşifre etmeye çalışan asker polis savcı ve gazetecilerin hatta devletin üst katlarının hangi tehlikelere maruz kalabileceğini yaşayarak öğrenmiş bir kuşağız. Bu nedenle İsmail Hakkı Pekin’in bir ulusalcı olarak Türkiye’deki bu derin yapıyı deşifre edebilecek bilgi kırıntılarını dahi açıklamasını önemsiyorum. Eğer bu açıklamalar bir operasyonun parçası değilse tabi!

Öte yandan gazeteci yazar Mehmed Şevki Eygi ile ilgili iddialar 1959 yılına ait. Bu dönemde Türkiye’nin iç ve dış tehdidi Milli Güvenlik Siyaset Belgesinde ‘Komünizm’ olarak belirlenmişti. Bu konjonktürde aslında Türkiye NATO’nun tehdid değerlendirmesini birebir iç ve dış tehdid olarak benimsemesi yanlış ve vesayetçi yapıların etkisi altında alınmış kararlardı. Bu dönemde Türkiye’nin kendi iç ve dış tehdidlerini ülkenin kendi çıkarları ve bekası açısından belirleyememesi Türkiye’de vesayetçi yapıların güç kazanmasına demokrasinin gerilemesine ve darbelere yol açan gelişmelere neden olmuştu. Türkiye ilk defa AK-Parti’nin iktidar olması sonrasında demokrasinin gereği olarak iç ve dış tehditlerinin belirlendiği MGSB’ni siyasi iktidar hazırlayabilmişti. Vesayetçi yapıların çeşitli provokasyonları siyasi iradenin millet iradesini önceleyen önemli demokratik reformları sayesinde önlenebilmişti. Eski Türkiye’de bir Bakanlar Kurulu manzumesi olan MGSB ile ilgili iç ve dış tehdit değerlendirmeleri komünizm ile mücadele olarak belirlenmesi Özel Harp ile ilişki kuran birçok kimseyi devlete hizmet ediyorum psikolojisine itmiş olabilir. Zira Özel Harp’in milli ve yerli olmadığına yönelik gelişmeler ve TSK içindeki bu güzide kuruma NATO Gladyo’sunun sızması uzun yıllar sonra fark edilmişti. Aslında NATO’nun en uç karakolu olan Türkiye’de de Gladyo’ya benzeyen bir örgüt kurulmuştu. Türkiye Gladyo’nun koordinasyon komitesindeydi ama siyasi komitede yoktu. Yani diğer NATO ülkelerinde kurulan Gladyo yapılarına göre çok daha bağımsız bir yapıdaydı.

Türk Gladyo’su gizli NATO gölge orduları, Batı Avrupa genelinde açığa çıkarıldıktan sonra da faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişti. Paramiliter birimler sistemin içine kanser gibi yayılmış ve öylesine derinden nüfuz etmişti ki kolay kolay yerli ve milli olmayan bu birimlerin ortadan kaldırılması veya yargı önüne çıkarılması pek mümkün görünmüyordu. Fakat NATO üyesi bazı ülke liderlerinin Gladyo tipi yapılarının kendi ülkelerinde de ordu ve gizli servisler içinde var olduklarını yönelik açıklamaları ve kamuoyu baskısı sonrasında 3 Aralık 1990’da Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı Korgeneral Doğan Beyazıt ile ÖHD Başkanı Tuğgeneral Kemal Yılmaz önce milletvekillerine ardından da basın mensuplarına yaptıkları açıklamalarda NATO kıtalarının Türkiye’de varlık gösterdiğini kabul etmişlerdi. Generaller Türk Gladyosu’nun üyeleri için vatansever tanımını kullanıyorlardı.

Ancak uluslararası basın NATO ve Pentagon’un nasıl olup da Türkiye’deki katliam, darbe ve faili meçhullere doğrudan destek sunabildiğini sorgulamaya başlar başlamaz, Türkiye’deki askeri yönetim, Türk Gladyo’sunun deşifre edilmesine yönelik tüm araştırmaların önüne geçti. Meclis’te kontrgerilla gölge yapısını ya da ÖHD’yi incelemek için komisyon kurulması talebi reddedildi. Askeri yönetim Meclis’ten ve bakanlardan gelen soruları yanıtlamayı reddetmişti. Hatta Savunma Bakanlığı’ndan birkaç ay önce ayrılmış Safa Giray, Bülent Ecevit’in kontrgerilla ile ilgili açıklamalarına son verme uyarısında bulunarak ‘biliyorsa da bilmiyorsa da susması gerekir’ demişti.

Gladio’nun Soğuk savaş döneminde TSK’nın içerisinde olduğu, ancak TSK’nın 1990’lı yıllarda Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı yeniden teşkilatlandırarak millileştirdiği ve ABD’nin kontrolündeki yapıyı tasfiye ettiği, bunun üzerine ABD’nin Gladio’yu kendi kontrolündeki Fetullahçı yapının içerisine yerleştirdiği, bugün Gladio’nun odağının emniyet içindeki Fetullahçılar olduğu Gen.Kurmay raporlarından biliniyor

15 Temmuz Türkiye’yi işgal ve iç savaş çıkarmaya yönelik kanlı darbe girişiminin devlet-millet işbirliğiyle başarısız kılınması sonrasında FETÖ militanlarına Türkiye içinde ve dışında yapılan operasyonlarda yaklaşık 125 bin FETÖ’cü deşifre edilerek KHK ile devlet hizmetinden uzaklaştırılmışlardır. Yaklaşık 80 bin FETÖ’cü tutuklu olarak yargılanırken 8 bin civarında yurt dışına firar eden Fetö’cülerin yakalanmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Bu rakamlar da gösteriyor ki Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak ABD ve NATO şemsiyesi altında faaliyet gösteren Türk Gladyo’su FETÖ genel olarak Türkiye devleti tarafından tasfiye edilmiştir. Bu süreçten sonra önemli olan FETÖ’nün tasfiyesi ile oluşan boşluğu devletin doldurmasıdır.

#FETÖ
#NATO
#CIA
#Gladyo
#Mehmed Şevki Eygi
#15 Temmuz